gritchenko’nun istanbul resimleri: romantizmin bulanık şekilsizliği
GÜLAY YAŞAYANLAR
Alexis Gritchenko’nun İstanbul resimlerinde renkli düzlemler arasında duyumsanan kırılma ya da boşluklar, işgâl sürecindeki suskun İstanbul’un mevcut romantizminin bulanık şekilsizliğini görselleştiren, ahlâkçı önyargıları dile getiren ve/veya edebî bir anlatının kuramlaştırılmasıyla dile gelen ironik bir ideolojiye yaslanır. Modernist öncüllere dayalı bir görsel diyalektik uyarınca, çağdaş ve eleştirel bir düzlemde trajik semptomlarla biçimlenen tecrit edilmiş manzaralara ve iç mekânlara yapılan biçimsel bir müdahaledir bu. Kilise mozaiklerinden hareketle Bizans etkisini öne çıkaran bir iradenin, hiçbir şeye teslim olmadan giriştiği tuhaf uyumsuz bir kolaj veya kendi teolojik kavramları üzerinden ahlâkçı geleneğe bağlanan ikna edici bir stratejidir ya da…
Alexis Gritchenko’nun İstanbul resimlerinde, imgelerin akışını düzenleyen ve giderek narsisizme dönüşen göstermeci bir tavrın belirleyici olduğu ileri sürülebilir. [1] Ancak küçük boyutlu desen ve suluboyalarında yer alan imgeler, son derece samimi ve sahici bir tazelik içindedir. Özellikle entelektüel katkılarla biçimlenen az renkli eskizleri, keşiflerle dolu bu yaklaşımın ne denli yaratıcı kıpırtılarla sarmalandığını gösterir.
Dilsel bir farklılık yaratarak kendini kuran bu aktarım; rutin bir şekilde süregiden hayatı, aslında mesafeli fakat özenli bir şekilde takdim eder. Burada, belirli mizansenler hâlinde yan yana getirilen sahneler, modernist bir çözülmenin paradoksal başlangıcını oluşturan parçalar gibidir. İki yıl süren bu deneyimde yapılara ve renklere hızla sirayet eden anlatım; kompozisyon unsurlarını kavramsal gösterenler hâline getirerek yeni bir tasvir düzenini inşa eder. Çini ya da mozaiklerin eşzamanlı görselliği de aynı şekilde, düşünsel bir boyuta evrilerek bir imgenin ne hızla ve nasıl kavranılacağıyla alâkalı bir inşayı hedefler. Böylece Gritchenko, Kübizm ve Fütürizm bağlantılarını hem İstanbul silüetleri, hem de mazbut insan hayatları ve yazgıları üzerinden dramatik bir içtenlikle, dışarıdan bir bakışla yapılandırır. Kılık değiştirmiş bir ideolojinin yapıbozumcu mantığı ve dilsel gösterenleri, tüm açıklığıyla bakışın odağı haline getirilir burada.
duygulanımdan geriye kalan şeyler
Resimlerinde farklı bir güzergâh ve içerik sunan Gritchenko’nun İstanbul süreci; bir bakıma kendi düşüncelerini realize edebildiği, görüntünün eleştirel bir bakışla ele alındığı ve onu çevreleyen imgelerin ihtiyatlı bir şekilde bir araya getirildiği bir ara dönem olarak nitelenebilir. Duygulanımdan geriye kalan şeylerin, çizgiye ve renge büründüğü, ayrıntıların yok edilerek çarpıcı olan mantıksal dizgenin öne çıkarıldığı esaslı bir yaklaşım söz konusudur burada…
Şehrin farklı yerlerini anlatan kesitlerin, her zaman birbirine eklemlenebilir hâle gelen kurgulara dönüşmesi ise; bir noktalama yönteminden vav harfinin imgesine kadar süren mistik bir atmosfere, yerel imgelerle semtin doğal ve yapısal formuna ve zamansallığına işaret etmektedir. Dahası, müdahaleci bir yaklaşımla, ardışık bir imge stratejisi üzerinden şeyleşmiş hâle getirilen Doğulu vurguların ön planda tutulduğu bir anlatı kalıbının temel derinliğinin, bu tür bir bakışla oluşturulduğu ortadadır. Mezar taşları, selvi ağaçları ve surların parçalara ayrılarak, biçimsel bir dönüşüme uğratılması, yer değiştirerek yeniden birbirine eklemlenmesi de zaten bu estetik kaygının önceliğine işaret eder. Bu şekilde, özellikle fütüristik bir farklılaşmanın yansıdığı parçalı formlar üzerinden bir içsel dinamiğin görselleştirildiği İstanbul resimlerinin izini sürmek anlamlı bir hâle gelir.
