nejad: manhattan n.y.

GÜLAY YAŞAYANLAR

Nejad’ın Manhattan N.Y. adlı kurmaca yapıtı, şizoid yapılanmaların yüzeye aktığı; özellikle soyut formlarla kurulan, zamanın ruhunu yansıtan yeni bir kent imgesinin ve anlam retoriğinin inşa edildiği bir resimdir. Sosyolojik anlamda ise, sıkışan mimari dokuya eklemlenerek mevcut kent düzenini bozan ve aykırı düşünce biçimlerini kurgulamaya, tahrik ve tahrip etmeye ya da kışkırtmaya meyilli şizofrenik ve teknolojik yapı unsurlarına adanmış bir anlatıyı içermektedir. 



Nejad; çeşitli Avrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika, Orta ve Uzak Asya gibi coğrafyalara yaptığı gezilerde, biçimsel kaygılarının yanı sıra hazcı bir yaklaşımın ürünü olan resimler de üretir. [1] Farklı kent yerleşimlerinden hareketle, dramatik yoğunluk içeren resim mekânları yaratmak, Nejad için hiç kuşkusuz oldukça önemlidir. Onu bu resimlere yönelten esaslı duygusal nedenlerden ve yabancı bir hayata dahil olma arzusunun yarattığı duyumsal açmazlardan ise ayrıca bahsedilmesi gerekir. 


farklı bir new york – manhattan anlatısı

Bu kapsamda Nejad’ın 1980 yılında ürettiği Manhattan N.Y. adlı kompozisyon, büyük bir kent dinamizmini vurgulayan farklı bir çalışmadır. [2] Bu resim sanki, ışığın ve rengin homojenliğini bozan, içsel çatışmaların mekânını ve ritmini oluşturan soyut dikey hatların barındığı bir tahkimat alanı gibidir. New York’u simgeleyen gökdelen siluetlerinin saplantılı örüntüsüyle ifadesini bulan, dikey renk alanlarının şiddetli, kesif ve aritmik lekeci bir yapıda belirdiği, ruhsal olanı öne çıkaran estetik bir yorumdur. Birbirine yaslanan dikey renk çubuklarıyla kurulan bu simgesel tasvir, sınırsız bir boşluğu tehdit eden yeni-modern zamanlara ait bir psiko-anlatıya dönüşmüş durumdadır. [3] Bu yüzden Manhattan N.Y., sabit anlamları öteleyen ve kavramsal bir zeminde gerçekçi ve güçlü referanslara sahip görünmektedir. Dahası bu hâliyle; gürültü ve karmaşanın, renge evrilen sözcük parçalarının, akışkan ve yakıcı bir sanatçı ruhunun dallanıp budaklandığı, sezgi dünyasını açık eden yepyeni bir anlam üretme pratiğidir. Ürkütücü bir bulanıklığın peşinde, adeta yaşamsal bir sınıflandırmanın belirsizliğiyle hareket eden Nejad, aslında farklı bir gerçeklik algısı arayışı içindedir. Uzlaşma arayışına girmeden, yerleşik düzenin neden olduğu gerilimle; gelişen zamanın ağırlığına, gücüne ve geçerliliğine inanmış biri olarak, bir toplumsal düzenin derin boşluklarını keşfetme ve yapısal bir heterotopyanın varlığını bu anlatı düzelemine taşımaya çalışmaktadır. 

Melodramatik bir biçimde gökdelen kalıntılarının, parçalı ve dikey renk alanlarına sızdığı Manhattan N.Y.; öte yandan, heterojen renklerin bir aradalığından oluşan mental bir coğrafyayı imlemektedir. O yüzden de gökdelenlere sıkışıp kalan algılama ve anlama yetisini, bu sert ve dinamik biçimlemede hissetmek fazlasıyla mümkündür. Psişik vurgularla, hem evrensel bir menzile dönüşen bir gerçeklik betimlenmekte, hem de metafizik enerjiyle yüklü ve derinlikli bir tehdit alanına karşı duyulan tedirginlik ifşa edilmektedir. Böylelikle şeylerin ve durumların birbirleriyle olan gergin teması sorgulanmakta; kentsel bir tema üzerinden mahrem bir şekilde içselleşen bir betimleme gündeme getirilmektedir. 

