gizli, geçici ve sahte: araştırmaya dayalı bir sergi yapım fikri

GİZEM AKKOYUNOĞLU

Gizli Geçici Sahte adlı sergiyle hizmete giren NG Sanat Galerisi, bir serginin her gün yapısal ve düşünsel gerekçelerle yeniden deneyimlendiği, farklı kavramların ve teknik eşiklerin belirlediği düzlemde yeniden yorumlandığı bir sürekli pratiğin hikâyesini barındırmaktadır. Dahası bir yandan galeri sözcüğünün yarattığı romantik çekiciliğini korurken, diğer yandan standart galeri pratiğini öteleyen bir yer olarak da akıllarda kalabilir belki…


Gizli Geçici Sahte, NG Sanat Galerisi, İzmir 2017. (Fotoğraf: Özlem Demircan)
https://saglamartspace.com/ulusal-sergiler

-Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde öğretim üyesiyim. Sanatçı ve eğitimci olarak İzmir’de yaşıyor, Balçova’daki özel atölyemde çalışmalarıma devam ediyorum. Son dönemde kağıt üzerine mürekkeple oluşturduğum soyut ve lekesel düzenlemeler aracılığıyla toplumsal ve kültürel ortama dair eleştirel tespitlerde bulunuyorum. Bu sürecin ilk örnekleriyle ilgili olarak 2016 yılında “Tahayyül ve Mesafe” adlı bir kitap yayınlandı. Ayrıca, sanat eleştirisi alanında da üretimlerim kesintisiz sürüyor. Son olarak NG Sanat Galerisi’nde düzenlenen “Gizli, Geçici, Sahte” adlı serginin metin yazarlığını ve küratörlüğünü yaptım. Aynı galerinin düzenleme ve danışma kurulundaki görevim devam ediyor.

-Genç galeriler, oturmuş ve yerleşik ilişkiler ağına nasıl bir yol ile alternatif yaratabilir?

Sanırım bu soruyu NG Sanat Galerisi ve ilk sergiyle ilişkili olarak soruyorsunuz. NG Sanat Galerisi öncelikle sektörel ilişkilerden kendini ayırmış, bağımsız ve bağlantısız bir oluşum. Kurumsal dinamiği ve üretim potansiyelini, dahası ticarî olmayan bir ilişkiler ağını arkasına alarak, entelektüel bir enerji yaratmanın, estetik anlamda kendi gündemini oluşturmanın peşinde. Bu nedenle, sadece bağımsızlığı ve yoğun üretim potansiyeline sahip bir bünyeyle temas halinde olma ayrıcalığı nedeniyle kendine alternatif bir konum yaratabilir.

– NG Sanat Galerisi’nin oluşum fikrinden biraz daha bahsedebilir misiniz?

Nafi Güral Sanat Galerisi, bence bu kentte hak ettiğimiz güzel şeylere iyi bir örnek. 13 Nisan 2017 tarihinde “Gizli, Geçici, Sahte” adlı sergiyle izleyicisi ile ilk kez buluşurken, sanatın eleştirel niteliğini ve sahici olanın bilinçli tasavvurunu kendine özgü bir konseptle ortaya koymaya çalışmıştır. Beklentilerin üstünde bir donanımla hizmete sunulan bu genç galeri, aslında soluğu kesen bir enerjiyi barındırmakta. Güne dair olanı sorgulayan ve yeni estetik önermeler halinde bunu sunan, bilinçli görüleriyle kültürel birikimi melezleyen bir yaklaşımla karşımızda durmakta. Bu da zaten kurumsal desteğin ciddiyetini ortaya koyan en önemli etken. Mekân burada her sergi için yeniden düzenlenebilir bir nitelikte; yenilenebilir, işlevsel bir dönüşüme izin veren detaylar barındırmakta. 

