william kentridge: self-portrait as a coffee-pot -1
GÜLAY YAŞAYANLAR
Alter egoları aracılığıyla yaşadığı her türlü zihinsel karmaşayı dışavuran atölyeyi, bir şimdiki zaman olgusunun psikolojik öte mekânı hâline getiren Kentridge, yalnızlığını bilinçdışında barındırdığı ikiziyle paylaşan sürekli bir hesaplaşma içindedir. Hatıralarına uzanan neden-sonuç bağlantılarını, tarihsel yükle dolup taşan bir bellek ile olan mücadelesini, yoğun bir izleksel ağın yarattığı düşünsel yapıyı bu şekilde anlatmaya çalışmaktadır. Belli ki; uçuşan parçalardan yeni görüntüler inşa ederek, nesneler alemiyle yeni ilişkiler kurarak ve mitolojik öyküleri hatırlayarak, bilinçdışına yerleşmiş korkuları yenmenin ya da ruhunu saran pişmanlıkları telafi etmenin yollarını aramaktadır.
William Kentridge’in; dünyanın ölümle hesaplaştığı Covid-19 pandemisi döneminde iki yıl boyunca kapalı kaldığı atölye mekânında yaşadıkları, fantastik bir anlatı düzeni içinde belgesel bir filmin konusu oldu. [1] – [2] Self-portrait as a Coffee-pot / Bir Kahve Makinesi Olarak Otoportre adı verilen ve otuz dakikalık dokuz ayrı bölümden oluşan bu film, Kentridge’in ruh ve düşünce dünyasının sınırlarını zorlayacak bir aşırılık içinde, yaratıcılık ve üretim gibi hususlar üzerinde sürdürülen yoğun tartışmalarla biçimlenmiş. “Atölyenin Doğal Tarihi”, “Kendi Kaderinden Kaçmak”, “Kendi Kaderini Bulmak”, “Başka Bir Dünyaya İnanmak” ve “İyimserliğin Müdafası” gibi başlıklar altında gösterime giren film, tarihsel referanslar eşliğinde yürütülen bir dizi sorgulamayı içeriyor. Atölye ortamında devam eden üretim sürecinde alter-egosu ile birlikte yürüttüğü derin tartışmalar; nitelikli bir oyunculuk performansıyla, dans ve müzikle zenginleşen mizansenler eşliğinde duyumsanabilir ve temsil edilebilir hâle getiriliyor.
atölye: hakikat ve saf düşünme biçimleri üzerine gelişen monologların mekânı
Sanatçının atölyesi; muğlak hâle gelen sıkıcı gerçekliklerin bilinçdışından ayıklandığı, ayrıca çok sayıda kurgunun tasarlandığı ve gerçekleştirildiği bir sahne gibidir… Dolayısıyla filmin temel izleğini oluşturan söylem; Kentridge’in güçlü bir dönüşüm mekânı olarak Atölye’nin sınırlarını aşan ve gündelik hayatın psikopatolojisine teyellenen ironik yaklaşımıyla içsel bir sorgulamanın alanı olarak belirlenmektedir. Nitekim burada, Kentridge tarafından kayda geçirilen pek çok şey; parçalardan oluşan dev motifler, içinden çıkılmaz bir karmaşanın ürünü olan gösterişli imgeler ve sözcükler birbiri ardına devinmektedir. Örnekse sayfaları tek tek çevrilen bir kitap-defter’in akan bir görüntüyle katmanlanan her sayfası, Kentridge’in el yazmalarından oluşan, kullanışlı bir anlatı düzlemi hâline getirilmektedir. Bu kapsamda beliren, özellikle filme de adını veren, bir görünüp bir kaybolan kahve makinesi, kimlik tezahürünün bir unsuru ya da belgesi olarak esaslı bir motife dönüşmektedir.
Aslında William Kentridge, nesneleri kendi kimliğinden uzaklaştırarak, hareket eden birer varlık olarak algılayan sorgulayıcı bir tavır içindedir. Karışık teknikler kullanılarak üretilen nesne bağlantılı işler, kolektif hafızaya zıt bir anlamlandırma sürecinden geçen bir imge diziliminin, biçimsel detaylara takılmadan salt brutal bir leke hâlinde tasvir edilen sonuçları gibidir. Neredeyse her şeyi film kareleriyle birlikte zihninde görebilen sanatçı, sezgisel olarak ritmik bir çizgi dinamiği oluşturmakta ve hareketli görüntülerde kendisinin de içinde olduğu eş zamanlı bir bilmecenin dilini ayrıştıran ve anlam katmanlarını belirleyen bir yaklaşımı uzun süredir sergilemektedir. Ve bu filmin de her sekansında alter egosuyla birlikte görünerek, üretim gerçekliğine ilişkin olasılıklar üzerine giriştikleri sonsuz ilişkiler oyunuyla ortalığı karıştırmaktadır.
