CRITIC
MÜMTAZ SAĞLAM
Jack O’Brien, Lure II, 2023, Krom kaplanmış çelik, bal kavanozu, selofan, 32 x 12 x 12cm. [https://jackobrien.net/Main]
Geliştirdiği heykel ve enstalasyon pratiğiyle etkili görsel alanlar oluşturan Jack O’Brien; nesneleri sarmalayarak koruma altına alır. Daha çok bedensel olana dair uyandırılan arzunun geriliminden gücünü alan kapsayıcı bir ilişkisel alanda, nesne dolayımında özenle tasvir edilen düz anlamın güvensizliğine odaklanır. Böylece, manipülatif işlemlere maruz bırakılan ve bir beden olarak tasavvur edilen nesne; arzu ve tüketim ilişkisinin çatışmalı durumuyla alâkalı gerilimli bir konuma çekilir, güncel yaklaşımlar eşliğinde değerlendirilir.1
Jack O’Brien, Thrill, 2022, şarap şişesi, metal çit direği ve tabanı, shrink ambalajı, buluntu ahşap araba 45 x 22 x 48 cm. [https://jackobrien.net/Main]
kılıflanarak kendinden uzaklaştırılan huzursuz nesne-bedenler
Jack O’Brien; aslında, hayalet imge tanımlamasını çağrıştıran bir aktarımla; soğuk bir gerçeklik içinde yapılanan ve assemblage’ı andıran heykeller inşa etmektedir.2 Bu çalışmalarda duyumsanan erotizm vurgusu ise, ince dokunmuş yarı saydam kumaşla kaplanarak yumuşatılan ve gizlenen fiziksel malzeme gerçekliğinden uzaklaştırılan nesnelerle ulaşılan bir sonuçtur sadece. The Reward’da, preserve edilen kullanım dışı merdivenlerin, kıvrımlı zarif bedenleriyle; belirsizliğe sürüklenen gizemli ve erotik nesnelere dönüştürülmesi, bu bağlamda önemli iki örnektir. Kaybedilmiş şeylere özgü duygusal kopuş sürecinde, sıkıca kılıflanmış, adeta mumyalanmış gibi duran bu huzursuz bedenler; kimine göre, yere kadar sarkan fazlalıkları nedeniyle erotik bir boyun eğme içinde görünürler.
Daha çok izole edici bir yaklaşım üzerinden türetilen ve Jack O’Brien tarafından da kodlanan cinsellikle ilgili bu tür okumalar, aslında sıkıntılı bir dünyanın yarattığı gerilimle ilişkili birer aşırı yorum olarak görülebilir. Nitekim bu okumalarda, sıra dışı malzemelerin seçimi ile maruz bırakıldıkları müdahale üzerinden cinsel çağrışımlarda bulunulduğu, mevcut gerilimin esasında bir arzu çelişkisine dayandırıldığı görülmektedir. Sözgelimi Caroline Élbaor; sıkıca kılıflanmış nesnenin sarkık, yatık ve asılı duruşuyla ulaşılan puslu uzamda duyumsanan güçlü bir erotizmden bahseder.3 Tabii ki fallus çağrışımlı bu bağlantı üzerinden ulaşılan (sözde) erotizm, biçimsel dizilimle doğrudan anlaşılabilecek bir şey değildir. Jack O’Brien de zaten, kılıflanmış heykel üzerinden erotizm duyumunu mümkün kılan bir söz diziminin ve mecazlarla yüklenen bir anlam derinliğinin peşindedir. Belli ki, dizgeli bir temsil ve imâ ilişkisi içinde kalarak, karmaşık bir çağrışımsal bakış-yorum meselesi olarak bu konuya ilgi duymaktadır.
