yüksel arslan: yabanıl, esrik ve erotik bir boyut
MÜMTAZ SAĞLAM
Arslan belli ki; tepkisel dili ve tuhaf gösterim mantığıyla; Marquis de Sade, Arthur Rimbaud ve Antonin Artaud ve Georges Bataille gibi uyumsuz edebiyatın temsilcilerinden güç alan, özellikle de Freud’un psikanalizine yaslanan cinsellikle alâkalı bir söylemle dış dünyayı tahrip etmek ve sarsmak istemektedir. Arslan’ın etkisinde kaldığı bu aykırı isimler, insana bakışını biçimlendiren temel düşünceleri ona hazır eder. Tehlikeli ve kötücül olana eğilimli; önemsiz, sıradan ve aciz bir biyolojik varlık olarak gerçekleştirdiği insan betimlemeleri, bu kullanışlı fikrî alt yapı üzerinde şekillenir.
Yüksel Arslan’ın erken dönem resimlerinde tuhaf bir biçimleme yaklaşımıyla elde edilen kaotik bir ortam tasviri söz konusudur.[i] Sanatçı; 1955 ile 1965 yılları arasını kapsayan bu dönemde; insan dışı yaratıklarla garip nesnelerden oluşan bir âlemi, simgesel ve dışavurumcu bir tasvir üzerinden anlatma çabası içindedir.[ii]
Yüksel Arslan, ilk sergisini 1955 yılında İlişki, Davranış ve Sıkıntılara Övgü adıyla İstanbul’da Maya Sanat Galerisi’nde düzenler. Sanat yazarı ve eleştirmen Sezer Tansuğ, Arslan’ın ilk sergisi nedeniyle kaleme aldığı bir yazıda bu sergiyi önemli bir değer olarak gördüğünü belirtir.[iii] Arslan’ın, bu tarzıyla nakış geleneğimizin özlü bir yenileyicisi olduğunu söyleyerek, tasvir geleneğine bağlı bir üslûp özelliğini kavradığını, bunu da yeni ve doğru bir biçimde kullandığını sözlerine ekler. Tansuğ; bu resimlere özgü mistik gerilimi pekiştiren fallusların, nihilist ve aykırı bir unsura ya da simgeye dönüştüklerini, sert ve alaycı bir tonda beliren tepkisel bir dili yapılandırdıklarını düşünmektedir. Ve Arslan’ın ifadesine sinen tuhaflığı, doğal olanın gösterimine bağlayarak söz konusu ortamı humour yüklü kaotik bir boyut olarak nitelendirmektedir.[iv]
resim ötesine kayan bir üretim: arture
İlk serginin ardından Arslan’ın resimlerinde beliren, genel bir insanlık durumu sorgulamasını cinsellik söylemi üzerinden gerçekleştiren Phallisme süreci, yabanıl etkinin gücüyle anlatıyıiyice absurd bir bağlama çeker. Siyah Kalem görselliğinin doğal ve doğrudan akışını andıran bu parçalı, düzensiz ve kopuk eylem-imge tipolojisi; istifçi, mistik (ve kısman naif) bir duyarlıkla inşa edilmektedir burada…[v] Böylelikle oluşan ve farklılaşan görsel bütünlük için, 1960’lı yılların başından itibaren Arture adını kullanmaya başlayan Arslan, resmini geleneksel ve tarihsel bağlamın dışında tuttuğunu gösteren bir yaklaşım içine girer.
Arslan, Arture’leri ile aslında resim, desen ve yazı pratiğini giderek özdeş hâle getirir. Bir tekniğin, dilin ya da deneyimin akış alanı ya da başlığı olarak Arture’lerinde, çıplak hayat olgusunu ve bedenle ilişkili saplantılı düş ve düşüncelerini kirli, kaba ve yoğun alan tasavvuruyla ifade etmektedir.
Phallisme serisinde tüm yüzeyi işgal eden figürsü imgeler, toplamda bir anlatı gücü oluşturmasa da bir dizilim bağlamında ortak görselliğin inşa edildiği birleşimi andırır. Çalışmanın resim ile yazı örüntüsünden oluşan dil ortaklığını paylaşan ve yansıtan bir dokudur artık bu. Elyazması kitap sayfalarını anımsatan, Arslan’ın mistik bağlantıları olan hayvansılaşmış insan figürlerinden ve edimlerinden oluşan, yabanıl olana yakın duran esrik ve erotik bir düzenlemedir. Ya da, automatisme ile bağlantılı bir dışavurumun rasyonel tüm bağlantılarını iptal eden bir kendiliğindenliğin ürünüdür. Kullandığı yazı-imge düzeni, onu doğrudan bir kavramsal düzleme ve görsel alana taşımakta; bilinçaltını ise, karanlık düş ve düşüncelerle aykırı ve ihlâlci bir tavırla buraya konumlamaktadır.
