avni lifij: öncü ve özgür bir tavır

MÜMTAZ SAGLAM

Avni Lifij, doğal bir beceri ile dönemin/ zamanın ruhunu kavrayan yaratıcı bir iradenin bunu oldukça öznel bir görsel dille ifade edebilme ayrıcalığına sahip bir sanatçıdır. Söz konusu becerinin, öğretiler karşısındaki kayıtsızlığını bir anlamda özgür bir ruhla dışavurma noktasına taşıdığı bir gerçektir. Olağandışı boyasal sonuçlarla karşımıza çıkardığı poşadların, peyzajların görkemini sağlayan da daha sonra sembolist arayışlarla resmini mecrasından saptırarak zayıflatan da bu kayıtsız arayış halidir ve son derece sahici görünmektedir.


Avni Lifij, “Atölyede Çıplak Model”, Olasılıkla 1909-1912 yılları arası- Paris, Tuval Üzerine Yağlıboya, 52×45,5 cm. B. Aksoy Koleksiyonu,

Avni Lifij, yirmi yaşında iken bir Fransız işçisini model alarak yaptığı resme kendi yüzünü monte eder. Ve o çok bilinen pipolu otoportreyi henüz resim eğitimi almadan yapma becerisini gösterir. Mehmet Ergüven, sanatçının bu resme kendi yüzünü ekleme ısrarı üzerinde durarak, durumun basit bir dönüştürmeden ibaret olmadığını iddia eder. Çünkü, “Lifij, başkasını devrettiği yüzü ile taban tabana ters düştüğü yaşama üslubuna sahip çıkma imkanı bulmuştur böylece; ve en az kişiliği kadar resmini de yönlendirmiştir.” Ergüven bu tespitine dayanak olarak, Ahmet Haşim’in Lifij hakkındaki açıklamalarını da ekler: “Ressam Avni Lifij Bey kendi dehasına kendisi hayran ve bu dehaya hayran olamayı bilmeyenlere küskün, mağrur, şiddetli, hatta mütehevvir bir ressamdır. Her mübahasede ilk ve son delili kendi dehası, kendi irfanıdır. Tepeden tırnağa kadar ilim, irfan, resim, felsefe gibi eslihayla müsellah, gah irfan tabancasını bir muarızın yüzüne dayayarak, gak sanat bıçağını bir hürmetsizin gözü önünde parıldatarak, korkunç ve mehib bir silahşör halinde fikir ve sanatın sulhperver insanları arasında dolaşır.”

Avni Lifij’in sanatını belki de doruğa taşıyan şey belki de bu gerilimli kişilik yapısıdır. Doğal bir beceri ile dönemin/ zamanın ruhunu kavrayan yaratıcı bir iradenin bunu oldukça öznel bir görsel dille ifade edebilme ayrıcalığına sahiptir. Sözünü ettiğimiz becerinin, öğretiler karşısındaki kayıtsızlığını bir anlamda özgür bir ruhla dışavurma noktasına taşıdığı bir gerçektir. Olağandışı boyasal sonuçlarla karşımıza çıkardığı poşadların, peyzajların görkemini sağlayan da daha sonra sembolist arayışlarla resmini mecrasından saptırarak zayıflatan da bu kayıtsız arayış halidir ve son derece sahicidir. Kimilerine göre Sembolizme yönelen ilgisi, Türk Resmini Modernist açılım götüren bir süreç olarak yorumlamaktadır. Ancak Lifij’in sembolizmin; açık ve anlaşılır temsilin tuzağında plastik değerini yok etme noktasındadır. İllüstrasyona dönüşmesi an meselesidir. Türk tipi izlenimci peysaj algısını taşıdığı yer ise “Nazmi Ziya’nın kısmen örneklediği üzere” aslını veye kaynağını iptal eden, temsilin bağlayıcılığında kurtulmuş, aşkınlaşmış jestüel sonuçlarla alakalı tuhaf fakat çok özel bir konumdur. Burada bozulan ezber, dış dünyadan bağımsızlaşarak kendi plastik gerçekliğini duyuran resmin sahiciliği ve kendiliğiyle açıklanmalıdır. Tablo, artık bir yere, bir doğa kutsamasına atfedilmemiştir. Romantik duyumsamaya özgü hüznü, izlenimci coşkuyla, buluşturan dinamik bir süreçte bunu dışavuran Avni Lifij; resmin oluş hali gerçekliğinin üzerinde ciddiyetle durmamızı gerektirir. Haşim’in işaret ettiği ve Mehmet Ergüven’in de bu doğrultuda yorumladığı tekinsiz tekinsiz kişilik yapısının, sanatçının fotoğraflarında sergilediği kibarlık ve bohem görüntüsünün aksine bu cüretli ve riskli deneyimleri gündeme getirmektedir. Aslında, resim yaparken hissettiği özgürlüğün ne denli önemli olduğuna, yerine göre kural ve sınır ihlalinin gelişmeyi tetikleyen gücüne dikkati çeken bir öncüdür.ayrıca bakınız:


Bknz. Mehmet Ergüven, “Avni Lifij”, Davetsiz İzleyici, Agora Kitaplığı, İstanbul, 2007, sf.1-8

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Sabancı Holding’in katkılarıyla Türk resim tarihinde özgün bir yere sahip olan Hüseyin Avni Lifij’in (1886-1927) yapıtlarını sergiledi. 15 Ekim 2019 -12 Ocak 2020 tarihleri arasında açık kalan serginin konsepti ve yönetimi SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer’e aitti. “Avni Lifij: Çağının Yenisi” adlı sergi, sanatçının kimliğini Türkiye’de ilk kez tüm yönleriyle, bütünlüklü olarak değerlendirerek, mensubu olduğu 1914 Kuşağı ve Türkiye sanat tarihindeki öncül konumu ile birlikte aydınlatmayı amaçlıyordu. https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/sergi/3

Ayrıca bakınız: https://saglamart.com/hikmet-onat-rituele-donusen-resim-eylemi