Dolayısıyla Jack O’Brien’in dönüştürme çabasıyla erotik bağlama sürüklenen nesneler; kültürel ve ahlâkî boyutta kendilerine yeni karşılıklar bularak, bilinçli anlam kesişimleri üzerinden heyecan yaratan riskli durumlara yönelmektedir. Burada da görüldüğü gibi; özellikle sınırda gezinen sanatçılar tarafından nesnelerin stratejik olarak kötüye kullanılmasının potansiyel sonuçlarından biri de, queer olabileceği gerçeğidir.4 David Getz’in, manipüle edilmiş nesne duyarlılığıyla hareket eden Jack O’Brien’ı; yıkıcı, tensel ve yaratıcı queer yakınlıklara yönelen sezgisel bir heykel sanatçısı olarak görmesinin nedeni tam da budur.5
Jack O’Brien’ın heykellerinin açık bir gönderme içermemesi rağmen, queer yönüyle değerlendirilmesi ilginçtir. Nesne-beden bağlantısında iz bırakan müdahaleler nedeniyle ulaşılan bu saptamanın, daha çok malzemeler arası karmaşık, geçişli ve tuhaf ilişkisel durumların ürettiği ve benimsenmiş bir yan anlam olduğu ortadadır. O yüzden, eleştirel ve muhalif bir bakışla üretilmiş bir fantaziye dönüşen anlatı düzlemleri, burada olduğu gibi, doğrudan tasvirden uzaklaşarak ironiyle bütünlenen queer soyutlamalar hâlinde biçimlenmektedir. Bu durumu queer biçimciliği olarak tanımlayan William Simmons’un, “normatif olmayan bedenlerin hayatta kalmak için geliştirdikleri eşzamanlı sevgi ve beceriden ya da şüphecilikten doğan serbest çağrışımın bilinçli ve neşeli hâli” şeklindeki açıklaması bu bakımdan manidardır.6
2- Assemblage: Genellikle buluntu nesneleri beklenmedik bir şekilde bir araya getiren üç boyutlu sanat üretimlerini nitelemek için kullanılan bir terimdir. Assemblage’da kullanılan nesneler açıklanamaz bir uyum içinde bir araya gelerek, tek başına taşıdıkları mevcut anlamlarını terkeder, tutarlı bir bileşik görüntüden hareketle yeni anlamlar üstlenir.
Jack O’Brien, Glance, 2024, (Ayrıntı), Tıbbi sınıf polikarbonat film, şerit epoksi, macun, yumuşak pastel ve dijital baskı üzerine sprey boya, (alüminyum üzerine monte edilmiştir), 149,9 x 299,7 x 14,6 cm. Matthew Brown Los Angeles Koleksiyonu. [https://www.matthewbrowngallery.com/exhibitions/jack-obrien]
kışkırtıcı anlam olasılıklarının peşinde
Sanat yapıtında duyumsanan erotik deneyimi, açık bir şekilde ifade etmek tahmin edilebileceği üzere apayrı bir gösterim sorunudur. Burada, gizemli durumlar ve mecazlar desteğiyle gelişen ve tuhaflaşan içeriğin, psikolojik çekinceler üzerinden biçimlenen yeni hâli, bu tür bağlantılara izin vermektedir. Dolayısıyla queer görünüş; daha çok bir görme biçiminin ve okuma tercihinin kapasitesi oranında kendini biçimleyen, nesnenin temsil yeterliliği ve simgesel niteliği üzerinden ayırt edilebilen bir bilinç niteliği ya da farkındalık durumudur. Jack O’Brien’ın üretim anlayışı da bu bağlamda, özellikle yapı malzemelerinin gergin ve güvencesiz ilişkilerini, huzursuzluğa atıflı sertlik ve yumuşaklık ironisiyle bir arada sunan, koruma ve sarma gibi takıntılı pratiklerle buluşturan anlam olasılıklarına yaslanmaktadır. Bu yaratıcı eylemin açık bir biçimde; yüklendiği potansiyel duyguları kırılgan ve dramatik bir düzlemde ifade eden, gizli belirleyen olarak öne çıkan queer’leşmiş bir görsel dile ulaşması ise başlı başına ilginç bir aktarım hadisesidir…
Mümtaz Sağlam Copyright © 2024, All Rights Reserved
jack o’brien (1993, Londra) O’Brien’ın giderek marjinalleşen sanat yaklaşımı, tuhaf ve fantastik nesne bağlantılarıyla kurulan gerilimli düzenekler üzerinden üzerinden yapılı çevre, maddesellik ve estetik arasındaki ilişkileri inceler. 2023 yılında Camden Art Centre Gelişen Sanatçı Ödülü’nü kazanan sanatçı, Londra’da yaşamakta ve çalışmaktadır.
mümtaz sağlam Sanat yazarı ve küratör. Plastik sanatlar alanında gündemde olan konular, kuramsal tartışmalar ve öne çıkan sanatçı tavırları ile ilgili çok sayıda yayını bulunmaktadır. İzmir ve Londra’da yaşıyor ve çalışıyor.
