izmir resim heykel müzesi: yeni bir müze ve yeni bir başlangıç

MÜMTAZ SAĞLAM

Bilindiği üzere kamuya ait atıl durumda olan endüstri yapılarının, yeniden işlevlendirilmesi, mevcut mekânın sınırlarına göre şekillenen bir tasarımı gerekli kılar. Bu bağlamda, mekânın sınırları, tasarım sürecinde aşılması gereken bir engelden çok, mekânın sahip olduğu özellikleri koruyarak yeni program ve işlev arasındaki ilişkinin kurgulanmasını da gerektirir. Bu nedenle, projede ve uygulama sürecinde gösterilen özen ve dikkatle mekâna yeni işlevler tanımlanırken, geçen zamanın izlerini de takip eden zihinsel bir imgeden hareket edilmiştir. Ve günümüzün koşullarına uygun yapılanmayla zamanın katmanlaşmasına katkıda bulunan, çağdaş bir mimarî yorum hedeflenmiştir. Böylece fabrika binalarının potansiyelinden hareket ederek biçimlenen, mekânları yeniden keşfeden özgün bir tasarımla müzeye dönüşen sonuçlara ulaşılmıştır.



İzmir’de kültür-sanat hayatının başlıca kurumlardan biri olan ve 29 Nisan 2023 tarihinde yeni binasında hizmet vermeye başlayan İzmir Resim ve Heykel Müzesi’nin yakın tarihte geçirdiği dönüşüme bir kez daha bakmak ve yaşanan değişimi kısaca anlatmak gerekir. [1]


izmir resim ve heykel müzesi ve galerisi

İzmir Resim ve Heykel Müzesi ve Galerisi, 9 Eylül 1952 tarihinde Kültürpark alanı içinde yer alan (ve bir Bruno Taut tasarımı olan) Maarif Vekâleti binasında kurulmuştur. Galerinin daha modern bir yapıda müze formatıyla hizmete girmesi ise 1973 yılında ressam ve heykeltıraş Turgut Pura’nın müdürlüğü döneminde gerçekleşmiştir. Mithatpaşa Caddesi başlangıcında yer alan bu bina, mimar Muhlis Türkmen ve İnal Göral’ın elinde biçimlenen düzeyli bir tasarıma sahiptir. [2] Ayrıntılı ve iddialı çözümlerle inşa edilen bu modern yapı, kütlesel bir bütünlük içinde süreklilik arz eden mekân uygulamasıyla dikkat çekici bir görünüme sahiptir. Üst katı müze alanı, zemin kat ise sergi alanı olarak planlanmıştır. Rasyonel mimari çözümlerle dolu olan bu yapı, toplum tarafından benimsenmiş ve bakır levhalarla kaplanmış çatısıyla kütlesel bir etki yaratarak kent dokusunu bütünleyen bir simgeye dönüşmüştür. Ancak ilerleyen yıllarda yaşanan su baskını ve deprem gibi nedenlerle hasar gören müze, faaliyetine ara vermek zorunda kalır. 2022 yılında Kültürpark’ta bulunan ve Bruno Taut tarafından tasarlanmış bulunan eski mekânına yeniden taşınır. Bu kez İzmir Resim Heykel Müzesi ve Galerisi adıyla 2023 yılındaki büyük dönüşüme ve mekân değişimine kadar burada hizmetine devam eder. [3]


fabrikadan müzeye: alsancak tekel sigara fabrikasının dönüşümü

İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ne tahsis edilen 7 numaralı binayı da içeren Alsancak Tekel Sigara Fabrikası, İzmir’in modernleşme sürecinde kurumsal işleviyle iz bırakan son derece önemli bir işletmedir. [4] Endüstri tarihinin sahnesi hâline gelen ve kent hafızasının taşındığı mekânlara sahip bulunan bu fabrika yerleşkesi, 1950’li yıllarda makinalı üretime geçmesine rağmen, 1970’li yıllarla birlikte kentsel alanın içinde kalarak işlevini yitirmeye başlar. 2004 yılında ise faaliyetine son verilir. Sonraki yıllarda Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun aldığı bir kararla kapalı ve atıl bir durumda olan fabrika alanı, bedelsiz olarak kültürel hizmetlerde kullanılmak kaydıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’na (Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne) tahsis edilir. Bu gelişme, doğal olarak büyük ve görkemli bir dönüşüm hikâyesinin başlangıcını oluşturur. [https://izmirkultursanatfabrikasi.gov.tr/muzeler/izmir-resim-ve-heykel-muzesi/]