Bu tür genç ve yeni mekânlar, gündelik hayatın akışı ile, toplumsal ve kültürel yapının dinamiği arasında sıkışan iç dünyalara sinen ya da bulaşan bir konsept dinamizmini de canlı tutmaktadır. Bu kapsamda NG Sanat Galerisi, içinde bulunduğu kültürel ya da akademik ortamda her gün sıra dışı eğitim deneyimlerinin de bir parçası olmaktadır. Sanatla kurulan sıkı temaslar için bu tür mekanlara ihtiyaç vardır. Söz konusu ortam; sanatçı adaylarına özgü bir özgürlük arayışının sahnesi haline gelen, gerilim ve uyum dengesinin çözümlendiği, yepyeni ilişkiler ağı ve tartışma düzlemleri önerme gibi potansiyellere sahip. Sanat eğitimi alan öğrencilerin daha ilk sergiye verdikleri tepki ve gösterdikleri yoğun ilgi, bu beklentiyi ve galeri oluşturma fikrini çok doğrular nitelikte. Genç sanatçılara yeni fırsatlar sunmak; sergileme ve sunma pratiklerine bizzat onları tanık etmek, üzerinde çalışılmış projelere için yeni görsel alanlar açmak, bir beklentiden çok bu olasılığı makul ve mümkün kılmak demektir. Bu yüzden ve sadece, dahası bu girişimle; kendini zaten sunabilen bir kültürel birikimin, tezatlar içeren bir ilişkisel ağa, kültürel katmanlara rencide edilmeden eklemlenmesi için iyi bir fırsat ve ortam yaratılmıştır.

-Peki sizce İzmir’de böyle bir galerinin varlığı neden önemli? İzmir’e ne katmasını bekliyorsunuz?

Profesyonel anlamda bir sanat galerisi işletmecisi değilim. Bu tür bir piyasanın İzmir’de olduğunu sanmıyorum. Uzun yıllardır bir eğitim ve kültür mekânı olabilecek yapıda kendini yapılandıran bir galeri ihtiyacı içinde olduğumuzu söylemem gerekli. İzmir’de daha önce ve şimdilerde etkinlik gösteren ve birer sivil inisiyatif halinde beliren sergileme alanlarının ise kendi dar alanlarından çıkmakta zorlandıklarını düşünüyorum.

NG Sanat Galerisi’ne, bu kapsamda İzmir’deki yapısal yaklaşımı niteleyen, üretim potansiyeline eşlik eden, kente dair bir dil ve söylem öneren başlı başına bir ifade alanı oluşturan bir bütünlüklü yapı olarak bakılması gerekir. Bir eğitim kurumunda açılan bu mekân, kentin toplumsal hayatına ve onun talepkâr diline ara alanlar açarak, kentli yanıtlar ve çözümler vermeye çalışacaktır. Umuyorum ki, henüz temsil edilemeyen ve kısmen özgürleşmeye çalışan üretimlere, bir ön ya da iç-deneyim oluşturma adına, önemli bir başlangıç noktasını teşkil edecektir.

Kente dair bu genç ve heyecan dolu sanat mekânı, kuşku yok ki, başka bir düşünce yapısının üretim yeridir. Sık sık içinde bulunduğu entelektüel ortamdan ayrışarak, var olan tematik yönsemeler doğrultusunda kent-sanat ve izleyici ekseninde yeni olasılıklar yaratılacak ve fırsatlar değerlendirilecektir.

-İzmir’in sanat izleyicisiyle galerinin bağlantısı nasıl olacak?

İzmirli sanat izleyicisinin seyir deneyimi adına ilk etkinlikte gösterdiği ilgi ve duyumsama çabası, beni ve düzenleme komitesini çok mutlu etmiştir. Bu bakımdan ulaşım sorununun dert edilmemesi bir yana; kent dışından gelenler, orta öğretim öğrencilerinden ve benzeri gruplardan gelen özel gezi talepleri, Fakültemizdeki gündelik hayatı paylaşan tüm kesimlerin mekâna olan ilgisi ve sahiplenme çabası ama özellikle de akademisyenlerin özel ders ve değerlendirme seansları düzenleyerek galeriye ve sergiye ilgi göstermeleri mekânın kullanımı konusundaki samimiyeti sanırım ifade ediyor. Ayrıca sergi sürecinde devam eden rehberli turlar ile bu bilgilendirme hizmetinin ve kültürünün verilmiş olması çok önemli. Bu arada istek üzerine sergi süresinin uzatıldığını, basılan sergi kataloğunun hızla tükendiğini de burada belirtmeliyim.

