minyatür görselliği ve osmanlı bakışı

MÜMTAZ SAĞLAM

“Osmanlı’da belirginleşen imgelemde, çekici ve gerçekçi olan etkiler yerine, kurmacanın şekli ve onu işleten bir mantık devrededir. Dolayısıyla tezhip ya da minyatür, çizgisel bir belirleme üzerinden tespite dayalı bir anlatım ve örüntü oluşturma gayreti içinde yapılanmaktadır. Yer yer bir zanaatkarlık eylemine, el işçiliği ve hüneriyle ilişkilenen bir üretim pratiğine dönüşür. Ritüellere dayalı bir anlayışın bu üretimin esasını belirlediği, değişimin ise nakkaş tavır ve yaklaşımında hayli zor bir durum olduğu ortadadır.




Şehnâme yazımı ile ilgili olarak Müderrris Ahmed Karabagî, Seyyid Lokman, Divan kâtibi Ahmed Ferudun Bey, Nakkaş Osman ve Nakkaş Ali toplantı halinde. Şehnâme-i Selim Hân adlı yazma eserde bulunan bu minyatür Nakkaş Osman’a aittir. 1571-81 civ., TSM, H3595, y.9a. (Fotoğraf, Osmanlı Uygarlığı 2, sf. 904’ten alınmıştır.)
https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-55560/topkapi-sarayi-muzesi-yazma-eser-kutuphanesi.html 

İslâmî referanslarla biçimlenen Doğulu görme kültüründe imgelemi belirleyen hususlar; hayal gücü ve deney yerine, daha içkin ve öğrenilmiş usul ve esaslar dairesinde, lonca ya da nakkaşhane disiplini ve ahlâkı çerçevesinde ortaklaşan bilgi, deneyimlerle sınırlıdır. Bu görsel dilin basitliği, özellikle Osmanlıda ulaşılmaya çalışılan bir hedeftir. Rengin ve biçimin çizginin, anlatımın çekiciliği soyutlama düzleminde bir amaç iken figürasyon ise imtina edilen bir durumdur.

Minyatüre özgü biçimleme; doğaya öykünen, gözü yanıltmaya dayalı bir görmenin gereğince ortaya konulmaz. Birbirini tamamlayan parçalı alanlar, bir olayın birden çok mekânda akış sürecini eşzamanlı bir şekilde göstermeye çalışır. Bir bilme ve düşünme haline eşlik eden bu soyut ve şematik tasvirin, kısıtlı bir imgelem halinde belirginleşmesi, mükemmel uyuma ve gerçekçi anlatıma itibar etmeyerek retoriğe atıflı bir düzen yaratması önemlidir. Abartıyla, kompozisyon gereği oluşan ve tuhaf görünen biçimsel manipülasyonlarla gerçeğin, dış dünyanın ve/veya figürün bir kavramsal dönüşümle karşılık bulması, bunun ısrarlı tekrarla geliştirilen bir örüntüler bütünü oluşturması söz konusudur.

Osmanlı’da belirginleşen imgelemde, çekici ve gerçekçi olan etkiler yerine, kurmacanın şekli ve onu işleten bir mantık devrededir. Dolayısıyla tezhip ya da minyatür, çizgisel bir belirleme üzerinden tespite dayalı bir anlatım ve örüntü oluşturma gayreti içinde yapılanmaktadır. Yer yer bir zanaatkarlık eylemine, el işçiliği ve hüneriyle ilişkilenen bir üretim pratiğine dönüşür. Ritüellere dayalı bir anlayışın bu üretimin esasını belirlediği, değişimin ise nakkaş tavır ve yaklaşımında hayli zor bir durum olduğu ortadadır. Mevcut estetik düzeyin, atölye düzeni ve disiplini içinde sürdürülebilir olması kaçınılmazdır ve zorunludur. O yüzden; Nakkaş Nasûh’a ve Nakkaş Osman’a atfedilen görsel niteliklerin değişkenliği karşısında duyulan kuşku normaldir. https://saglamart.com/minyaturde-yenilenme


https://saglamart.com/minyaturde-yenilenme