feyhaman duran’da başkalaşan portre pratiği
MÜMTAZ SAĞLAM
Feyhaman Duran’ın gözlem gücünün ayrıcalığı, portre alanında onu hep güçlü kılan başlıca husus olmuştur. Hızlı, atak ve son derece isabetli fırça vuruşlarıyla örülen bu pratik; modele duyulan sempatiyle girişilmiş, yüzü kayıt altına alan bir biçimleme deneyine dönüşmüştür. Duran da zaten, modelin iç dünyasına yönelen ve portre ritüeline sadık kalan bir duruşu-düzeni ve eylemi fazlasıyla önemsemektedir. Bu bakımdan bazı portreleri, modelle ilişkisini yitirmesine karşın, belli ön izlenimle yetinilen bir betimlemeden ibaret gibidir. Böylece; modeli vasıta hâline getiren, plastik hazların peşine düşen, başkasıyla girilen sözde diyalogdan taşan yüzün ötesidir burada resim.
Feyhaman Duran; yüzyılın ilk yarısında, manzara ve ölüdoğa türlerine öncelik veren sanatçıların arasında portreye olan tutkusuyla öne çıkan bir isimdir. [1] Sanat yaşamı boyunca, bir yandan artistik gücünü sergileyen, diğer yandan ise kendi iç huzurunu tehdit eden bir tanıklık üzerinden, pek çok portreye imza attığı bilinmektedir.
incelikli bir gözlem, gerçekçi bir bakış
Feyhaman Duran’ın resimde doğrudan yüze/surete odaklanma tercihi, aslında benzetme kaygısını yedekte tutan, özgür bir tarzın aranışıyla ilgilidir. Dolayısıyla, duygusal bir iç dünya gözleminden edindiği ayrıcalıklarla neredeyse dışavurumcu aşamaya sürüklenen bir ortamda portrelerini tamamlar. Bu aşamada sorun olmaktan çıkan benzetme meselesi; resmin dinamik karakterinin eşliğinde modelin kimliğine ilişkin duyumların belirginleşmesine imkân verir. Örneklemek gerekirse, 1921 tarihli Ressamlar Grubu adlı çalışması, Duran’ın bu bahiste sahip bulunduğu kuvvet ve kudrete kudrete dikkatimizi çeker. 1914 Kuşağı ressamlarını bir araya getiren bu dizilimde her sanatçı portresi, ayrı ayrı incelenebilecek yeterliliğe sahiptir. [2] Figürlerin sıkıntılı ve kaygılı yüz ifadeleri, resim pratiğinin döneme özgü zorlu üretim koşullarına ilişkin verilen bir mesaj gibidir.
Portre, modelin ruh hâlini ve fizikî durumunu aktarması bakımından her zaman önemli ve zor bir türdür. 1916 tarihli Dr. Âkil Muhtar’ın Portresi, Duran’ın bu alanda aşkın bir temsilinin içinde olduğunu gösterir. [3] Ustalıklı bir gözlem ve yorumun bileşkesi olarak tasarlanan bu portre, mekân derinliğine sahip farklı bir tasavvurla Muhtar’ın ruh hâlini yansıtır. Önündeki deney hayvanı ile resimlenen model, bir duruş-eylem paradoksu içinde gösterilerek, kompozisyona ayrıcalık ve güç katar. Burada portreyi/kimliği tanımlayan unsurları tuvale taşıyan Feyhaman Duran, neşeli bir çalışma ortamı mizanseni oluşturarak meslekî bilgileri de vurgulanmış önemli bir kişiliği yansıtmak ister. Bir dış gözlem ile yakaladığı enerjik bakış, yüze ve bedene emsalsiz bir hava kazandırır. Resmi bu şekilde önermesinin, diğer portre yorumlarından farklı kurgularla bezemesinin nedeni, Dr. Muhtar’a duyduğu yakınlık, saygı ve minnettarlıkla alâkalı olabilir.
