ferit edgü’nün sanat yazarlığı

MÜMTAZ SAĞLAM

Ferit Edgü’nün sanat yazıları; yoğun ve derin bir içerik düzleminde özgünlüğünü koruyan, simgesel bir bakış ayrıcalığını vurgulayan aforizmatik bir anlayış üzerine yapılanır. Burada, metnin akışını ve anlatının bütünlüğünü bozmayan bir dikkat ve özenle, çok parçalı bir kurmacanın gelişme olanaklarını araştırılmaktadır. Dolayısıyla; buluşma ve çatışma olasılıklarını yedeğinde tutan bir uzlaşımın belirlediği bu metinler, bir duyumsama ya da mümkünse özdeşleşme deneyimi üzerinden kendi bağımsız edebî bütünlüğüne ulaşmaktadır.



Ferit Edgü’nün sanat yazarlığı; metinlerin, parçalı bir yazı düşüncesi ve akış disiplini uyarınca kurulmasına dayanır. Görsel anlatıyla özel bir alanda yaşanan karşılıklı bir buluşma ve bakışma deneyimine dönüşen bu yazma deneyimi, entelektüel bir yüzleşmeden ibarettir. [https://www.alfayayinlari.com/kisi-goster.php?kisi=112747]

Ferit Edgü; dinamik, soyut ve indirgenmiş bir yazı diline sahiptir.[i] Kısa tümcelerle kurulan metinlerine, özenli ve cüretli bir ifade deneyiminin ürünleri olarak bakmak gerekir. Özellikle düzyazı-şiir olarak tanımlayabileceğimiz bir formatta kaleme alınan parçalı ve minimal söz dizilimi; Edgü adına tescillenmiş bir söylem biçimi olarak karşımızdadır.


ressama ve resme yönelen bakış

Ferit Edgü’nün sanatçı tavırlarına yönelik metinleri de, benzer şekilde bu parçalı yazı düşüncesi ve akış disiplini uyarınca kurulur. Görsel anlatıyla özel bir alanda yaşanan karşılıklı bir buluşma ve bakışma deneyimine dönüşen bu yazma deneyimi, entelektüel bir yüzleşmeden ibarettir. Edgü yazarken, karşısına aldığı bir dünyayı, yaşam ve üretim alanını irdelemekte; imge düzeni üzerinden beliren görüntünün varlık nedenini anla/t/maya çalışmaktadır. Bu yüzden özenle seçtiği ve anlam yüklediği sözcüklerle zihinsel bir buluşmanın izlerini dışavurmaktadır.

Aslında Edgü’nün sanat yazarlığı, ele aldığı sanat eserine paralel düzlemde yeni ilişkisel bir söylem alanı yaratma isteğiyle biçimlenir. Metinlerarası bir karaktere sahip bu geçişli ifade imkânı; eleştirel niteliği önde olan minimal bir dil tercihiyle yapılanmakta, ilgilendiği görsellikle alâkalı göndermelerle yüklü bir alt metnin oluşmasını sağlamaktadır. Eserin dil ve ifade bütünlüğünü yer yer sarsan, yeni ve bağımsız bir anlam üretimi; bu haliyle, bir edebî anlayış ve tür olarak beliren yeniden yazma girişimini akla getirmektedir.[ii]


