william kentridge: aykırı ve akışkan bir tahayyül

MÜMTAZ SAĞLAM

Bilindiği üzere William Kentridge’in aynı yüzeyde silinerek yenilenen çizimleri, her birinin ayrı ayrı ve üst üste kaydedilerek gösterilmesiyle animasyona evrilmektedir. Bu teknik deneyimin ürünlerinden oluşan çok sayıdaki yapıma, yeni fikirlerin keşfedildiği, zihinsel bakımdan son derece kışkırtıcı görünen post-endüstriyel bir tahayyülün ürünleri olarak bakmak gerekir. Çizimlerin şekli ve boyutu geliştikçe, yeni içerik alanlarının, öykülerin bu dil ve bakış ekseninde ele alındığı; yapı-bozumcu bir iradeyle biçimlenen ardışık olasılıklar eşliğinde yeni bir sanatsal bir bağlam içine çekilerek çeşitlendirildiği görülür.



William Kentridge’in sanatı, sancılı bir coğrafyadan beslenir.[i] Aşınmış bir yüzeye yansıttığı gerçeklik, ağır bir eleştiri gücüne sahiptir. Aynı zamanda kaba ve ürkütücü görünen bu aykırı tahayyül, suçlayıcı çağrışımlarla dolu karamsar bir ortamı betimler. Baskıcı ve ırkçı iktidar uygulamalarının yarattığı tedirginlik ile arızalı ve ürkütücü unsurların imkânsız birleşimi olarak ağır bir bilinçaltı tahribatını yansıtır. Tarihsel, mitoloik ve edebi atıflarla inşa edilen anlam, kaybolan zamanı telafi eden bir biçimlendirme arayışına karşılık gelmektedir sanki… Figürlerin, sanatçının bedeninin ya da atölyesinde bulunan nesne aleminin (kamera, harita, daktilo, kahve makinesi, telefon, megafon ve tripot gibi), bu süreçte geçirdiği tuhaf, fantastik dönüşüm; eşzamanlı işleyen bir çakışmanın ve olası biçimini arayan imkânsız bir düşlemin sonucudur.[ii]

Bu süreçte, parçalı ve akışkan bir görselliğin peşine düşen Kentridge, anlatı düzlemini boyutlandıran ve sürekli dönüşen bir desen-resim konseptine öncelik vermektedir. Burada, tekrara dayalı bir silme yöntemiyle biçimlenen yaratıcı eylem, siyasal çöküntü ve toplumsal yıkıma ilişkin kurmaca hikâyeleri barındıran deneysel çizimlerden oluşur. Dahası, birer leke-imge olarak geliştirilen bu çizimler, değişken ve kaba betimlemeler halinde, özellikle travmatik unsurların politik ve karanlık simgeleri olarak yan yana dizilir: Terk edilmiş metruk yapılar, alanlar, düşsel nesneler, yük taşıyan işçiler, göçmen veya sığınmacı tipolojisi, bu kurmacanın belirginleşen nitelikleri hakkında yeterince bilgi verir.



animasyona evrilen çizimler

Bilindiği üzere Kentridge’in aynı yüzeyde silinerek yenilenen çizimleri, her birinin ayrı ayrı ve üst üste kaydedilerek gösterilmesiyle animasyona evrilmektedir. Bu teknik deneyimin ürünlerinden oluşan çok sayıdaki yapıma, yeni fikirlerin keşfedildiği, zihinsel bakımdan son derece kışkırtıcı görünen post-endüstriyel bir tahayyülün ürünleri olarak bakmak gerekir.[iii] Çizimlerin şekli ve boyutu geliştikçe, yeni içerik alanlarının, öykülerin bu dil ve bakış ekseninde ele alındığı; yapı-bozumcu bir iradeyle biçimlenen ardışık olasılıklar eşliğinde yeni bir sanatsal bir bağlam içine çekilerek çeşitlendirildiği görülür.

Bu kapsama giren ve kitap sayfalarını arka planına alan bazı çalışmaların flipbook mizanseniyle sunulması, mekân ve figürlerin tekrarıyla, küçük birim alanlardaki değişimini daha vurgulu hale getirdiği ortadadır. Çizimlerin hareket edebilme olasılığı, eylemin gerçekliğine eklenen modernist bir vurgudur gerçekte. Ve iki boyutlu bir desen/resim olgusunun bu şekilde evrilmesi, hamleci bir yenilik olup, akan görüntüler üzerinden Kentridge’in gerilimli ve huzursuz edici bir anlatı bütünlüğüne ulaşma olanağını arttırmaktadır. Böylelikle, kitap sayfalarıyla elde edilen hareket mizanseni, bir zeminde birden çok görüntüyü eşzamanlı ve ardışık bir şekilde sunma imkânını vermektedir. Kitap yapısı ve formu; ayrıca, maddi mekân fikrini canlı tutmakta, kapsadığı görüntülerin anlam derinliğine vurgu yapan duyarlı ve dengeli bir dijital alan haline gelmektedir. Dolayısıyla burada kolayca kurulabilen biçim-anlam ilişkisi, çok kanallı video yerleştirmelerini de kaçınılmaz bir tercih olarak gündeme getirmiştir.

