refik epikman imzalı mütevazı bir kitapçık: osman hamdi

MÜMTAZ SAĞLAM

Refik Epikman kitapçığında, yaşam öyküsel notlar eşliğinde Osman Hamdi’nin sanatçı ve bilim adamı kişiliğine yönelik samimi saptamalarda bulunur. Hamdi’nin resimlerinde gelenekçi bir sanat kültürünün izlerini bulan Epikman, görüneni nesnel bir anlayışla betimleme çabasını sanatçının arkeolojiye olan tutkusuyla ilişkilendirir.



Refik Epikman 1967 yılında kaleme aldığı kitabın kapağında Osman Hamdi’nin Silah Taciri adıyla bilinen ünlü kompozisyonunu kullanır. Osman Hamdi Bey, Silah Taciri / Keskin Kılıç, 1908, Tuval Üzerine Yağlıboya, 185×140 cm. Ankara Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu. [https://arhm.ktb.gov.tr]

Osman Hamdi Bey, son dönemde sanatı hakkında hiç kuşkusuz ki en çok yayın yapılan sanatçılarından biridir. Özellikle ressam kimliği üzerinde oluşan uzlaşı üzerinden hareket edilerek yapılan yeni çözümlemeler, Osmanlı Resim Sanatının gelişim ve değişim dinamiğini daha anlaşılır kılmaktadır. Bu kapsamda, 1967 yılında yayınlanan ve Osman Hamdi Bey hakkında kısa biyografik notlar içeren bir anlatı; tarihsel, toplumsal, siyasal ve sanatsal bağlamda çeşitlenen Osman Hamdi hakkındaki çalışmalara zemin hazırlayan ilk yayın olarak dikkatlerimizi çekmektedir.

osman hamdi resminde gelenekçi bir sanat kültürünün izleri

Sanatçı, yazar ve sanat eğitimci olan Refik Epikman’ın [i] hazırladığı Osman Hamdi [ii] adlı bu eser, esasında 8 sayfalık bir incelemeden oluşur. Sanatçının 20 adet resmi, siyah-beyaz olarak ve yapım tarihleri belirtilmeden yazı ekinde yer alır. Ayrıca Osman Hamdi Bey ile ilgili birkaç belge fotoğrafa yer verilen kitapçıkta, yedi eserden oluşan bir bibliyografya da verilmektedir. Özenli baskısı ve sayfa düzeniyle dikkatleri çeken bu sevimli yayın, 5000 adet basılarak belli ki yaygın bir dağıtım içinde okuyucuya ulaşmayı ve Osman Hamdi’nin çok yönlü kişiliği ile eserlerini tanıtmayı hedeflemektedir.

Refik Epikman, kaleme aldığı değerlendirme metninde, Osman Hamdi’nin yaşam öyküsüne ilişkin notlar eşliğinde onun sanatçı ve bilim adamı kişiliğine yönelik samimi saptamalarda bulunmaktadır. Hamdi’nin resimlerinde gelenekçi bir sanat kültürünün izlerini bulan Epikman, görüneni nesnel bir anlayışla betimleme çabasını arkeolojiye olan tutkusuyla iliştirir. Bu yönüyle kitapçığın yazıldığı dönemde, Osman Hamdi Bey’in fotoğrafı model olarak kullanma tercihinin henüz tespit edilmediği ya da önemsenmediği anlaşılır. Dahası, Hamdi’de belirgin olan fotoğraf etkisinden ve oryantalizm bağlantısından da söz etmeyen Epikman, sanatçının genel plastik yaklaşımından ancak sınırlı bir şekilde bahsetmek durumunda kalır.

Bu açıdan bakıldığında, 1960’lı yılların sanat ortamında yeterli değerlendirme koşullarının ve dolayısıyla eleştiri bilincinin henüz oluşmadığı gözlenir. Aslında Osman Hamdi’nin kimliği ve sanatı özelinde yeterli olabilecek bakışın ancak 1980’li yıllara doğru oluşabildiği, Mustafa Cezar’ın 1971 tarihli kapsamlı biyografik yayını ile başlayan sürecin [iii] Yeni Boyut dergisinde 1984 yılında yayınlanan İpek Aksüğür imzalı bir yazıyla devam ettiği görülür. [iv] Bu yazıda Aksüğür; Osman Hamdi’yi oryantalizm, feminizm ve olgucu felsefe bağlantılarıyla ele alarak, bir inanç ve kültür ortamı ya da bağlamı içinde değerlendirmekte, Nurullah Berk ve Sezer Tansuğ kaynaklı mevcut önyargılardan adeta kurtarmaktadır. Bu yayınla daha da pekişen bakış ve yorum çeşitliliğinin artık üzerinde uzlaşılan Osman Hamdi’ye ve sanatına ilişkin imgeyi bütünlediği görülür. Günümüzde ise, özellikle Edhem Eldem imzalı, ciddi ve kapsamlı araştırmalara dayalı makale ve kitap yayınlarının oluşturduğu nitelikli bir literatürden bahsetmek mümkündür.  

Refik Epikman’ın mütevazı kitapçığı ise bu tarihsel gelişim sürecinde; biyografik bilgilerin, notların ayrıntılı bir özen ve dikkatle sunulduğu bir çalışma ve sempatik bir erken dönem yayını olarak değerini ve ayrıcalığını korumaktadır.


Ayrıca bakınız: https://saglamart.com/halil-edhem-elvah-i-naksiye-koleksiyonu


[i]
    Refik Epikman (1901  İstanbul – 1974  Ankara) 1925 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ni birincilikle bitirdi. Aynı yıl, Avrupa sınavını kazanarak resim tahsili için Cevat Dereli, Şeref Akdik ve Mahmud Cûda ile birlikte Paris’e gönderildi. Julian Akademisi’nde Paul-Albert Laurens ile çalışarak 1928’de yurda döndü. Ankara’ya yerleşerek Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nün kuruluş çalışmalarına katıldı. Bu konuyla ilgili çalışmalar yapmak üzere iki yıl süreyle Almanya’ya gönderildi. 1932 yılından emekli olduğu 1966 yılına kadar Gazi Eğitim Enstitüsü’nde çalıştı. Entelektüel bir donanımla çok yönlü bir kişilik olarak karşımıza çıkan Refik Epikman, Kübizm ve Konstrüktivizm aralığında şekillenen ve yapı sağlamlığı fikrine dayalı; figüratif resmi öneren bir anlayışa sahiptir.

[ii]      Refik Epikman, Osman Hamdi, Millî Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Genel Müdürlüğü Sanat Eserleri Dizisi, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul, 1967.

[iii]   İlk Baskı: Mustafa Cezar, Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 1971. 2. Baskı: Mustafa Cezar, Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi, I-II Cilt, Erol Kerim Aksoy Kültür, Eğitim, Spor ve Sağlık Vakfı Yayınları, İstanbul 1995.

[iv]    Bknz. İpek Aksüğür, “Osman Hamdi’ye Çağdaş Zihniyeti ve Estetik Değerleri Açısından Eleştirel Bir Bakış”, Yeni Boyut, 1984, Ankara.