christo: paketlenmiş bir hafıza monoloğu

GÜLAY YAŞAYANLAR

Christo’nun yer yer bulanık ve müphem bir hâle gelen psikolojisi, doğal olarak  paketlenen şeylere de bulaşmakta ve benzersiz bir yaratıcı deneyimin duygusal atmosferini geçici olarak seyredene yaşatmaktadır. Anlaşılması zor görünen, varoluşsal bir anlam arayışının metaforuna dönüşen bu paketleme eylemi, hiç şüphe yoktur ki Christo için bir özgürleşme eylemine karşılık gelmektedir. Bu vesileyle tanımlanabilir olanı gizlemekte, daha vurgulu ama daha özgür bir değişken nesne-alan tanımına ulaşabilmektedir. Özellikle göçmen kimliğiyle alâkalı duygusal durumları aşarak, kavramsallaşan bir paketleme eylemini, kültürel ve coğrafi bir müdahale biçimi olarak ele almakta, onu estetik bir dönüşümün gerçekçi boyutlarına hırslı ve mükemmel bir şekilde ulaşmanın yolu olarak görmektedir. 



Christo’nun son Londra sergisi, onu büyük ve etkili çevresel sunumlara taşıyan iradenin kaynaklarını; kadın ayakkabısı, çocuk arabası, valiz ve sandalye gibi paketlenmiş ilk örnekler üzerinden bir kez daha gösterdi. [1] Paketlendikçe fetişleşen, işlevlerini yitiren bu nesnelerde, hırslı bir şekilde kendini geliştiren bir iç söylemin ve sanat tutkusunun izlerini görmek mümkün. [2]  

Sıradışı bir mekânda farklı bir sunum konseptiyle oluşturulan bu sergi, hasarlı ve travmatik hâliyle mükemmel bir sanat mekânı olarak seçilen eski bir Gürcü evinde düzenlendi. Heterotopik unsurlarla yüklü bu mekânla Christo’nun işleri arasında yakalanan psişik uyum, heyecan verici bir düzeyde. Zihinsel uyumsuzlukların öne çıkarıldığı, bilinçdışını güdüleyen amorf bir temsil imkânı özenle yaratılmış sanki burada. Christo’nun yaşamına dair anılarla yüklüymüş gibi duran mekân, ısrarlı bir paketleme eylemiyle, her an göç etme durumunda kalan sanatçının çelişik ve karmaşık anlam dünyasının içkin dilini kavramakta ve yansıtmaktadır. [3]    


zamanı içine alan bir paketleme

Christo erken dönem çalışmalarında, zorunlu göç ya da yer değiştirme meselesi üzerinden yakın geçmişe ilişkin hafızayı somutlayan bir söylemle, aslen zamanı içine alan bir paketleme eylemi içindedir. Sürekli hatırlanmaya adanmış bir zamanı aktarma ya da hatırlatma yükümlülüğünün, sıradan nesnelerin sarmalanmasıyla gerçekleşmesi, seçilmiş nesne ve zaman ilişkisinin ne kadar derin olduğunu göstermektedir. O yüzden Christo’nun bir psiko-anlatı biçimine dönüşen bu yaratma ve yansıtma eylemi; nesneleri ve alanları özgürleştiren, kimseye ait kılmayan prostestocu bir girişimdir aslında. Christo’nun göçmen kimliğini yansıtan geçmişinin neden olduğu hassas sınır çizgilerinin; ancak bir takım eksiklikler, kopukluklar, fazlalıklar ya da hasarlı alanlar yaratılarak, ucube görünen bir paketleme eylemiyle karşılığını bulduğu görülmektedir. 

Zaten burada, Christo’nun erken dönem işlerini bu özel mekânla buluşturan Elena Geuna’nın biçimlediği etkili enstalatif durum, ayrı ve büyük bir paketlemeye dönüşerek, yok olacak şeyleri yeniden yaratmaktadır. Çünkü, kapatılmış bu nesne düzenlemelerinin mekânla uzlaşan görüntüleri, her defasında başkalaşmakta ve duyumsal izlerle yüklü bir hafızanın aforizmatik vurguları hâline gelmesine neden olmaktadır. Zira paketlenmiş bir anlatının muğlaklığı her zaman cezbedicidir. Böylece kendini gizleyen derin bir hafızanın nesnesi olan ve bir türlü kendini ele vermeyen imgeler, anılar ve dürtülerle yüklü bu monolog, her seferinde bir nesnenin, bir yapının ya da alanın kapatılmasıyla açığa çıkarılmakta, orada saklanan gerçek hayatı etrafa saçmaktadır.