Ancak, film dilinin olanaklarına dayalı bir şekilde varlık bulan bu tuhaf gösterimin bir diğer yandan doğaçlamacı niteliklerle de karakterini bütünlediği ileri sürülebilir. Çünkü, sıradanlaşan dilin kendini yayma biçimi olarak kurulan canlandırma düzenekleri, önceden tam olarak planlanmamıştır ve bir tür otomatizm uyarınca işlemektedir.[iv] Ayrıca bu şekilde; bilinçdışının akışına dair, katlanır bir anlam yoğunlaşmasının ve kavramsal boyutun önü açılmaktadır. Durgun ya da akan görüntüler her durumda, kömür kalemle birer izdüşüme dönüşen işaretlenmiş, tespit edilmiş, kayıt altına alınmış şeylerin tasvirini, mekân/enkaz/manzara dolayımında etkili bir biçimde mümkün kılmaktadır.

William Kentridge, alegorik anlamlarla yüklü bir performansla; tasarım ve kareografi düzleminde Soho Eckstein ve Felix Teitelbaum gibi karakterlerle, kendini de doğrudan içeren paradigmatik bir tasvirle, kodlanmış anlamları yeniden üretmekte, arşivlemekte ve kolektif belleğe kaydetmektedir.


Mümtaz Sağlam, Copyright © 2022, Tüm hakları saklıdır. / All Rights Reserved.

[i]  William Kentridge (1955, Johannesburg, Güney Afrika) Apartheid, sömürgecilik, totaliterlik ve bunların kalıcı etkileri konusunda geliştirdiği eleştirel bakış açısıyla tanınan bir sanatçıdır. 1990’lı yıllarda, yaptığı çizimlerde anlattığı hikâye uyarınca oluşan her değişikliği fotoğraflayarak inşa ettiği basit kurgulu animasyonlarıyla dikkatleri çekmiştir. Aynı zamanda baskıresim, performans ve heykel gibi üretim ve ifade biçimlerine, multi-medya kombinasyonlarını birleştiren çözümlere ve tekniklere de ilgi duymuştur. Tiyatro ve opera gibi prodüksiyonlarda tasarımcı ve yönetmen olarak görev almıştır. Kentridge’in çalışmaları, büyük oranda yakın tarihi kaydetme düşüncesiyle, geçmişin kalıntılarından beslenen estetik bir duyarlıkla yeniden yapılandırılmış parçalardan oluşan bir kurmaca olarak tanımlanabilir. Görsel alanın bir yapı-söküm pratiğiyle parçalaması ve yeniden düzenlemesi fikri, bu yaklaşımın özünü belirlemektedir. (Ayrıca bkz. https://www.mariangoodman.com/artists/49-william-kentridge/)

[ii]  Atölyesinde William Kentridge’i çevreleyen şeyler, bir kısmı tesadüfi olmakla birlikte, fikri bir düzenleme içindedir. Atölye, mekanik çağrışımlarda bulunan esnek nesne aleminin dinamik etkisiyle bireysel-psikolojik bağlantıların tetiklendiği imgelem arasında gergin ve tuhaf, ardışık bir bağlantı kurulduğu ortamdır. O yüzden, güçlü bir üretim potansiyeli devrede olan otomatizm üzerinden yeni ve sürekli bir ortam yaratma potansiyeli ve keşif alanı olarak sarmaktadır sanatçıyı. Atölye fikri, zaten Kentridge’in kendini kuşatan fiziksel ortamı aşmayı denediği, imalarla dolu fantastik bir buluşturma ve geliştirme evrenine karşılık gemektedir. (Bkz. William Kentridge, “Practical Epistemology: Life in the Studio”, Six Drawing Lessons, Harvard University Press, London, England, 2014. Pg.99-128)

[iii]  “Drawings for Projection” (1989 -2020) dizisi, çizimlerin animasyona evrildiği aşağıda adları belirtilen on bir kısa filmden oluşan büyük bir anlatıdır: 1–  Johannesburg, 2nd Greatest City after Paris (1989) 2–  Monument (1990) 3-  Mine (1991) 4– Sobriety, Obesity, & Growing Old (1991), 5– Felix in Exile (1994), 6– History of the Main Complaint (1996), 7– Weighing . . . and Wanting (1998) 8– Stereoscope (1999) 9– Tide Table (2003). 10– Other Faces (2011). 11– City Deep (2020)

[iv]  Rosalind Krauss, The Rock: “William Kentridge’s Drawings for Protection”, October Files, No. 21, The MIT Press, Cambridge, Massachusetts, London, England, Edited by R. Krauss, 2017, pg. 36.

William Kentridge ile ilgili diğer yazılar: 1- https://saglamart.com/kentridge-weigh-all-tears   2- https://saglamart.com/kentridge-city-deep 3- https://saglamart.com/william-kentridge-weigh-all-tears 4-  https://saglamart.com/william-kentridge-ppostmemory