Ömer Uluç, Divan/Divan, Ayrıntı/Detail, Düzenleme/Installation, 2003, PVC, 122×70×53 cm.

SANATÇI

ömer uluç

nesne-heykeller ve yeni arzu paradigmaları

GÜLAY YAŞAYANLAR

"

Ömer Uluç; bilinçdışında katmanlaşmış bir dış dünyanın denge ve değişmezlikleri arasında gidip gelen şeylerin ayrımlarını keşfeden yeni bir ilişkisel içerik modeli önermektedir.

Ömer Uluç

 Ömer Uluç, Divan/Divan, Düzenleme/Installation, 2003, PVC, 122×70×53 cm.

Sıradan yapı malzemelerini kullanarak, resimlerinde yeni bir dolaşım alanı yaratan, kurguladığı formları hakimiyeti altına alan bir içgörüyle onları boyutlandıran Ömer Uluç, performatif bir mücadele alanı içinde gibidir. Burada; özgün, yaratıcı ve biçimleyici bir algının ara boşluklarında tuhaf organsı kütleler üretmektedir. Bir başka deyişle, içeriden dışarıya taşan uzantılarıyla aykırı bir imgeler dünyası inşa etmektedir.

Uluç’un heykelsi düzenlemeleri, çoğunlukla katmanlararası ilişkileriyle kendini bütünlemektedir. Kara deliklerin (gözler) ortaya çıktığı yerlerde ise, insan ötesi varlıklara-suretlere dönüşmektedir. Yüklü bir enerjinin devrede olduğu bu biçimlemenin, anti estetize bir durumla ilişkili kültürel bir psikolojinin gizemli alanlarında gerçekleşen bir meydan okuma hâline geldiği kolayca görülebilir.  

Museum Exhibition

Ömer Uluç: Ufuk Çizgisinden Öteye / Beyond the Horizon, Retrospektif Sergi, Küratörler: Öykü Özsoy Sağnak, Nilay Dursun, Asistan Küratör: Naz Uğurlu Benek, 21 Mart – 12 Aralık 2025 İstanbul Modern, İstanbul. 

brutal malzemelerle üretilen ikonik imge tasavvuru

Karışık tekniklerle resimlerini başkalaştıran ve heykelsi formlar üretmeye yönelen Ömer Uluç, kendini yaratıcı bir yolculuğun en özgürlükçü aşamasında hissetmiştir muhtemelen. Özellikle 2000’li yılların başına ait üç boyutlu ve deneysel işlerinde, henüz organ hâline gelememiş uzantılar ve amorf bedenleri, saldırgan bükülmeler vasıtasıyla ortaya çıkan hassas ifadesel yansımalar olarak değerlendirir. Giderek ikonikleşen bu nesne-imgeler, Uluç’un sarkastik betimleme gücünün ne denli enerjik, insana ve geleceğe ilişkin birbiriyle kesişen kodlarla örülü olduğunu de göstermektedir.

Keza; Uluç’un sürekli tekrar eden sarmal yapısıyla plastik-metal boruların her an devinim hâlinde olduğu ve onu çeşitleyen her kıvrımın da sistematik bir psişenin öncülüğünde şekil aldığı gözlenir. Esasında, bu imge üretiminde vurgulanmak istenen şey, yaratıcı içeriğin ve içkin ifadenin nasıl biçimleneceği, ayrıca bunun sorunsallaştırılmasıyla ilgili söz konusu bilinçdışı müdahalelerin katmanlara nasıl yansıyacağıdır. Burada brutal malzemelerle üretilen bu ikonik imge tasavvuruna eklemlenen, insan ve yaşam ile girişilen karmaşık diyalog sonucu ortaya çıkan ilişkisel hassasiyetlerle yüklü bir düzen yaratılmaktadır. Dolayısıyla bu içerik ve içkin ifadesel niteliklerin belirleyicisi olan sonsuz bir döngünün varlığı da, bu insan ötesi imgelere yansıyan ve kuvvetle hissedilen, ötekileşmiş ya da farklı olana atıflı bir üretim anlayışına işaret etmektedir. 

Sınırda biçimlenen gergin veya aşırı imgelerin ifadesel durumları, sanatçının kendi ruhsal zamanına ve anlık içsel ara boşluklara dayalı olarak gelişen şeylerdir. Bunlar ayrıca Uluç’un kendi karakterine tanıklık eden şizoid bir hizalanmanın ürünüdür belki de. Burada eşzamanlı olarak gelişen, imge biçimlerden kastedilen şey, hiç kuşkusuz ki birbirini tetikleyen paradoksal sapmalarla yüklü bir örüntünün bu özel psikolojik akıştan beslendiği gerçeğidir. Ve ayrıca bu özel ifadesel sınırların, biçimi bozan bu çapraz türbülanstan nasibini aldığı aldığı ve esas imge düzenini belirlediği söylenebilir.

