william kentridge: bir üst kurmaca olarak “city deep”

GÜLAY YAŞAYANLAR

Kentridge; metruk maden alanları ile kent manzaraları arasında yaşanan hikâyelerin anlatıldığı 2020 tarihli City Deep’te, Johannesburg’a ve kayıt dışı madencilik işletmelerinde güvencesiz çalışan işçilere odaklanır. Johannesburg burada, salt paradigmatik bir değer teşkil eden, hatıralarla yüklü imgesel bir kolaj olarak kendini yeniden kuran, acılı bir şehirdir. Bir galeri ortamında Soho’yla yüzleşen zenci portresinin aralıklarla görünüp yok olması, bir çekiç darbesiyle parçalanan düşler ve kaotik Johannesburg manzaraları filmin tekrarlanan ve kolajı oluşturan dramatik sahnelerinden birkaçıdır. Filmin sonunda çöken Johannesburg Sanat Galerisi ise, kurulu dünya düzeninin asla değişmeyeceği ve umuda yönelik beklenti ve tahayyüllerin hep askıda kalacağı gerçeğinin simgesel bir ifadesidir.



Yapı-bozumcu sarsıntılar üzerine kurulan William Kentridge’in sanatı, özgürleşen sapa yolların oluşturduğu bir haritaya benzer.[i] Farklı güzergâhlarda yaşanan hikâyeler, Güney Afrika’da apartheid uygulamalarına maruz kalan yoksulluk içindeki halkın yaşamı ve çöken madencilik endüstrisi gibi sıkıntılı konuları özgün çizimlerle anlatır.[ii] Burada saf düşünceye odaklı, parçalı bir yapının bileşenleri olarak ana örüntüyü oluşturan çok sayıda hasarlı imge, figür ve nesne; kendi okunabilirliklerinden öte kavranabilir yeni anlam olasılıklarını inşa etmek üzere yan yanadır.


film duyumu ve canlandırma arayışı

Kentridge’in; sömürgeci uygulamalar ve insanı rencide eden durumlarla bağlantılı işleri, aynı zamanda bir tanıklık sürecini sorgulayan kendi psikolojik deneyimlerinin de bir ürünüdür. Hikâyeleştirdiği kirli sistemin çelişkileri, kendisini temsil eden zengin beyaz iş adamı Soho Eckstein ile onun alter egosu olan ve yaşanan acılara kayıtsız kalamayan Felix Teitlebaum karakteriyle ilişkilendirilerek sunulur. Bir tanıklık mizanseni çerçevesinde, madenlerde çalışan yoksul insanların çıplak yaşamları sarsıcı bir üslûpla ele alınmaktadır. Mağdur hayatlara adanmış yarı-belgesel yapımlarda, enkaz manzaraları ve hatıralar üzerine konumlanan göç ve yoksulluk sahneleri, yakıcı bir gerçekliğin güncel ve tarihsel ürünleri olarak karşılığını bulur.

Kentridge’in yer yer tuhaflaşan ve otobiyografik irdelemelere dönüşen imge dizilimi, basit bir canlandırma fikri ve pratiğinin kesintili zaman aralığında kendine yaratıcı bir zihin koridoru açar. Görsel dilin muğlaklığından gücünü alan silinti anları, bu canlandırma üzerinden işlevsel bir hafıza kaydına dönüşerek bir dizi anlatıyı bütünler.

Dolayısıyla, desen yüzeylerinde silinerek yenilenmiş görüntülerden oluşan, farklı zaman ve mekânların üst üste getirildiği Kentridge’in animasyonları, kesintili bir hareket ivmesiyle biçimlenen Freudyen bir analizi çağrıştırır. Kışkırtıcı sorgulamaların yaşandığı bu özel alanda sanki her şey sonsuz bir hatırlama eylemi için devrededir. Kentridge bu yüzden, sosyo-politik bir gerçekliği aktarırken, anlamı da sürekli silerek yeniden teşkil eden bir görüntü sihirbazı gibi çalışır. Yani görüntüyü kesintiye uğratırken yeni ve istikrarsız bir görsel alan yaratır. Animasyona dönüşen bu eylem biçimi; artık, denetimi zor olan bir hipnoz yolculuğuna benzer.



city deep: hatıralarla yüklü imgesel bir kolaj

Desenlerin yüzeyinde oluşan silinti aralıklarına sıkışarak simgesel düzenini kuran ve hareket izlenimine kavuşan Kentridge’in eylem biçimi, bir yandan da kendini sarsan psiko-biyografik bir gerçekliğe evrilir. Söz gelimi uzun süreli ve parçalı bir anlatılar dizisi olan Drawings for Protection serisinin on birinci yapımı olan City Deep; bu radikal dönüşümün, öznel ve gerçekçi bir yorumudur.[iii]

Metruk maden alanları ile kent manzaraları arasında yaşanan hikâyelerin anlatıldığı 2020 tarihli City Deep, Johannesburg’a ve kayıt dışı madencilik işletmelerinde güvencesiz çalışan işçilere odaklanır. Johannesburg burada, salt paradigmatik bir değer teşkil eden, hatıralarla yüklü imgesel bir kolaj olarak kendini yeniden kuran, acılı bir şehirdir. Bir galeri ortamında Soho’yla yüzleşen zenci portresinin aralıklarla görünüp yok olması, bir çekiç darbesiyle parçalanan düşler ve kaotik Johannesburg manzaraları filmin tekrarlanan ve kolajı oluşturan dramatik sahnelerinden birkaçıdır.[iv] Filmin sonunda çöken Johannesburg Sanat Galerisi ise, kurulu dünya düzeninin asla değişmeyeceği ve umuda yönelik beklenti ve tahayyüllerin hep askıda kalacağı gerçeğinin simgesel bir ifadesidir.