Dolayısıyla Christo’nun yer yer bulanık ve müphem bir hâle gelen psikolojisi, doğal olarak  paketlenen şeylere de bulaşmakta ve benzersiz bir yaratıcı deneyimin duygusal atmosferini geçici olarak seyredene yaşatmaktadır. Anlaşılması zor görünen, varoluşsal bir anlam arayışının metaforuna dönüşen bu paketleme eylemi, hiç şüphe yoktur ki Christo için bir özgürleşme eylemine karşılık gelmektedir. Bu vesileyle tanımlanabilir olanı gizlemekte, daha vurgulu ama daha özgür bir değişken nesne-alan tanımına ulaşabilmektedir. Özellikle de göçmen kimliğiyle alâkalı duygusal durumları aşarak, kavramsallaşan bir paketleme eylemini, kültürel ve coğrafi bir müdahale biçimi olarak ele almakta, onu estetik bir dönüşümün gerçekçi boyutlarına hırslı ve mükemmel bir şekilde ulaşmanın yolu olarak görmektedir. 


ironik ve derin bir hafıza monoloğu

Bir ruhsal paketleme eylemcisi olarak, sanatında tutkulu ve saplantılı bir eylemi, ironik ve derin bir hafıza monoloğu hâline getiren Christo’nun bu sergideki nesnelerinin, hatıraları kuşatan bir aura ile şimdiki zamanı deşen ihtiyatlı bir gizil uzamda konumlandırıldıkları görülüyor.

Dahası; oluşturulan sürreal enstalasyonlar ile gerçeklik arasında beliren karşıtlık ve gerilimle, saplantılı bir ambalajlama kararlılığının neden olduğu tutkuları, tehditkâr bir şekilde su yüzüne çıkarıyor. Böylece geçici olarak kaplanan nesneler, aslında sığınılan korunaklı ruhsal alanlar hâline geliyor. Christo’nun; düşünce örüntülerini kullanabileceği bu paketleme dilini, söylemsel bir retorik ve muhakeme gücüyle geliştirdiğini, hafıza monoloğuna ustaca dahil etmeyi başardığını bu noktada belirtmek gerekir.   

Gerçekten de burada; korku ve kaygıyla ilişkili saklı duran gerçekliklerin, paketlenen ve içinde karşıtlıklar barındıran şeylerle kurduğu ilişki üzerinden, nesnelerin esas, derin ve öz yapılarına ulaşılmaktadır. Christo örneğinde bu hafıza deneyiminin yüceltilerek, bir kurmaca olan sanatsal ifade yöntemiyle ambalajlandığı, tekinsiz ilişkisel durumların ortaya çıkarıldığı açıkça görülmektedir. Aslında Christo’nun paketlediği her hafıza düzeneği, apaçık ortada olan şeyleri yeniden gözler önüne sermekte; bir başka deyişle, zihinsel bir kapatma kavrayışıyla kendi varoluşuna dair yeni ve özgün anlamlar üretmektedir.


Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2023 / All Rights Reserved.

Ayrıca bakınız: https://saglamart.com/the-mastaba

 [1]  Christo: Early Works, (Küratör: Elena Geuna), 6-22 Ekim 2023, Gagosian Open, 4 Princelet Street, London.

[2]  Gagosian Open, alternatif bir sergileme olanağı yaratma amacıyla Gagosian tarafından geliştirilen yeni bir projedir. Sıradışı bir yaklaşımla izleyici deneyimini önceleyen; bağımsız, iddialı, geçici ve özelliği olan mekânlarda yapılan bu gösterim dizisinde uygulanan ilk yapım Christo: Early Works adlı sergidir.

[3]  Princelet Sokağı’ndaki 4 numaralı ev; teraslı, çift cepheli, üç katlı bir binadır. Sonradan çatı katı eklenen bu yapı, sarı tuğla ve ahşap yapı malzeme ve tekniklerinin gücü sayesinde karakteri bozulmadan günümüze dek gelmiştir. Bina, 1969 yılında koruma altına alınmış ikinci derecede sit alanı olarak tescillenmiş, tarihi değeri belirlenmiştir. Bakınız: Christo, Early Works, (Sergi Afişi-Sergi Broşürü), Gagosian Open, 4 Princelet Street, October, 6-22, 2023, London.