1943 tarihli Prof. Dr. Mustafa Şekip Tunç Portresi, yine bu bağlamda gerek bakış biçimi ve gerekse modelin zihin dünyasına ulaşan betimleme farklılığı ile başarılı bir çalışmadır. [4] Keza aynı kapsamda 1946 tarihli Prof. Dr. Ahmet Ardel ve Prof. Dr. Tahir Taner’in portreleri de benzer bir plastik kaliteye sahiptir. Dolayısıyla burada modele bağlılık ve benzetme kaygısı ile birlikte esaslı bir kişilik tahlili ve çevre gözlemi, ruhsal bütünleşmeyle çözümlenen başarılı bir yoruma dönüşür. [5] Aslında, bu portre dizisi; temsilin anlık belirlenimini önemseyen, görsel referanslarını bilen ve değerlendiren bir yaklaşım içinde gerçekleştirilmiş gibidir. Yakın dostu Şerif Muhiddin Targan’ın 1937 tarihli eskiz düzeyindeki ud çalan portresi ise, yine bu mantığa uygun bir şekilde ve boya akışkanlığı içinde biçimlenmiştir. [6] Zaten Duran‘ın yakın çevresinde bulunan kişileri, sıradan bir pentür olgusuna dönüşmüş bir doğrudanlık ve tanıyor olmanın getirdiği rahatlıkla resimlemektedir. Portreye özgü gerilimin büyük oranda bertaraf edildiği bu resimlerin bir çoğunda; modeli, mesleği ve özel hayatı üzerinden niteleyen, simgesel bir anlamlandırma ile yetinilir. Kimliğe ilişkin vurguların her zaman, resmin plastik niteliğini belirleyen işlek fırça hareketleri ve akışkan bir dizilimle simgeseleştirilen ve normalleştikçe daha güçlü bir hâle gelen bir bakışla netleştiği, görsel bütünlüğe katkı sağladığı ortadadır.
Bu arada, Feyhaman Duran’ın Güzin Duran portrelerinde de, özellikle beden-suret bilgisi üzerinden ulaştığı biçimleme son derece güçlü görünür. Güzin’in yüzü ve bedeni bu resimlerde, portreye kayan özel bir bakışın tüm samimiyetini içerir. Dolayısıyla beden, burada portrenin bir tamamlayıcısı, bütüncül imge olarak tasavvur edilen kapsamlı bir kavrayışın çevresel imajıdır. Ama her durumda portre, dönüştürücü gücüyle bedeni bir fazlalık olarak arka plana itelenir. Güzin’in portrelerinde bu nedenle öne çıkan psikolojik etki; bir dil, ifade ve duyum meselesi olarak modele duyulan bir yakınlığın ve bağlılığın bir ifadesi gibidir.
başkasıyla girişilen diyalogdan kalan şey: yüzün ötesi
Feyhaman Duran’ın gözlem gücünün ayrıcalığı, portre alanında onu hep güçlü kılan başlıca husus olmuştur. Hızlı, atak ve son derece isabetli fırça vuruşlarıyla örülen bu pratik; modele duyulan sempatiyle girişilmiş, yüzü kayıt altına alan bir biçimleme deneyine dönüşmüştür. Duran da zaten, modelin iç dünyasına yönelen ve portre ritüeline sadık kalan bir duruşu-düzeni ve eylemi fazlasıyla önemsemektedir. Bu bakımdan bazı portreleri, modelle ilişkisini yitirmesine karşın, belli ön izlenimle yetinilen bir betimlemeden ibaret gibidir. Böylece; modeli vasıta hâline getiren, plastik hazların peşine düşen, başkasıyla girilen sözde diyalogdan taşan yüzün ötesidir burada resim.
Mümtaz Sağlam, Copyright © 2024 / All Rights Reserved.
