william kentridge: weigh all tears / hong kong

GÜLAY YAŞAYANLAR

Mağdur gözyaşlarının ağırlığını duyumsatmak isteyen Kentridge, Weigh All Tears adlı sergisinde, kendinin de içinde olduğu bir haritalandırma mantığının izini sürerek, özgürlük arayışlarına karşılık gelen biçimsel oyunlara girişmektedir. Dahası, gözyaşlarının evrensel anlama sahip performatif gücünü arkasına alan sorgulamalarla yeni kara anlatı modelleri kurmaya devam etmektedir. Weigh All Tears bu yüzden, psikolojik ve kültürel kodlarını yeniden gözden geçiren ve Uzak Doğu felsefesiyle buluşturan bir yeni modern dönem büyücüsü’nün otobiyografik sırlarını içermektedir.



Güney Afrika’da apartheid ve sonrasında yaşanan dramatik olayları tam bir lirizmle dile getiren William Kentridge[i], toplumsal hafızaya ait karmaşık durum ve olayları tartışmaya açmaktadır. Sömürgeci politik uygulamaları, özellikle siyahî maden işçilerinin emeği üzerinden sorgulayarak, acının katılaştırdığı bir hayal ve umut evrenini anlatmaktadır. Birer ölüm nesnesi/kalıtı haline gelen ve ağır bir mahrumiyetin izlerini taşıyan çıplak hayat imgelerini, bu süreçte değişime uğratarak soyut ve brutal biçimlere dönüştürmektedir. Ya da; tripod, telefon, daktilo, kahve makinesi ve megafon gibi bir dizi kullanım nesnesini, kişisellleştirilmiş bedensel uzuvlara sahip birer ikon durumuna getirmiştir.

Kentridge’in geliştirdiği karma dilin grameri, aslında çizerken oluşmakta, ifade oyunlarıyla kavramsallaşmakta ve her görüntünün yarattığı farkla zamansallaşarak, iz ve jestlere dönüşmekte, titreşimli ve akışkan arızalı bir şimdiyi yaratmaktadır. Bu gramerle, travmalı hatıraların tekrarlayan görüntülerinden oluşan imgesel farkların ikâme edildiği bir alan inşa edilmektedir. Sanatçının Weigh All Tears adıyla düzenlediği son kişisel sergisinde, belirginleşen ilişkisel bütünlük de; hakikatin yokluğunda yeni dünya düzeninde sıkışan insanî unsurları ve uysallaşmış paranoyaları yansıtmakta, dahası bir istisna halinin çarpık manifestosu haline getirmektedir.


akan gözyaşlarının ağırlığı

Wiliam Kentridge; Weigh All Tears adını verdiği son sergisinde, duvar halısına dokunan eski Çin haritası üzerine yerleştirdiği figür siluetleri ve küçük boyutlu bronz heykelleriyle oluşturduğu yerleşimle tüm dikkatleri üzerine çeker.[i] Kolajlanmış unsurlar, farklılaşarak özgürleşen ses ve görüntü olanaklarıyla, kara anlatılara özgü itiraz ve direnç ruhuyla biçimlenen, mağdurların gözyaşlarının etrafa saçıldığı siyasi bir çekim alanı yaratır.

Sanatçının sıklıkla kullandığı Weigh All Tears deyimi, aslında serginin boşluklarına sinen, nesnelerin yüzeyine dokunan ve onları duyumsama çabamızı yönlendiren bir bakış aralığı sunar. Kışkırtıcı bir metaforik öngörüyle vurgulanan bu gözyaşları, sergide (pandomim, etnik müzik ve dans eşliğinde) muhtelif siyâhî portrelerin silüetlerinden ve nesnelerin yüzeyinden mekâna akar, tarihsel hatıralara ulaştıran duygu dolu bir yolculuğu başlatır.



Weigh All Tears; belki de, yakın tarihe mal olmuş ve/fakat sise gömülü duran travmatik hikâyeleri biraz daha bulandıran meditatif bir deneyimdir. Burada performatif bir temsille dile getirilen tarihsel hakikat; tüm işlere yansıyan duyarlı ve gergin bir eklenti olarak yerini alır. Söz konusu temsil, Kentridge’in sıra dışı tahayyül gücü eşliğinde görünür hâle gelen bir bellek sanatına dönüşür.