Burada ağır bir dram içeren hikâye, eleştirel söylemiyle düzenin işleyişine dair verilen tavizlerin, yeni mağduriyetlere neden olduğunun altını çizmektedir. Özellikle de sermayenin, gerçekliği kavrayış sorunsalına dikkat çekilmekte ve ısrarlı bir şekilde bu kavrayışta, insani yaşam vurgularının nasıl olanaksız hale geldiğine vurgu yapılmaktadır. Esasında, apartheid sonrası güvencesiz hayatla ilişkili olarak umudun yok oluşunun bu derece gerçekçi imgelerle dile getirilmesi, sergilenen dilin niteliğini göstermesi açısından oldukça önemlidir.

Öte yandan, psikanalitik bir yörüngede yapıbozumcu bir yaklaşımla kurulan bu söylem, aynı zamanda içsel çelişkilerin giderildiği bir müzakare alanıdır her şeyden önce. Tematik bir bütünlük içinde güç, tutku, mevcudiyet, tekillik, kötülük ve yıkım gibi biçim ve anlam arasında kurulan bağlantıların tahrip edilmesiyle ilişkili estetik bir kriz yaratılmaktadır burada. Retoriğe dönüşen dil ile hakikat arasındaki mesafede tartışmaya açılan toplumsal ve kültürel bellek sorgulamaları, şüphesiz ki organize bir emeğin şiirselliğine ve aritmik yapısına tanık etmektedir bizi…

Sonuçta, post-memory’e atıflı travmatik hikâyeleri ikâme eden bu üst-kurmaca, insan varoluşunun karmaşık doğası üzerine planlanmış bir yoğunlaşma arayışı gibidir. Bu yüzden kusurlu bir silmeyle biçimlenen ve çarpıcı değişimlerle anlamını bulan Kentridge’in sanatı; tüm zamanlarda etkili olan hatıralar, itiraflar ve sırlarla yüklü büyük ve destansı bir anlatıdır.


Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2022, Tüm hakları saklıdır. / All Rights Reserved.

[i]  William Kentridge, (1955, Johannesburg, Güney Afrika) Animasyona dönüştürülen desenlere dayalı sanat pratiğiyle tanınır. 1989 yılından itibaren bu şekilde oluşturduğu onbir kısa filmden oluşan Drawings for Projection, ünlü ve destansı bir anlatıya dönüşmüştür. Bu filmlerde, Kentridge’in kendi hayatında ve Güney Afrika’nın apartheid’den demokrasiye geçiş sürecinde yaşanan siyasi olaylar, maden patronu Soho Eckstein’ı merkezine alan yarı belgesel bir dille anlatılır. Kentridge, elli yılı bulan üretim sürecinde, ayrıca heykeller ve el dokuması duvar halıları da üretmektedir. Tiyatroya ve operaya olan tutkusuyla da bilinen sanatçı, “Weigh All Tears” adını verdiği son sergisini 17 Mart 2022 tarihinde Hong Kong’ta düzenlemiştir.

[ii]  Apartheid: Güney Afrika Cumhuriyetinde 1948-1994 yılları arasında resmî devlet politikası olarak iktidarda bulunan Ulusal Parti hükûmeti tarafından uygulanan, ekonomik ve sosyal etkileri bugüne dek sürmüş olan, bu doğrultuda çıkartılan yasalarla ırk ayrımcılığını savunan sisteme verilen addır.

[iii]  William Kentridge, “City Deep”, 2020, Tek Kanallı HD Video, 9 min 41 sec. (Bilgi için bkz. https://www.kentridge.studio/explore-art-william-kentridge/#!jig[1]/ML/15321), https://vimeo.com/465384446

[iv]  City Deep aynı zamanda sanatçının 2020 yılında Johannesburg’da Goodman Gallery’de düzenlediği kişisel serginin adıdır. Sergide, aynı adlı kısa filmi oluşturan desenler sunulmuştur. Bkz.William Kentridge / City Deep; Kişisel Sergi, 1 Ekim-14 Kasım 2020, Goodman Gallery, Johannesburg.


William Kentridge İle ilgili diğer yazılar: 1- https://saglamart.com/kentridge-weigh-all-tears  2- https://saglamart.com/william-kentridge-ppostmemory  3-https://saglamart.com/william-kentridge-weigh-all-tears  4- https://saglamart.com/william-kentridge