Ayrıca Bakınız: https://saglamart.com/feyhaman-duran-otoportre
NOTLAR
[1] Feyhaman Duran (1886-1970) Feyhaman Duran, Mekteb-i Sultânî’deki öğrenimi sırasında ilk resim derslerini Viçen Arslanyan ve Şevket Dağ’dan alır. Ayrıca hüsnühat eğitimi de almıştır. 1908’de çalışma hayatına atılır, mezuniyetinden sonra ise Mekteb-i Sultânî’de Fransızca güzel yazı öğretmenliği yapar. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin faaliyetlerine 1909’daki kuruluşundan itibaren katıldı. Hidiv Abbas Halim Paşa’nın desteğiyle 1911’de Paris’e gönderilir. Académie Julian’da Jean-Paul Laurens ve Paul-Albert Laurens’ın atölyelerinde çalışır. Académie Julian ile aynı zamanda École des Arts Décoratifs’e devam etmiştir. 1913’te École des Beaux-Arts’da Fernand Cormon’un atölyesinde dersleri izlemeye hak kazandı. Birinci Dünya Savaşı çıkınca 1914’te İstanbul’a döner. 1916’dan itibaren Galatasaray Sergileri’ne katılır. 1919’da İnâs Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nde atölye hocalığına başlar. 1923 yılında bu kurumun Sanâyi-i Nefîse Mektebi’yle birleşmesinden sonra da, 1951’deki emekliliğine kadar burada görevini sürdürür. https://www.sakipsabancimuzesi.org/sanatci/269
[2] Feyhaman Duran, Ressamlar Grubu, 1921, Tuval Üzerine Yağlıboya, (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu)
[3] Feyhaman Duran, Dr. Âkil Muhtar’ın Portresi, 1916, Tuval Üzerine Yağlıboya, (İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu.)
[4] Feyhaman Duran, Portre (Prof. Dr. Mustafa Şekip Tunç), 1943, Tuval Üzerine Yağlıboya, 40×33.5 cm. (İstanbul Üniversitesi Feyhaman Duran Koleksiyonu.)
[5] Feyhaman Duran / İki Dünya Arasında – Between Two World, Metin Yazarları: Nurhan Atasoy, Gül İrepoğlu, Zeynep İnankur, Ahu Antmen, A. Aldemir Kilercik, Ömer Faruk Şerifoğlu, İngilizceye Çeviren: Ayşe Anadol, Marie- Priscilla Işın, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Yayını, Ocak 2017, İstanbul, sf. 40-49.
[6] Feyhaman Duran, Şerif Muhiddin Targan’ın Portresi, 1937, Tuval Üzerine Yağlıboya, (İstanbul Üniversitesi Feyhaman Duran Koleksiyonu.)
YAYINLAR, KİTAP ve KATALOGLAR
Feyhaman Duran / İki Dünya Arasında – Between Two World, Metin Yazarları: Nurhan Atasoy, Gül İrepoğlu, Zeynep İnankur, Ahu Antmen, A. Aldemir Kilercik, Ömer Faruk Şerifoğlu, İngilizceye Çeviren: Ayşe Anadol, Marie- Priscilla Işın, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Yayını, Ocak 2017, İstanbul,
Feyhaman Duran, Metin: Gül İrepoğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yayını, Ekim 2001, Ankara
Gül İrepoğlu, Feyhaman, Tifdurk Matbaacılık Sanayi A.Ş., İstanbul, 1986.
Feyhaman Duran, (Hazırlayan: Kaya Özsezgin), Türk Ressamları: 20, Milliyet Sanat Dergisi eki, Tarihsiz, 4 sayfa.
Feyhaman, Metin: Nurullah Berk, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bolümü Yayını, No: 9, Kasım 1970, İstanbul. (Sanatçının vefatından sonra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde 9 -30 Kasım 1970 tarihleri arasında düzenlenen retrospektif resim sergisi için hazırlanmıştır.)