mektepten memlekete: ressamların yurt gezileri

DERLEYEN: MÜMTAZ SAĞLAM

Yurt Gezileri bilindiği üzere tek parti döneminde düzenlenmiş, devleti/hükümeti temsil eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin örgütlediği, ayrıca sanatçıları maddi açıdan desteklediği bir uygulamadır. Ancak, parti ve sanat ilişkisinden türeyen bir yönlendirmenin burada tam olarak geçerli olmadığı ya da ulusal sanat ideali yaratma gibi bir tartışmanın sonucunda bu uygulamaya yönelinmediği açıktır. Dahası ressamların coşku içinde ve büyük bir istekle bu gezilere katıldıkları bilinmektedir. Partinin üst düzeyde planlan kültür/sanat politikası programı çerçevesinde ressamlarla kurdukları bu ilişki; Turan Erol’un ifadesiyle; benzersiz bir uygulamadır.



1938 yılında Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi tarafından alınan karar uyarınca, ressamlarımızın yurdun güzelliklerini yerinde tespit etmeleri ve memleket mevzuları üzerinde çalışmaları maksadıyla yurt içinde bir sanat tetkiki seyahati tertip edilir.[i] Türk plastik sanatlarının gelişiminde etkin olan bu ilginç uygulamaya Yurt Gezileri adı verilir. 1938 ve 1943 yılları arasında hayata geçirilen bu her türlü masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere belirlenen sanatçılar, değişik vilayete gönderilmiş ve üç ayı aşmayacak olan bir sürede kendilerinden gittikleri yöreye ilişkin gözlemlerde bulunmaları ve görsel tespitlerini ortaya koymaları istenmiştir.

Bilindiği üzere 1930’lu yılların ikinci yarısında, bir yandan d Grubu’nun aşırı biçimciliğe kayan yerellik anlayışı ile öte yandan Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği ve Leopold Lévy bağlantısı ile plastik değerleri gözeten gerçekçi ifadeyi temsil eden bir resim anlayışının yarattığı dinamizm söz konusudur. Cumhuriyetin yarattığı aydınlanma heyecanıyla, sanat ortamının içinden gelen dinamizmin, Yurt Gezileri gibi bir uygulamayla kendini yenileme ve değerlendirme olanağı bulması baştan belirtmek gerekir ki önemli bir olaydır.


yurt gezileri ve unutulmaz memleket resimleri

Siyasal iradenin bu projeyi uygulamaya koyduğu dönemde, sanatçılar üzerinde herhangi bir söylem ya da üslûp yaptırımına yönelmemesi de ayrıca dikkate değer bir konudur. Bu sayede, özellikle II. Dünya Savaşı’nın yarattığı olumsuzlukların tüm ağırlığıyla yaşandığı bir süreçte, Türk ressamlarının bu proje bağlamında yaşadıkları dinamizmi bir bakıma kültürel bir yenilenme, gelişme olarak da yorumlamak yerinde olur. Çünkü, Yurt Gezileri uygulamasında görev alan pek çok ressamın, kişisel gelişimlerinde dönemeç olarak değerlendirebilecek bir süreci, bu sayede yaşamış oldukları da bir gerçektir. Örnekse; Akademide öğrenci iken projede görevlendirilen Avni Arbaş’ın sanatındaki tüm değişim evrelerinde belirleyici olan gözlemci tavır ve gerçekçi yorum arayışının izlerini günümüzde kayıp olan 1942 tarihli bu resimlerde keşfetmek olasıdır. Ya da, geriye dönüp baktığımızda, bu uygulama kapsamında üretilen pek çok yapıtın; sanatçıların unutulmaz kompozisyonlarının arasında yer aldığını belirtmek gerekir.[ii]