Gritchenko’nun resimlerinde benimsenen gerçekçi yorum, bakışlardaki yoğunluğun şiddetini ya da bir hamalın taşıdığı ağırlığın ve kaderinin gösterilmese de hissedilmeye zorunlu bırakıldığı bir etki gücüne sahiptir. Zaten söz konusu yapısal düzen, tüm gizemiyle auraya sinen bu potansiyele dikkatimizi çekmektedir. Dolayısıyla Boğaz kıyılarının, kubbe ve minarelerin, mezar taşlarının ve selvi ağaçlarının parçalı bir düzende yüceltilerek başka bir zemine ya da zamana taşınması, bu doğrultuda inşa edilen yeni-modernist heterotopyanın da bir gereği olarak karşımıza çıkarılmaktadır.
romantizmin bulanık şekilsizliği
Nihayetinde Gritchenko’nun resimlerinde renkli düzlemler arasında duyumsanan kırılma ya da boşluklar, işgâl sürecindeki suskun İstanbul’un mevcut romantizminin bulanık şekilsizliğini görselleştiren, ahlâkçı önyargıları dile getiren ve/veya edebî bir anlatının kuramlaştırılmasıyla dile gelen ironik bir ideolojiye yaslanır. Modernist öncüllere dayalı bir görsel diyalektik uyarınca, çağdaş ve eleştirel bir düzlemde trajik semptomlarla biçimlenen tecrit edilmiş manzaralara ve iç mekânlara yapılan biçimsel bir müdahaledir bu. Kilise mozaiklerinden hareketle Bizans etkisini öne çıkaran bir iradenin, hiçbir şeye teslim olmadan giriştiği tuhaf uyumsuz bir kolaj veya kendi teolojik kavramları üzerinden ahlâkçı geleneğe bağlanan ikna edici bir stratejidir ya da…
Tüm bunlar doğal olarak; İstanbul’da geçirilen kısa bir zamanı, avangard tavırlı Gritchenko için, döneme özgü sanattan ayrılan bir gösteriye dönüştürmekte ve resimlerini önemli kılan bir duygulanım olgusuyla birlikte ortaya saçılan yeni potansiyelleri ve zamansal vurguları barındırmaktadır. Gritchenko’nun sanatı, imtiyazlı bir kategori hâlinde etik/psikolojik verilere dayalı bir vak’a olarak İstanbul’un büyülü ışığını muhalif bir bakışla sentezleyen, imgenin biçim değiştirmiş hâllerine tercüme etmektedir. Sanatçı, kararlı bir modernist olarak; sezgileriyle ulaştığı nesne-imgelerle, sistematik olarak hayâl gücünü devrede tutan bir görsel alanda kalarak, tuttuğu kayıtlarla İstanbul’un tarihsel ve görsel hafızasını tamamlamaktadır.
Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2024 / All Rights Reserved.
Ayrıca bakınız: https://saglamart.com/alexis-gritchenko-ve-istanbul-resimleri
NOTLAR
[1] Alexis Gritchenko (1883-1977) Ukraynalı sanatçı ve sanat yazarı Gritchenko, küçük yaşlarda aldığı eğitim nedeniyle dinsel konulara ilgi duyar. Eski Rus ikonaları alanında uzmandır ve ikonaların görsel düzeni hakkında yayınlanmış bir çalışması bulunmaktadır. 20. yüzyılın başlarında Moskova’da gelişen modern sanat hareketlerinin içinde olmuştur. Kübizm ve Fütürizm etkileri taşıyan dynamocolor akımının kuramcısıdır. Aralarında avangard ressamlar Malevich, Kandinsky ve Tatlin’in de olduğu ortak sergilere katılır. 1917 Ekim Devrimi’nin ardından yaşanan iç savaştan kaçarak Kasım 1919’da İstanbul’a gelir. 1921 yılına dek sığınmacı olarak bu kentte yaşar. 1921 yılında Paris’e yerleşir. Salon d’Automne (Güz Salonu) başta olmak üzere, Avrupa’da ve Amerika’da düzenlenen pek çok sergiye katılır. 1958 yılında New York’ta Alexis Gritchenko Vakfı kurulur. 2006 yılında bu koleksiyondaki eserleri sanatçının vasiyeti üzerine Ukrayna Ulusal Sanat Müzesine devredilir. Ayrıca bknz: http://www.mesher.org/Uploads/ExhibitionPageMaterial/mesher_bulten_alexis-gritchenko-acilis_06022020.pdf