erol akyavaş: katmanlı ve çok boyutlu bir bütünlük

MÜMTAZ SAĞLAM

Erol Akyavaş resimleri öncelikle, içerdiği görsel zenginlik ve bunu tayin eden entelektüel potansiyel ile dikkati çeker. Aynı anda, İslâm kültürü ve sanatının görsel unsurlarıyla metaforik uzantılarla geleneksel bağlantıları mümkün kılan, yeni ve güncel kavramlarla anlam dünyasını katmanlı ve çok boyutlu bir bütünlüğe taşıyan bir yaklaşıma sahiptir.


Erol Akyavaş, “Uç Mevkii”, (Ayrıntı), 1982, Tuval Üzerine Karışık Teknik, 265×178 cm. TCMB Sanat Koleksiyonu. https://sanalmuze.tcmb.gov.tr/

2000’li yıllara doğru islamcı politikaların iktidar olanağı yakalaması ile birlikte, inanç ve ahlâkla bağıntılı bir bakış açısının biçimlediği, ideolojik bir yönelimle kamusal alanı dönüştüren uygulamalar plastik sanatların özgürlük alanını sık sık tartışılır hale getirmiştir. Dolayısıyla, toplumsal yapıda İslâmî politikaların yaygınlaşması ve hızla benimsenmesi, Cumhuriyet sürecinin laik uygulamaları ile çelişen bir görüntü yaratırken, öte yandan bunu bir sakınca içermeyen liberal uygulamalar dahilinde değerlendiren geniş bir kesim de söz konusudur. Bu doğrultuda sanatı inançla alâkalı bir yörünge üzerine taşıyan girişimlerden ziyade, sanatı geleneksel olan ile ilişkilendirmeye yönelimli çabaların ve yeni okuma deneyimlerinin varlığı dikkati çeker. Burada özellikle, dinsel öyküler ve simgeler üzerinden İslâm düşüncesi ile temas imkanı arayan denemeler; geleneksel ile dinsel olan arasındaki çekişmeye atıflı, modern tavırlı arayışlarla görsel yorumlar üretirler. Özellikle Erol Akyavaş’ta tasarımlanmış bir imgelem halinde göreceğimiz büyük kolajı bütünleyen eski yazı metinleri, minyatür düzenini ve estetiğini çağrıştıran çizimlerin desteklediği estetik bir boyut yakalar. Yeni referanslarla biçimlenen bu düzen, görsel anlamda elde ettiği estetik bütünlük üzerinden İslâmî bir düşünce ve olay-hikaye ile çağrışım yoluyla ilişkiye geçer. Hayatı sorgulayan ve anlamlandıran bir düşünce dünyası, inanç sistemi öyküler ve erdemler/kavramlar üzerinden resimsel durum ve öneriyle bir arada değerlendirilmeyi bekler. Bu daha önce, bu şekilde denenmiş ve uygulanmış bir algılama yorumlama şekli değildir.

Akyavaş, mimar kimliğinden de kaynaklanan bir beceriyle minyatüre atıflı bir yorum geliştirir. Daha çok Matrakçı Nasuh’un topoğrafik resim kavrayışını andıran bu uygulamalar, dört bir yana savrulan, perspektifsiz, düz ve basit mekansal tasvirler içerir. Otağ, ordugâh, kale, sur, merdiven ve giderek labirente dönüşen bir çizgisel yapıntılar, islâmî simgeleri çağrıştıran ya da düpedüz o olan çizimleri de kapsamaya başlar. Fonda ve resmin bir çok yerinde iri bir halde kullanılan Arap alfabesinden alınmış yazı uygulamaları ile dinsel mitolojiye ilişkin olayları doğrudan ve bilinçli olarak içerik bağlamında resmine katmanlar. “Mirâçname” serisi, taşbaskı yöntemiyle çeşitlenen, islâmî simgelerle zenginleştirilmiş ilginç bir denemedir. Benzer şekilde, “Kerbelâ” ve “Hallac-ı Mansur” serileri Kâbe’yi andıran çizimler, tasavvufta anlamı olan renkler üzerine kuruludur. Sıklıkla kullandığı “Vav” harfi, bazı resimlerinde tüm yüzeyi kapsar, boşluğu dengeleyen yegâne unsur haline gelir ve tasavvuf düşüncesinde yaratan ile yaratılan arasındaki ilişkiyi simgeler. [1]

Akyavaş’ın resimleri öncelikle, içerdiği görsel zenginlik ve bunu tayin eden entelektüel potansiyel ile dikkati çeker. Aynı anda, İslâm kültürü ve sanatının görsel unsurlarıyla metaforik uzantılarla geleneksel bağlantıları mümkün kılan, yeni ve güncel kavramlarla anlam dünyasını katmanlı ve çok boyutlu bir bütünlüğe taşıyan bir yaklaşıma sahiptir. Oluşturduğu resim atmosferi; mistik çağrışımlarla boşluğa sürükleyen bir etkiden ziyade, somut-simge ve kavram çatışmaları ya da önermeleri üzerinden tarih/toplum ve inanç sistemlerine yönelik bir okuma önerir. Bu dil/söylem farklılığı, çoğu kez mesafeli davrandığımız ve/fakat her durumda bizi içine alan inanç meselesine bir yanından eklemlenmesini sağlar. Sonuçta, Akyavaş resminin her resimde aynı şekilde işlemeyen (dolayısıyla formülleşmeden) plastik varoluş süreci, plastisitesi; farklı birleşimler ve simge/metafor tercihleri üzerinden izleyiciye bir iç-dünya sorgulaması davetini mutlaka sunar.

Bu yüzden Erol Akyavaş, Türkiye’de İslâmî meseleleri, İslâm sanatı ve kültürüne ait görsel mirası, alışık olduğumuz soyutlama, indirgeme, dekoratifleştirme yöntemlerinin ötesinde bir kavrayış ve dönüştürücü güç olarak kullanmış, anlam tesisi için alan açan, resme derinlik ve boyut kazandıran kavramsal düzeyde bir yaklaşımla ele almıştır.


Mümtaz Sağlam, mumtazsaglam@gmail.com

[1]  Annemarie Schimmel’den aktaran Emine Önel Kurt, “1980 Sonrası Modern Türk Resminde Geleneksel Bir Motif Olarak Dinsel Simgelerin Kullanımı”, Gelenekten Çağdaşa / Modern Türk Sanatında Kültürel Bellek, İstanbul Modern Sanat Müzesi Yayınları, İstanbul Şubat 2010. Sf. 21.

ayrıca bakınız: https://saglamart.com/cagdas-turk-sanatinda-gorsel-gelenegin-temsili