wolfgang tillmans: romantik hazların çekici gerçekliği

GÜLAY YAŞAYANLAR

Wolfgang Tillmans fotoğraflarında, duygusal boşalmayı öteleyen bir hayal kırıklığının dağınık karakterini çekici hale getiren şey, bu ero-psişik portrelerin varlığıdır hiç kuşkusuz. Kimlik ve cinsiyet çarpışmasına maruz bırakılan ama bireysel belleği de egemenliği altına alan bu portre-imgeler, güçlü bir kurmacanın esas unsurlarıdır.


Wolfgang Tillmans, Damon, Shower, Head up1995, Colour Photograph, Chromogonic print , 33×24 cm. (MomaCollection)  https://www.moma.org/collection/works/216983

Wolfgang Tillmans’ın dünya ile olan ilişkisindeki simgesel boyutun, masum ve kışkırtıcı görünen şeyler üzerinden okunduğunda günlük yaşamın imajlarından ibaret bir duygu yönetimi olduğunu hissederiz. Bu sıradan imge kullanımının, çağdaş duyumların mükemmel bir analizi veya tatmin arayışı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Dolayısıyla Tillmans’da romantik ve cinsel çağrışımlı ama gergin bir arka düzlemle beslenen fotoğrafik imgeler, parçalanmış fantezilerin içinden sıyrılarak sarsıcı bir güzellik anlayışının boyutlarını sorgular.

Kaldı ki bazen sıradan görünebilen fotoğraf karelerine baktığımızda, değer atfedilen şeylerin ayırt edici enerjilerinin ne olduğunu bilmek isteriz. Ya da, işlevsel detayların neye hizmet ettiği hakkında tuhaf bir endişeye kapılırız. İlk yüzleşmede yaşanan tepkiler; aslında daha geniş kapsamda hayatla sanatın ilişkilendirilmesinin önünü açan yeni-romantik ipuçları olarak algılanmalıdır. Örneğin fotoğrafın görsel alanında gizlenmiş yemek artıklarının, tükenmiş bir cinsel enerjiye tekabül ettiğini anlamak için diğer Tillmans resimlerine bakmak yeterlidir. Tıpkı Bahar Dalında olduğu gibi, anlatısal olmayan kadrajlarda saklı duran cinsel eylemin, mutlak gerçekliğin romantik hazlarına atıflı bir dönüşümle açığa çıkarıldığını bilmek gerekir.

Temsil etme ya da belgelemeye dayanan üretme arzusu, özellikle sanatçının hayal kırıklığını merkeze aldığı grup portrelerinde cinsellikle alâkalı çatışmaları su yüzüne çıkarır. Bu portrelerde yaşamın karmaşıklığına dair müdahaleler ne kadar etkiliyse, kendi içimizdeki bölünmüşlüğün de psişik bir denge yaratma uğruna baskın kılındığı bir gerçektir. Tuhaf bir analize tabi tutulan bireyden yansıyan duyusal gri alanlar izlemeye sunulur. Bastırılan tekinsiz içgüdülerin savunmasız ama kendine güvenli alanlarında katettiği yol ise, bir bakıma klasik Tillmans psişeleri‘nin kılavuzu gibidir. Ayrıca itina ile bir araya getirilmiş bu portrelerden yansıyan kırılgan rollerin, izleyiciyle de duygusal bir bağ kurması şaşırtıcı değildir.

Belki de burada, duygusal boşalmayı öteleyen bir hayal kırıklığını çekici hale getiren şey, bu ero-psişik portrelerin varlığıdır hiç kuşkusuz. Kimlik ve cinsiyet çarpışmasına maruz bırakılan ama bireysel belleği de egemenliği altına alan bu portre-imgeler, güçlü bir kurmacanın esas unsurlarıdır. Tillmans’ın sınır çağrışımlarıyla yüklü bu portrelerinde, queer bir yapılanmanın betimleyici yanından bahsedilebilir. Burada aktarılan ruhani karışıklık, portreden yansıyan haz unsurlarına eşlik etmektedir.

Sonuçta, Tillmans, müstehcen yaşam deneyimlerini kışkırtıcı bildiriler halinde gösterime sokmakta, yeni-romantik hazların çekici gerçekliği ile bizi baş başa bırakmaktadır. Dahası bu gerçekliği onaylayan ve görüntüleri sansasyonel kılan şey ise, sanatçının dışa vurduğu nevrotik algı deneyimleridir. Bu da Tillmans’daki aykırı duruşun bir nedenidir.    


Copyright © Gülay Yasayanlar 2022, All rights reserved.