ferit edgü: ah min-el aşk
GÜLAY YAŞAYANLAR Ferit Edgü Ah Min-el Aşk’ta yazı dilini; imgelerin yalın ama genişleyen anlam derinliğiyle daha da zenginleştirir. 1978 yılında
DevamGÜLAY YAŞAYANLAR Ferit Edgü Ah Min-el Aşk’ta yazı dilini; imgelerin yalın ama genişleyen anlam derinliğiyle daha da zenginleştirir. 1978 yılında
DevamGÜLAY YAŞAYANLAR Semiha Berksoy’un, ruhsal gerilimini yansıtan imgelerle kurduğu aşk ve ölüm retoriği, aslında bitmeyen bir hesaplaşma alanı gibidir. Burada
DevamMÜMTAZ SAĞLAM Arslan belli ki; tepkisel dili ve tuhaf gösterim mantığıyla; Marquis de Sade, Arthur Rimbaud ve Antonin Artaud ve
DevamMÜMTAZ SAĞLAM Abidin Dino’nun görsel diline sinen aykırı ve güce-iktidara karşı direnç içeren eleştirel ve tepkisel tavrı, doğal olarak bu
DevamMÜMTAZ SAĞLAM Binbir Bedros/Otoportreler serisinde, dramatik açıdan iri ve kaba gözlerle daralmış çene arasına sıkışan suret, ikonik atıflarla kendi özel
DevamMÜMTAZ SAĞLAM Selma Gürbüz resmine yönelik Edgü’nün oluşturduğu üç yazı, aslında oluşturduğu paralel bir düzlemde ürettiği bağımsız, kopuk ve süreksiz
DevamMÜMTAZ SAĞLAM Selim Turan’ın entelektüel birikimi; Paris’te yaşanan dönüşümü daha hızlı bir şekilde anlamasını ve eşzamanlı bir şekilde bu üretim
DevamMÜMTAZ SAĞLAM Mübin Orhon resimlerinde, kompozisyonu tamamlayan unsurların varlık nedenlerini tartışan ve onları özgürleştiren bir biçimleme arayışı, düşünsel bir çerçeve
DevamGÜLAY YAŞAYANLAR & MÜMTAZ SAĞLAM William Kentridge’in; aynı yüzeyde silinerek yenilenen çizimleri, her birinin ayrı ayrı ve üst üste kaydedilerek
DevamGÜLAY YAŞAYANLAR L’air de Paris / Paris Havası; ilişkisel bir zeminde bir araya gelen ve sanatçıları besleyen bir aurayı sergi
Devam