Bu büyük ve kapsamlı uygulama, esasında; Cumhuriyet öncesi ve hemen sonraki süreci idrak eden izlenimci anlayışa sahip 1914 Kuşağı ile değişim dinamizmini ifade eden Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’ne üye sanatçıları ve etkinlikleri, yazı ve düşünceleriyle gündem yaratan d Grubu üyelerini bir misyon dahilinde bir araya getirebilmiştir. Ayrıca bu oluşumların dışında kalarak bağımsız tavırlar geliştiren dönemin yetenekli genç sanatçılarını da (Avni Arbaş, Selim Turan ve Hakkı Anlı gibi) herhangi bir ayrım gözetmeden bir arada değerlendirme becerisini gösterebilmiştir. Böylece, gruplar üzerinden köklü bir bakışın biçimlediği ve yüzyılın ilk yarısına izlerini bırakmış olan bir kesimin, bu vesileyle tümüyle bağımsız bir iradeyle şekillenen memleket resimlerine yönlendirilmesi salt bu açıdan bile önemli bir hadisedir. Türk resminin gelişim sürecinde farklı dönemleri temsil eden ressamlarımızın dış dünyayı-toplumsal bir olguyu, gerçeği kavrama ve değerlendirmedeki yaklaşımlarını somut biçimde örnekleyen bir deneyimdir aynı zamanda…

Turan Erol, konuyla ilgili bir değerlendirmesinde, “Resim sanatımızın Yurt Gezileri’nden sonra daha içtenlikli, zorlamasız ve gerçekçi” konularla zenginleşmiş olduğunu söylemektedir.[iii] Bu uygulama sonucunda elde edilen resimler CHP ve Maarif Vekâleti tarafından satın alınmıştır. Ancak, zaman içinde pek çoğu kaybolan ya da tahrip olan bu resimlerin durumunun Türk resmi için hazin bir öyküye dönüştüğünü de belirtmek gerekir. Yurt Gezileri, doğrudan ya da dolaylı olarak Türk Resim sanatın gelişiminde etkide bulunmuştur.[iv] Bunların başında, gerek Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği, gerekse d Grubu içinde yer alan sanatçılarımızın bir durum sorgulaması yapma ihtiyacını hissetmiş olmaları gelir. Özellikle d Grubu‘nun gözde olduğu bir dönemde Türk sanat ortamına sunduğu aşırılık dolu biçimsel önermelerin geçerliğini yitirmeye başlaması, modern eğilimleri benimsemeye daha yatkın, kişisel tercih ve iradenin buyruğuna giren bir arayışın yaygınlaşmasında bu projenin etkileri kaçınılmazdır. Bu bakımdan 1940’lı yılların ikinci yarısına doğru Türk sanatında belirginleşen eğilimlerin, bağımsız yönelişlere ve soyut ilgilere kayması bir rastlantı değildir. [v]


yöresel hayatı niteleyen psiko-coğrafik belgeler

Yurt Gezileri bilindiği üzere tek parti döneminde düzenlenmiş, devleti/hükümeti temsil eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin örgütlediği, ayrıca sanatçıları maddi açıdan desteklediği bir uygulamadır. Ancak, parti ve sanat ilişkisinden türeyen bir yönlendirmenin burada tam olarak geçerli olmadığı ya da ulusal sanat ideali yaratma gibi bir tartışmanın sonucunda bu uygulamaya yönelinmediği açıktır. Dahası ressamların coşku içinde ve büyük bir istekle bu gezilere katıldıkları bilinmektedir. Partinin üst düzeyde planlan kültür/sanat politikası programı çerçevesinde ressamlarla kurdukları bu ilişki; Turan Erol’un ifadesiyle; benzersiz bir uygulamadır.[vi]

Bu vesileyle, bir çoğu ıssız doğa-kent görünümlerinden oluşmasına rağmen Anadolu’da süregiden gündelik hayata, gelişme ve modernleşme sürecinde yaşanmakta olan temel sıkıntılara da işaret eden çok sayıda belge resim üretilmiştir. Özellikle Siirt, Bingöl, Tunceli ve Urfa gibi şehirlere gönderilen sanatçıların karşılaştıkları sorunlar gündem yaracak düzeyde ilginçtir. Bu bakımdan, özellikle Anadolu coğrafyasında süregiden gündelik hayata, güncel ve gerçekçi bir bakışın yansıtıldığı manzaralar, bir dönemi niteleyen psiko-coğrafik belgeler değerindedir. Bu uygulama, hiç kuşkusuz ki sonuçta, partiyle milletin kültürel ve sanatsal bir program dahilinde bütünleşmesi beklentisinden çok; dönemin toplumsal ve kültürel hayatını kır ve köy hayatının gerçekliğini eleştirel bir dil ile belgeleme çabasına dönüşmüştür.[vii] Bu nedenle de, sanatçıların Yurt Gezileri ile ilişkili sözlü beyanları ve yazılı açıklamalarına bakıldığında; modernleşme çabaları doğrultusunda devletle milletin bütünleşmesi ideali ve meselesinin ülke çapında çözüm bekleyen sorun olduğu, bu yüzden henüz tam bir siyasal ve sosyal bütünlüğe ulaşılamadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla Bir Cumhuriyet Romansı olarak nitelenen Yurt Gezileri olayı; bir diğer bakışla, toplumun gelişme sıkıntılarını ifade eden güncel, gerçekçi ve dramatik bir görsel belgeler bütünlüğü olarak da görülebilir.