Weigh All Tears; ayrıca, ayrışmış zaman, mekân ya da coğrafya parçalarını birleştirerek yeni bir şimdiye ilişkin sosyal-siyasal anlamları inşa eder. Bu kapsamda eleştirel söylem; kesinlik içeren anlatılardan saparak; muğlaklık ve şüphe uyandıran kurgusal denemelerle, deforme olmuş anıları, etkili kurgularla enstalatif bir uzama taşır. Dolayısıyla ruhsal bölünmeler, kopuşlar ve fantasmalar, Kentridge’in monologlarını sertleştiren bir geçirgenlik ve kendindeki ötekiyle tuhaf bir karşılaşma ve yüzleşme fırsatı yaratır. Kentridge, böylece; unutulan şeylerle birlikte, hafızaya geri dönen her imge için yeni bir tarihlendirme performansı içindedir. Çok sayıda eylem-imgeyle yüklü bu tahayyülde; kırılgan ve sancılı teatral kurgularda gerçekleşmeyen düşler, suçlar, çıplak hayatlar öne çıkarılmakta ve özne olamayan kurbanların değişmeyen yazgısı üzerinde durulmaktadır. Zaten bu imgelem, mühürlenmiş hatıralara ulaşabilmek adına yapılmış derin bir sorgulama anlamına gelmektedir.

Mağdur gözyaşlarının ağırlığını duyumsatmak isteyen Kentridge, bu sergide, kendinin de içinde olduğu bir haritalandırma mantığının izini sürerek, özgürlük arayışlarına karşılık gelen biçimsel oyunlara girişmektedir. Dahası, gözyaşlarının evrensel anlama sahip performatif gücünü arkasına alan sorgulamalarla yeni kara anlatı modelleri kurmaya devam etmektedir. Weigh All Tears bu yüzden, anlatının psikolojik ve kültürel kodlarını yeniden gözden geçiren ve Uzak Doğu felsefesiyle buluşturan bir yeni modern dönem büyücüsü’nün otobiyografik sırlarını içermektedir.

Bu bağlamda, pandemi sürecinde bir atölye mekânında uzun bir kapanmayla ortaya çıkarılan bu sergi; adeta bütünsel bir enstalatif kuruluma dönüşen genel görüntüsüyle, felsefî bir direnç alanının hakiki tasviri gibidir. Tutkulu bir dramatizasyon, sözcükler ya da nesneler arasından sıyrılarak gerçeğin alegorik bir tasarımı ya da bir düşünme performansının müphem, kehanetlerle dolu kutsal mekânı haline gelmektedir.

Bütünsel bir anlatı olarak ezoterik bağlam içinde karşımıza çıkarılan Weigh All Tears, bağımsız imge ve nesne kavrayışı üzerinden, her okunuşta tedirgin edici yeni öte anlamlara temas eder. Müdahale edilmiş hatıralar ve kusurlu biçimsel yapılarla, güvencesiz bir alana veya farklı bir coğrafyaya sürüklenen distopik bağlam; açıkça Kentridge’in üzerinde uğraştığı, tahrifatlarla dolu ironik ve tuhaf bütünlüğün bir açıklaması olmaktadır. Zaten bilinçdışı bağlantıları ima eden yaklaşımıyla Kentridge; tutkulu ve zamandizinsel bir zihin işçiliğinin sonucunda, gözyaşı mecazıyla bu sergiyi de yine psiko-biyografik bir söylenceye dönüştürmektedir. Dolayısıyla, burada da kaygı ve tutkularıyla yüklü çatışmalı kavram haritalarını üretmeye, geçmişte akan gözyaşlarını duyumsayarak gölgede kalmış hatıraları deşmeye devam etmektedir.


Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2022, Tüm hakları saklıdır. / All Rights Reserved.

[i] William Kentridge, (1955, Johannesburg, Güney Afrika) Animasyona dönüştürülen desenlere dayalı sanat pratiğiyle tanınır. 1989 yılından itibaren bu şekilde oluşturduğu onbir kısa filmden oluşan Drawings for Projection, ünlü ve destansı bir anlatıya dönüşmüştür. Bu filmlerde, Kentridge’in kendi hayatında ve Güney Afrika’nın apartheid’den demokrasiye geçiş sürecinde yaşanan siyasi olaylar, maden patronu Soho Eckstein’ı merkezine alan yarı belgesel bir dille anlatılır. Kentridge, elli yılı bulan üretim sürecinde, ayrıca heykeller ve el dokuması duvar halıları da üretmektedir. Tiyatroya ve operaya olan tutkusuyla da bilinen sanatçı, “Weigh All Tears” adını verdiği son sergisini 17 Mart 2022 tarihinde Hong Kong’ta düzenlemiştir.(Ayrıca bkz. https://www.mariangoodman.com/artists/49-william-kentridge/)

[ii] Bkz. William Kentridge / “Weich All Tears, Kişisel Sergi, Hauser & Wirth Gallery, 17 Mart- 29 Mayıs 2022, Hong Kong.

William Kentridge İle ilgili diğer yazılar: 1: https://saglamart.com/kentridge-city-deep 2- https://saglamart.com/william-kentridge-ppostmemory 3-https://saglamart.com/william-kentridge-weigh-all-tears 4- https://saglamart.com/william-kentridge