Dolayısıyla William Kentridge’in; atölyesinde, gittikçe onu etkisi altına alan ve kimliğinin bir parçası hâline gelen nesnelerle arasındaki ayrımın ortadan kalkması ise, hiç kuşkusuz filmin ana motiflerinden biridir. Algoritmik tekrarlarla olan biteni hareketli anlatı biçimine sokan sanatçı, adeta bu nesneleri, atölyede kurgulanan zamanlara yayılan karmaşık işlevleriyle yeni bir bilince kavuşturmaktadır.
bir üst-anlatının öznesi olarak kahve makinesi
Çünkü nesneler burada; artık görülen değil de, zihindeki işlevleriyle her riyakarlığı yapacak ve mevcut düzeni bozacak bir konuma getirilmiştir. Bu durum hiç kuşkusuz ki, etkili bir bilinçdışının sanatsal fark yaratan bir sapma hâlidir. Her türlü duyumsamada karşımıza çıkan şizoid arzunun, bir ağ şeklinde nesnelere bulaşması, dahası tüm boşluklara nüfuz etmesi ve sürekli farklı paradigmalara kapı aralaması da bu bakımdan son derece ilginçtir. Ancak Bir Kahve Makinesi Olarak Otoportre filminin alt metnini oluşturan bu durum; yani bir kahve makinesinin nerede konumlandığı ya da ne olabileceği konusundaki sıra dışı değerlendirmeler, sanatçı açısından da sanki bulanıklaşmaktadır. Dahası, Kentridge’in bilinçdışını ele geçirmiş bu şehvetli ve fetiş nesne, artık onun alter egolarından biridir besbelli. Kendi dil ve söylemini, isteklerini oluşturmuş ve arzulara cevap veren büyülü bir gözlemcidir.
Dolayısıyla bu filmde de konu edildiği üzere; alter egoları aracılığıyla yaşadığı her türlü zihinsel karmaşayı dışavuran atölyeyi, bir şimdiki zaman olgusunun psikolojik öte mekânı hâline getiren Kentridge, yalnızlığını bilinçdışında barındırdığı ikiziyle paylaşan sürekli bir hesaplaşma içindedir. Hatıralarına uzanan neden-sonuç bağlantılarını, tarihsel yükle dolup taşan bir bellek ile olan mücadelesini, yoğun bir izleksel ağın yarattığı düşünsel yapıyı bu şekilde anlatmaya çalışmaktadır. Belli ki; uçuşan parçalardan yeni görüntüler inşa ederek, nesneler alemiyle yeni ilişkiler kurarak ve mitolojik öyküleri hatırlayarak, bilinçdışına yerleşmiş korkuları yenmenin ya da ruhunu saran pişmanlıkları telafi etmenin yollarını aramaktadır.
Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2024 / All Rights Reserved.
Ayrıca Bakınız: https://saglamart.com/william-kentridge-self-portrait-as-a-coffee-pot
[1] William Kentridge, Self-portrait as a Coffee-pot, Kişisel Sergi, 2024, Sergi küratörü: Carolyn Christow-Bakargiev, Arsenale Institute for Politics of Representation / Arsenal Temsil Politikaları Enstitüsü, Venedik. [https://www.hauserwirth.com/news/william-kentridge-self-portrait-as-a-coffee-pot-venice-arsenale-institute/, https://www.arsenale.com/]
[2] Self-portrait as a Coffee-pot / Bir Kahve Makinesi Olarak Otoportre (Film), Yaratıcı Yönetmen: William Kentridge, Yapımcı: The Office Performing Arts + Film’den Rachel Chanoff Ve Noah Bashevkin , Louverture Films’den Joslyn Barnes , Luma Vakfı , Genuine Article Pictures ve Syzygy Vakfı Işbirliğiyle. Kurgu: Walter Murch, Editör: Janus Fouché , Žana Marović Ve Joshua Trappler, Görüntü Yönetmeni: Duško Marović , Sasc, Ortak Yönetici Yapımcılar: Brenda Potter , Danny Glover, Susan Rockefeller, Maja Hoffmann, Maida Lynn ve Linda Dodwell, Dağıtım, Yayın Hizmeti ve Yayın Hakları: Mubi. [https://mubi.com/tr/tr/collections/self-portrait-as-coffee-pot]