Ayrıca bakınız: https://saglamart.com/sami-yetik-izmirde

[i]      Aktaran: Murat Ural, Yurt Gezileri -Yurt Resimleri (1938-1943), Editör: Amelié Edgü, Milli Reasürans Sanat Galerisi Yayınları, Ekim 1998, İstanbul. sf. 21.

[ii]   Bunlar değerli resimler arasında Feyhaman Duran’ın 1938 tarihli Gaziantep/Tabakhane Köprüsü ve Ömeriye Camii, Hikmet Onat’ın Bursa Irganda Köprüsü, Sami Yetik’in 1938 tarihli (İzmir) Kadifekale Hamit Görele’nin1938 tarihli Erzurum Mescid Camisi, Mahmut Cûda’nın1938 tarihli Trabzon/Kanita, Malik Aksel’in1939 tarihli Sivas’ta Kale Mahallesi, Cevad Dereli’nin Gümüşhane, Şeref Akdik’in 1944 tarihli Kayseri ve Kemah’tan, Âbidin Elderoğlu’nun 1942 tarihli Muş Manzarası, Hasan Hulusi Mercan’ın 1943 tarihli Hozat’a Doğru veSelim Turan’ın 1941 tarihli Bodrum adlı kompozisyonları sayılabilir.

[iii] Turan Erol, “Ressamların Yurt Gezileri ve Sonuçları”, Yurt Gezileri-Yurt Resimleri (1938-1943), Editör: Amelié Edgü, Milli Reasürans Sanat Galerisi Yayınları, Ekim 1998, İstanbul. sf.12.

[iv]     Yurt Gezileri uygulamasına büyük bölümü devlet memuru olan (Akademi hocası, resim öğretmeni) 48 ressam katılmıştır. 17 ressam ise iki kez katılmıştır. Toplamda 63 vilayete gidilmiştir. Uygulama sonrasında yaklaşık olarak 675 adet resmin üretildiği bilinmektedir

[v]      Turan Erol’un da açıkça belirttiği üzere, bu etkinlikten sonra resim sanatımız; daha içtenlikli, zorlamasız ve gerçekçi konularla zenginleşmiştir. Hatta Erol’a göre Yurt Gezileri vesilesiyle bazı ressamlarımızın sanatçı kişiliklerini olumlu yönde etkileyen sonuçların alındığını, örnekse Bedri Rahmi Eyuboğlu, Turgut Zaim, Halil Dikmen, Eşref Üren, Hamit Görele, Cemal Tollu ve Malik Aksel gibi sanatçılarda yaşanan bu dönüşümü ayırt etmek ve görmek mümkündür. Bknz. Yurt Gezileri-Yurt Resimleri (1938-1943), sf.13.

[vi]     Turan Erol, “Ressamların Yurt Gezileri ve Sonuçları”, Yurt Gezileri-Yurt Resimleri (1938-1943), sf.13.

[vii]    Elçin Poyraz, bir tek parti etkinliği olarak planlanan Yurt Gezileri uygulamasını siyasal bağlamda değerlendirerek eleştirel bir bakış geliştirir. Bknz. Elçin Poyraz, ”Bir Çağdaşlaştırma Misyonu: Ressamların Yurt Gezileri/1938-1943”, Altüst, Sayı: 4, Kasım-Aralık 2011.