Arslan belli ki; tepkisel dili ve tuhaf gösterim mantığıyla; Marquis de Sade, Arthur Rimbaud ve Antonin Artaud ve Georges Bataille gibi uyumsuz edebiyatın temsilcilerinden güç alan, özellikle de Freud’un psikanalizine yaslanan cinsellikle alâkalı bir söylemle dış dünyayı tahrip etmek ve sarsmak istemektedir. Arslan’ın etkisinde kaldığı bu aykırı isimler, insana bakışını biçimlendiren temel düşünceleri ona hazır eder. Tehlikeli ve kötücül olana eğilimli; önemsiz, sıradan ve aciz bir biyolojik varlık olarak gerçekleştirdiği insan betimlemeleri, bu kullanışlı fikrî alt yapı üzerinde şekillenir.
Phallisme serisi de doğal olarak bu bağlantı üzerinden, formları erotik bir muhtevayla birleştirir; hayli görünür kılınan erotizm vurgusuyla ve ironiyle güçlenen bir soyutlama esprisiyle tamamlar. Dolayısıyla Arslan’ın resimleri, gerçeküstücü bir tasarımın meydana getirdiği erotik duyumsamaları yansıtan figür-nesne âlemi ve yaratıklarla doludur. Bu âlem yeterince karanlık, tuhaf ve tekinsizdir.[vi] Yaşanan gündelik olayların dizilimiyle insan varoluşunu sorgulayan eleştirel ve simgesel anlamlarla yüklenmiştir.
le capital’e doğru
Yüksel Arslan; Paris öncesine ait İlişki, Davranış ve Sıkıntılara Övgü adıyla da vurguladığı erken dönem resimlerinde, kazımayla aşındırılmış yüzeye taşınan imge varsayımlarıyla, gelişme potansiyelini açık eden bir görselliği ortaya koyar. Bu çalışmalarla ima edilen anlam ise, cinsellik ötesi bir içerik alanına duyulan beklentiyi açık eder. Le Capital gibi yeni bir projenin, sıra dışı bir resim denemesinin ve farklı bir gramer olasılığının devrede olduğunu gösterir. Dikkat edilirse Arslan’ın sanatı, Doğulu dil ile Batılı içeriğin karşılaştığı anda beliren bir görselllğe; cazip, tuhaf ve gerçeküstücü bir bileşime ya da uzlaşıma dayanmaktadır. Dolayısıyla, Arslan’ın kültürel bir yüzleşmeden elde ettiği görsel alana, Kapital‘e atıflı resim denemelerini dahil etmesini, büyük cüret isteyen bir değişim arayışı şeklinde değerlendirmek gerekir.
1980’li yıllara dek devam eden Kapital’in resimlenme süreci hiç kuşkusuz ki yoğun, yorucu ve uzun olmuştur. İmge düzeni baştan kurulmuş, Kapital’e uygun bir tema, dil ve bağlam ilişkisine dayalı olarak bir kez daha yapılandırılmıştır. Ayrıca, malum tekniğin gelişmesine de olanak verecek bir şekilde, figür-mekân bağlantılarına uygun yeni çözümleri üretmeye koyulmuş; emek, sermaye, paylaşım ve yabancılaşma gibi kavramları, farklı bir figür tipolojisiyle işleyen bir temsil uyarınca biçimlenmeye çalışılmıştır. Arslan’ın üretim seyrinde duyumsanan bu değişim ve kopma hâli, Kapital’in sözcük ve kavramlarına dayalı duran bu pratiği, kişisel bir hesaplaşma alanına çoktan çevirmiştir…
Mümtaz Sağlam, Copyright © 2022, Tüm hakları saklıdır. / All Rights Reserved
Ayrıca bakınız: https://saglamart.com/abidin-dino
[i] Yüksel Arslan (1933-2017) 1933 İstanbul doğumlu ressam Yüksel Arslan, Istanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde eğitim gördü. İlk kişisel sergisi İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü’yü İstanbul’da Maya Galerisi’nde gerçekleştirdi. Arslan 1961’de Paris’e gitti ve orada yaşamaya başladı. 1960-67 yılları arasında Nietzsche etkisinde kalan Arslan, 1969 sonrasında Marx etkisine girdi ve on dört arture’lük Yabancılaşmalar/Aliénations dizisini Marx’ın elyazmalarından hareketle çizdi. 1969-75 yılları arasında Kapital/Le Capital dizisine ait 30 arture üretti. 1975’te Fransa’da Maloine Yayınevi tarafından kitap olarak basılan bu serinin ardından, 1975-79 yılları arasında Kapital’in Güncelleştirilmesi Denemesi isimli seriyi tamamladı. 