Tüm bunları, nitelikli bir mekân ve etkinlik karşısında İzmir’deki sanat izleyicisinin yeni davranış biçimleri geliştirebileceğine dair güçlü referanslar olarak görüyorum. Profesyonellik’ten ise neyi kastettiğinizi tam anlayamadım ama bu eser satın alma, koleksiyon oluşturma gibi edimleri içeriyorsa, bu konu benim için öncelikli değil. NG Sanat Galerisi, bu bağlamda sadece estetik önermeleriyle izleyici davranışının oluşması ve gelişmesine katkı sağlamak derdinde…

– Galeri ile ilgili hedefleriniz nelerdir?

Sergi Düzenleme Komitesi olarak, her öğretim döneminde bir kez olmak üzere yılda iki sergi düzenleme fikri üzerine çalışıyoruz. Uzun süreli, gündem yaratma potansiyeline sahip, kavramsal çerçevesi iyi belirlenmiş, metinsel bağlamı öngörülmüş ya da oluşturulmuş projelere öncelik vereceğiz. Bunun bir kısmının kent araştırmalarına dayalı, kent kültürü ve tarihi ile ilgili tutulması için çaba sarf ediyoruz. Belgesel nitelikli sunumlar içeren, araştırmaya dayalı bir sergi yapım fikrini benimsetmek gibi bir önceliğimiz de var.  

Gelecek sergimizi Ekim ayının ikinci yarısında açıyoruz. Sanatçı Gözde Yenipazarlı’nın Londra odaklı fotoğraflarını bir kent ve kültür olgusu perspektifinde değerlendiren yeni bir format içinde sunacağız. Sanatçı ve sergi tercihlerimiz ya da seçimlerimizi sadece üretimin kalitesi, güncelliği ve özgün dinamikleri belirliyor. O yüzden bu mekânı ve oluşumu, geleneksel belirlenimlerden uzakta, farklı disiplinlerden tüm çalışmalara, projelere açık, sorunların derinliğine irdelendiği üretimlerle ilişkili bir alan olarak kabul edebiliriz. Yani, burada açılacak sergilerin ilk etapta, zihinsel bir durum ya da bir faaliyet olarak düşünülmesi gerekir. İşin güncel niteliği ve kavramsal iklimini göz ardı etmeden, neo-avangard bir reflekse de yaslanan bir silsile takibi bence gereklidir burada.

Post-kültürel huzursuzluğun iyice yayıldığı günümüzde, biçimlerin insana dokunduğu duygusal bir dönemden geçiyoruz. Tabii ki sergileme alanları da bundan nasibini alıyor ve almakta. Masum ve dolayımsız görünen bu mekânlar sergi konseptlerine her zaman yeni kavramlar, boyut ve derinlikler eklemek durumunda. Çünkü sanatı, salt bir üretim etkinliği değil zihinsel emek ve enerji üzerinden de gösterime sunmak gerekir bu zamanda…

NG Sanat Galerisi, bir serginin her gün yapısal ve düşünsel gerekçelerle yeniden deneyimlendiği, farklı kavramların ve teknik eşiklerin belirlediği düzlemde yeniden yorumlandığı bir sürekli pratiğin hikâyesini barındırmaktadır. Dahası bir yandan galeri sözcüğünün yarattığı romantik çekiciliğini korurken, diğer yandan standart galeri pratiğini öteleyen bir yer olarak da akıllarda kalabilir belki…


Platform, İzmir Kültür Platformu Girişimi Süreli Yayını, Sayı: 07, Aralık 2017, İzmir.

ayrıca bakınız: https://saglamart.com/gizli-gecici-sahte-1