Bilindiği üzere kamuya ait atıl durumda olan endüstri yapılarının, yeniden işlevlendirilmesi, mevcut mekânın sınırlarına göre şekillenen bir tasarımı gerekli kılar. Bu bağlamda, mekânın sınırları, tasarım sürecinde aşılması gereken bir engelden çok, mekânın sahip olduğu özellikleri koruyarak yeni program ve işlev arasındaki ilişkinin kurgulanmasını da gerektirir. Bu nedenle, projede ve uygulama sürecinde gösterilen özen ve dikkatle mekâna yeni işlevler tanımlanırken, geçen zamanın izlerini de takip eden zihinsel bir imgeden hareket edilmiştir. Ve günümüzün koşullarına uygun yapılanmayla zamanın katmanlaşmasına katkıda bulunan, çağdaş bir mimarî yorum hedeflenmiştir. Böylece fabrika binalarının potansiyelinden hareket ederek biçimlenen, mekânları yeniden keşfeden özgün bir tasarımla müzeye dönüşen sonuçlara ulaşılmıştır.

Bu dönüşüm projesi hiç kuşku yoktur ki; endüstriyel, tarihsel ve kültürel mirası koruyacak ve bir başka kültürel mirası takdim edecek şekilde kent yaşamını bütünleyen kurumsal bir yapıyı, İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ni İzmir’e kazandırmıştır. Burada gerçekleşen düzenlemeler, çağdaş bir müzenin talep ettiği alan ayrımları ve donanımlar dikkate alınarak gerçekleştirilmiş, tüm çalışmalarda gereken teknik, akademik ve estetik destek uzmanlarından alınmıştır. Çağdaş koruma, iklimlendirme ve aydınlatma ve depo koşullarının güncel teknik çözümlerle oluşturulmasına da ayrıca dikkat edilmiştir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 yılında tamamlanmış bu büyük ve görkemli restorasyon projesiyle, yaklaşık olarak 140 yıllık bir tarihe sahip olan fabrika alanı; üç ayrı müze ile sanatçı atölyeleri, galeri ve kütüphanelerden oluşan büyük bir kültür-sanat yerleşkesi olarak halkın hizmetine sunulmuştur.


Mümtaz Sağlam, Copyright © 2023, Tüm hakları saklıdır. / All Rights Reserved

Ayrıca bakınız: https://saglamartspace.com

[1] Bu yazının derlendiği kaynak için bknz: Mümtaz Sağlam, Mekânın Duygusu: Zaman, Temsil ve Düzen / İzmir Resim ve Heykel Müzesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Yayınları, İzmir Nisan 2023. Sf. 18-28.

[2] “Resim ve Heykel Müzesi / İzmir”, Arkitekt, Sayı: 366, Şubat 1977, İstanbul. sf.53-57.

[3] Bruno Taut’un 1938 yılında hayatını kaybetmesi üzerine mimar Fazıl Saylam tarafından 1939 yılında tamamlanan yapı, Taut’un 1910 yılında Berlin Fuarı için hazırladığı bir teşhir projesinin biçim ve oranları korunan bir kopyasıdır. Bina, başlangıçta İnkılâp Pavyonu olarak tasarlanmış, daha sonra Maarif Vekâleti Kültür Pavyonu olarak hizmete açılmış, sonraki yıllarda Sağlık Müzesi ve Arkeoloji Müzesi olarak da kullanılmıştır. Müze alanının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edilmesiyle 2003 yılından itibaren İzmir Tarih ve Sanat Müzesi, Seramik Eserler Bölümü olarak hizmet vermiştir. Yıllar içinde yapısal müdahalelere uğramasına rağmen mimari karakterini koruyan bu bina, teşhir amaçlı talepleri karşılamak üzere oluşturulan ve Erken Cumhuriyet Dönemi’nin vitrin yapısı olarak kullanılan bir işleve sahiptir.

[4] Alsancak Tekel Sigara Fabrikası, klâsik sanayi yapısı ilkelerine ve işlevsellik esaslarına göre oluşturulmuş, etkileyici bir bütünlüğe sahip büyük ölçekli bir işletmedir. Üretim için planlanmış on iki yapıdan oluşur. Yerleşkede yer alan binalar, kitlesi ve konumu bakımından sade, bezemesiz ama gösterişli bir cephe ve sağlam duvarlarıyla, kemerli pencereleri, demir döküm sütunları ve yüksek tavanlarıyla döneminin mimarî niteliğini yansıtan bir karaktere sahiptir.