RELATED CONTENT
[…] bu uzamda, kaplanan ya da kısıtlanan nesne-bedenler birbirini tamamlayan, cinsel çağrışımlarla yüklü, ritmik, soyut ve disiplinli bir birliktelik içindedir. Jack O’Brien tam da bu noktada; nesne ilişkilerinden duyulan, gerilim ve soğukluğun neden olduğu bir mesafeli algıyla, paketlenmiş bu heykelsi düzenekleri, parodik bir tanımlama üzerinden iyice bireysel alana çeker, açık bir anlamlandırma deneyiminden epeyce sapar.
Jack O’Brien’in “The Reward” adlı kişisel sergisinde, polietilen veya bezle sarılmış nesneleri sergileyen sanatçı, açık bir şekilde güvencesizlik hâline gönderme yapan yaklaşımını çeşitlendirmiş durumda. İki spiral metal merdiveni merkeze alan büyük uygulamasından da anlaşılacağı üzere, nesnelerin işlev ve anlamlarını paradoksal bir biçimde bir idealizm eleştirisine uğratıyor ve adeta dünyayı koruma altına almaya çalışıyor.
EXHIBITIONS
Installation view of Jack O’Brien, The Reward at Camden Art Centre, 4 Ekim – 29 Aralık 2024. Fotoğraf: Rob Harris. (Camden Art Centre’in izniyle)
The Reward / Ödül adlı ilk kişisel sergisinde, polietilen veya bezle sarılmış nesneleri sergileyen sanatçı, açık bir şekilde güvencesizlik hâline gönderme yapan yaklaşımını çeşitlendirmiş durumda. İki spiral metal merdiveni merkeze alan büyük uygulamasından da anlaşılacağı üzere, nesnelerin işlev ve anlamlarını paradoksal bir biçimde bir idealizm eleştirisine uğratıyor ve adeta dünyayı koruma altına almaya çalışıyor.
PUBLICATIONS
Edward Gilman, “Jack O’Brien: Lost London – I’m traying to explore a state in which everything feels charged”, Frieze, Sayı: 246, Ekim 2024. sayfa: 88-95.
Dominic Johnson, “Flexible”, On Demand, (File Note: 153: Jack O’Brien), 4 Ekim 2024. (Bu yazı , Camden Art Centre’da 4 Ekim -29 Aralık 2024 tarihleri arasında düzenlenen Jack O’Brien: The Reward adlı sergi için hazırlanmıştır
INSTITUTION
Kuzey Doğu Londra’da yer alan Camden Art Centre, uluslararası üne sahip bir kültür-sanat kurumudur. Aslen bir halk kütüphanesi olarak inşa edilen tarihi bir binada 1965 yılından bu yana hizmet vermektedir. Martin Creed, Kerry James Marshall, Kara Walker, Sophie Calle, Yinka Shonibare, Mike Nelson ve Mary Heilmann gibi sanatçıların erken dönem yapıtları burada sergilenmiş ya da ve ilk kişisel sergileri burada düzenlenmiştir. Sanatçıların kişisel gelişimlerinde etkili olan merkez, bu bakımdan ayrıcalıklı ve önemli bir bir kurumdur.
You mIght also lIke
saglamart; dinamik bir anlayış ile hareket eden, kültür-sanat ortamındaki olay ve olgulara, sanatçı tavırlarına, yapıtlara ve yayınlara odaklanan bağımsız bir yayın etkinliğidir. Tüm hakları saklıdır. All rights reserved. Görüntü ve yazılar izinsiz kullanılamaz. Images and texts cannot be used without permission.