Bu derecede kalıplaşmış tahripkâr bir eleştirel dil üzerinden, büyük bir kenti hissetmek, Nejad için yorucu ve bir o kadar da gizemli bir hazcılığın (bilinçli) sonuçlarını ortaya sermektedir. Psikolojik bir karmaşa olarak da görülebilecek bu anlatı, Nejad’a ve New York’a özgü hayalet yaşamları ve gök boşluğunu, fetişist yoğunluklar üzerinden sezgi ve ifade üstünlüğüyle renk lekelerine dönüştüren teatral bir ilişkilendirmedir. Bu durum aynı zamanda, renk alanlarında duyumsanan ve sert fırça darbeleriyle tasvir edilen bir şiddetin de yeni bir ifadesidir. Dolayısıyla Manhattan N.Y., postmodern kitle kültürünün yarattığı hikâye anlatıcılığı ile gökdelenlerin kapalı dünyasına sinen psişik düzenin gerçekliğini, estetik bir düzlemde zenginleştiren gerilim yüklü bir görsel sunumdur. Saf düşünceye yaslanan bu kıvrak anlatım, bilinçdışının farklı ve kıyaslanamaz bir tarz ile dışavurulduğu, inatçı ve aykırı bir çabanın ürünüdür. Dahası, anlam ile renk arasında kurulan ezoterik bir ilişkinin, rasyonel bağlantıların ötesinde psikolojik senteze dönüşen bir görme eyleminin sonucudur. 


hakiki bir kavrayış sorunsalı 

Nihayetinde, biçim ile anlam arasındaki ilişkide kendi koşullarını oluşturan bu geçirgen renk alanları, Nejad’ın dışavurumcu ve duygusal soyutlama gücüyle yönünü tayin eden hakiki bir kavrayışı örneklemektedir. Sanki mevcut hâliyle bu resim, bir zaman ve mekân kesişmesini hassas bir zeminden alarak daha şiddetli ve öngörülmüş bir geleceğe taşımaktadır. O yüzden Nejad, ifadeci ve güçlü renkleriyle, adeta kentin ruhunu söküp alan, çelişkilerini ve açmazlarını yansıtan bambaşka bir mizaca sahip, tutarlı fakat o ölçüde aykırı bir benliğin sözcüsü gibidir. Manhattan N.Y. adlı kurmaca da bu bağlamda, şizoid yapılanmaların yüzeye aktığı; özellikle soyut formlarla kurulan, zamanın ruhunu yansıtan yeni bir kent imgesinin ve anlam retoriğinin inşa edildiği bir resimdir. Sosyolojik anlamda ise, sıkışan mimari dokuya eklemlenerek mevcut kent düzenini bozan ve aykırı düşünce biçimlerini kurgulamaya, tahrik ve tahrip etmeye ya da kışkırtmaya meyilli şizofrenik ve teknolojik yapı unsurlarına adanmış bir anlatıyı içermektedir. 

Kuşkusuz bu resim; Nejad’ın, yüzeyde beliren anlam örüntüleriyle kendi zihin topoğrafyasını ve işaret ettiği imge yapılanmalarının dilini, nevrotik bir anlam dizgesine oturtmaya çalıştığı, rastlantısal renkleri boşlukta ahenkli bir şekilde dengeleyerek kendini ifşa ettiği ironik bir baş yapıttır.


Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2024 / All Rights Reserved.

Ayrıca Bakınız: https://saglamart.com/nejad-lirik-bir-duyumsama

[1] Nejad Melih Devrim (1923 İstanbul – 1995 Nowy-Sacz / Polonya) / Annesi ressam Fahrelnissa Zeid’in teşvikiyle erken yaşta resimle ilgilenmeye başlamıştır. 1941 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Leopold Lévy Atölyesine girmiş, Yeniler Grubu hareketi içinde yer almıştır. 1946 yılında Paris’e yerleşen sanatçı, 1950’li yıllarda Paris Okulu bünyesinde lirik-soyut estetiğin uygulayıcılarından biri olarak açılan önemli sergilere katılır. Resimlerinde mekânı ve ritmi sürekli bir sorun olarak algılayan Nejad, sanat yaşamının her döneminde Bizans Sanatına ve mimarisine ve Doğulu kültürel bağlantılara açık göndermelerde bulunur. [https://www.galerinevistanbul.com/tr/artists/46-nejad-devrim/biography/]

[2] Bakınız: Nejad, Manhattan N.Y., 1980, Tuval Üzerine Yağlıboya, 51×61 cm. (Lüset-Mustafa Taviloğlu Koleksiyonu)

[3] Nejad’ın bu resmin dışında New York gezisiyle ilgili olarak ürettiği 1983 tarihli Roosvelt Adası Köprüsü, Jazz N.Y. adlı bir tuval çalışması daha vardır. Bakınız: Nejad, Roosevelt Adası Köprüsü, Jazz N.Y., 1983, Tuval Üzerine Yağlıboya, 42×58 cm. (Ceyda-Ünal Göğüş Koleksiyonu). Ayrıca New York temalı küçük boyutlu birkaç suluboya eskiz ile yine son derece etkili birkaç siyah beyaz guaj boya resminden de söz edilebilir. Sanatçının 1957 yılındaki ilk New York seyahatinden sonraki kent izlenimleri ise boyut, biçim ve kuruluş bakımından oldukça farklıdır.