1980’de, tarihöncesi çağlardan güncel döneme kadar, kendi üzerinde etkisi olan herşeyi resmettiği Etkiler/Influences dizisine başladı. 126 arture’lük bu seri 1984’te tamamlandı. 1986 yılında Aleksandr İvanoviç’in Oparin’in Yaşamın Kökeni isimli eserinden hareketle İnsan/L’Homme dizisine başladı ve 2000’li yıllara kadar bu diziye ait arture’ler üretti. 23 Eylül 2009 tarihinde beşyüzün üstünde yapıtıyla ilk retrospektif sergisini Santralistanbul’da gerçekleştirdi. 2013 yılında Kunsthalle Viyana, Kunsthalle Düsseldorf ve Kunsthalle Bremen’de gerçekleştirdiği kişisel sergilerin yanı sıra, son olarak 55. Viyana Bienali’nde yer aldı. [https://dirimart.com/tr/exhibition/yuksel-arslan/]
[ii] Yüksel Arslan resimlerinde, kendi hazırladığı bir karışımla deri kıvamına yakınlaştırdığı kâğıtları kullanan Arslan; toprak, kan, kum, yumurta akı, idrar ve bal ile muhtelif kök boyalarının sürülmesiyle elde edilen kâğıdı kazınacak düzeyde kalınlaştırır, direncini artırır. Hat, minyatür ve tezhip gibi kitap sanatlarında kullanılan ahar işlemini çağrıştıran bir işlemle gerilen ve saydamlaştırılan kâğıt, Arslan için uygun hâle geldiğinde İpşiroğlu’nun deyimiyle artık “lekeli eski bir deri”yi andırmaktadır. Bkz. Mazhar Şevket İpşiroğlu, (Ferit Edgü, Orhan Duru, Selahattin Hilav ile birlikte), Yüksel Arslan: İlişki, Davranış ve Sıkıntıları Övgü’den Arture’lere 1955-1970, Yapı Kredi Yayınları, Nisan 2016, İstanbul. Sf.10.
[iii] 1955 yılında “İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü”adıyla düzenlediği sergi Yüksel Arslan’ın ilk kişisel sergisidir. Maya Sanat Galerisi’nde düzenlenir, aynı yıl İnsanlık Günleri adlı bir sergi daha gerçekleştirir. Bu süreci, 1958 yılında ise “Phallisme” sergisi takip eder.
[iv] Yüksel Arslan hakkında yayınlanan ilk iki kitap Ada Yayınları’na aittir ve ilki 1978 tarihlidir. Ferit Edgü, Mazhar Şevket İpşiroğlu, Orhan Duru ve Selahattin Hilav’a ait metinlerin yer aldığı kitap sanatçının bir dönemine, 1951-1961 yılları arasındaki çalışmalarına odaklanır. 2016 yılında bu kitap kapsama alanını 1970’li yıllara dek genişleten ve sanatçının Arture’lere ulaşma sürecini de anlatan bir şekilde yeni bir kurguyla Yapı Kredi Yayınları tarafından bir kez daha basılır.
İlk kitap için bkz. Yüksel Arslan (Bir Dönem: 1951-1961), Kitap-Katalog, Metinler: Mazhar Şevket İpşiroğlu, Orhan Duru, Ferit Edgü ve Selahattin Hilav, Ada Yayınları, 1978. İlk kitabın Genişletilmiş II. Baskısı için bknz. Yüksel Arslan, İlişki, Davranış ve Sıkıntıları Övgü’den Arture’lere 1955-1970, Ferit Edgü, Mazhar Şevket İpşiroğlu, Orhan Duru, Selahattin Hilav, Yapı Kredi Yayınları, Nisan 2016, İstanbul.
[v] Ferit Edgü, Yüksel Arslan’ın sanatını beş dönemde ele alır: 1- Arture Öncesi Dönem-Arayış Dönemi (İlişki, Davranış ve Sıkıntılara Övgü”- 1955-1962) 2- Erotik Dönem (Phallisme, 1955- ) 3- Düşünsel Dönem (Artures 1961-1969 ) 4- Toplumcu Dönem (Le Capitale 1969-1975) 5- Bileşimci Dönem (Influences 1980 – 1984 ) Bu maddeyi Yüksel Arslan’ın kendisi tanımlamış ve tamamlamıştır. Levent Yılmaz’ın derlediği 2009 basım tarihli katalogta ise bu tasnife yeni dönemler eklenmiştir: 1- Autoartures (1984-1986) 2- İnsan (L’Homme), (1986-1990) 3- İnsan II (L’Homme), (1986-1990) 4- İnsan III (L’Homme), (1986-1990) 5- Yeni Etkiler / Influences II (2000-2005). 6- Yeni Etkiler II / Influences II (2005-2009) Bkz. Yüksel Arslan Retrospektifi, Derleyen: Levent Yılmaz, Santralistanbul&İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, I. Baskı, Eylül 2009, İstanbul. Sf. 117-142.
[vi] Bkz. Sezer Tansuğ, Sanata Yaklaşım, Künmat Yayınları, İstanbul. sf. 39-40.