edebî dile yaslanan bağımsız bir ifadelendirme

Ferit Edgü, esasen kendisine yakın bulduğu sanatçı tavırlarına; tarihsel ve sosyal gerekçeler üretmeden evvel, oluşturdukları iç dünya temsili ya da hesaplaşmasının niteliği üzerinden yaklaşır. Dahası, sanatçıların bir bakıma; yalnızlık, yabancılaşma, acı ve ıstırap gibi varoluşçu temalara yakın durmasıyla ilgilenir. Edgü’nün bu kapsama giren yazıları, mecazen karanlık bir alanda, tuhaf ve tekinsiz bir boyutta üretimde bulunan Fikret Muallâ, Abidin Dino, Semiha Berksoy, Yüksel Arslan, Komet ve Selma Gürbüz gibi sanatçılar üzerinedir. Dil ve söylem sürekliliğini koruyan, gizemli ve örtük bir ifade arayışı peşinde kurulmaktadır. Dolayısıyla gözlemlerine öncelik veren, özellikle de ortak yaşanmışlıklar ve anılarla genişleyen gerekçeli bir okumanın ürünüdür. Edgü bu şekilde; (aslında) sorunlu bir âleme dahil olabilme ve aynı muhayyel düzlemi paylaşabilme düşüncesiyle hereket etmektedir. Bazı sanatçılarla üretim sürecinde kurduğu eşzamanlı ve uyumlu bütünlük ise bu bakımdan incelenmeye değerdir. Örnekse Yüksel Arslan; yeni Arture serilerini henüz bitirmeden onunla paylaşmakla; ayrım ve isimlendirme gibi hususlarda görüşlerine başvurabilmektedir.[iii]

Sonuçta Ferit Edgü’nün sanat yazıları; yoğun ve derin bir içerik düzleminde özgünlüğünü koruyan, simgesel bir bakış ayrıcalığını vurgulayan aforizmatik bir anlayış üzerine yapılanır. Burada, metnin akışını ve anlatının bütünlüğünü bozmayan bir dikkat ve özenle, çok parçalı bir kurmacanın gelişme olanaklarını araştırılmaktadır. Dolayısıyla; buluşma ve çatışma olasılıklarını yedeğinde tutan bir uzlaşımın belirlediği bu metinler, bir duyumsama ya da mümkünse özdeşleşme deneyimi üzerinden kendi bağımsız edebî bütünlüğüne ulaşmaktadır.


Mümtaz Sağlam, Copyright © 2022, Tüm hakları saklıdır. / All Rights Reserved

Ayrıca Bakınız: https://saglamart.com/ferit-edgu-ve-sanatcilariferit-edgu

[i]     Ferit Edgü (1936- ) 1950 kuşağı yazarlarındandır. Minimal öykünün önemli temsilcilerindendir. Varoluşçuluk ve gerçeküstücülükten etkilenmiştir. Özellikle ilk dönem öykülerine karamsar bir hava hâkimdir. Kendini arayan, hayatla yüzleşen bireyleri işlemeye özen gösterir. Kendine sade, kısa ve öz bir şekilde kurulan bir anlatım dili oluşturmuştur. Gençlik yıllarında Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde öğrenim görmüş, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi olmuştur. Ayrıca Paris’te Academie Feu’da altı yıla yakın seramik eğitimi almıştır. Türkiye’ye döndükten sonra DATA adlı reklam şirketini ve Ada Yayınları‘nı kurmuştur. 1976-1990 yılları arasında etkin olan Ada Yayınları’nda, çağdaş Türk ve dünya yazarlarının, şairlerinin kitaplarını yayınlamıştır. Bir Gemide adlı kitabıyla 1979 Sait Faik Armağanı, Ders Notları ile 1979 Türk Dil Kurumu Ödülü, Eylül’ün Gölgesinde Bir Yazdı ile 1988 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü aldı. Abidin Dino, Yüksel Arslan, Bedri Rahmi, Eren Eyüboğlu, Füreya, Aliye Berger, Ergin İnan ve Selma Gürbüz gibi sanatçılar üzerine yayınlanmış kitapları vardır. 

[ii]      Bknz: Cafer Gariper, “Ferit Edgü’nün Nijinski Öyküleri’nin Metinsel Özellikleri”, Erdem, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, Sayı: 65, Yıl: 2013, sf. 97-115. [https://erdem.gov.tr/tam-metin/102/tur]

[iii]      Bknz. Yüksel Arslan-Ferit Edgü / “Batı Kültürü Önünde Hiçbir Saplantım Yok” / Mektuplar, 1957-2008, Yayına Hazırlayan: Burak Fidan, Kitap Yayınevi,I. Basım, Ocak 2011, İstanbul.