Nesne-imgenin enerjik ve dinamik duruşu üzerinden ortaya çıkan bu biçimsel dil vurgusu, aslında tüm yüzeyi kuşatan bir çatışmanın ya da malzemeyle girişilen hesaplaşmanın karmaşık bir sonucudur. Bu nedenle; Uluç’un ardışık bir şekilde ürettiği, aksak uzuvlarıyla dikkat çeken heykelsi formların, esasında sentezci bir dünya kavrayışının temsili ögelerine atıflı görünen bir imge tasavvurundan beslendiği söylenebilir. Ve bu imgeler, boşlukta bulunduğu ortamı provoke eden, gelecekteki zamanı da içine alan bir öngörünün tuhaf içsel yaratıklarıdır. Bir öteki tasavvuru hâlinde estetize olamayan ve girift bir yapılanmanın son görüntüsünü oluştururlar. 

Ömer Uluç, Batman/Batman, 1999, Ayrıntı/Detail, Tuval üzerine karışık Teknik/Mixed technique on canvas, 190×270 cm.

dönüşebilen biçimsel varsayımlar 

Deneysel bir üretim sürecinde, bu üç boyutlu ifadesel biçimler, irrasyonel bir mantık çerçevesinde her an dönüşebilen bir varsayım pratiğiyle sürekli ilişkilendirilerek kendi gizli kimliğini ve mekânını oluşturmaktadır. Dolayısıyla ortaya çıkarılan bu radikal biçimler, tam anlamıyla içsel ve heterojen bir kavram-anlam karmaşasının şeylere bulandığı bir görsel dilin kompleks karşılığıdır. Uluç’a özgü bu heykelsi düzenlemeler, bir tür kozmik düzlemler yaratarak, adeta ruhsal bir evrim geçiren ve geleceğe dair organize olan biyopolitik canlılardır. Aynı zamanda sürekli tekrar eden ve onları arzulayan bir sanatçı öznenin queer tasavvurları olup, kaçınılmaz bir ebedi alıştırma ve deneyimin sonuçlarıdır. Organik bir bütünlüğe ulaşmaları, henüz ve hâlâ eksik olan yapılarıyla şekilsiz bir beden paranoyasına atıfta bulunmaları da bu bağlamda önemlidir. Uluç bu şekilde davranarak; sürekli riski göze alan ve tahribatlara açık formlarını her zaman yenilikçi kılmaktadır. Metamorfoza uğramış hâliyle sonsuz spiral geçitler ve kara boşluklar içinde kıvranan bir sıra dışı biçimlemeden söz edilmektedir çünkü burada. 

Ayrıca eklenti malzemelerle sağlanan yeni titreşim olanaklarıyla düzensiz uzantılara sahip (heterotopik) organizmalar inşa edilmektedir burada. O yüzden; ontolojik birlikten çoğu zaman yoksun olan bu eksik yapılanma eşiğinin; aksak yapısıyla bir istisnai hâli’ne karşılık geldiği açıktır. Ve bu soyut formlar, her zaman enerjik ve keşfedici bir ruhsal sarmala dönüşen ve karanlık bir ortamda yerlerini bulmaya çalışan, adeta belleğe yapışmış ezoterik bir imgelemden dışarıya saçılan tuhaf parçalardır, nesne biçimlerdir. 

Ömer Uluç, kaygılarını yatıştıran bu nevrotik imge inşası aracılığıyla, aslında öz savunmasını yenilemekte ve haz veren sapmalarla yeni arzu paradigmaları üretmektedir.  

Gülay Yaşayanlar  Copyright © 2025, All Rights Reserved

prof. gülay yaşayanlar Sanatçı, sanat yazarı ve küratör. Plastik sanatlar alanında gündemde olan konular, kuramsal tartışmalar ve öne çıkan sanatçı tavırları ile ilgili çok sayıda yayını bulunmaktadır. İzmir ve Londra’da yaşıyor ve çalışıyor.

ÖMER ULUÇ SAGLAMART’TA

ULUÇ’UN SANATI ÜZERİNE

Ömer Uluç

Son sergilerinde artık iyice belirginleşen düzenleme eğilimi ve hazır nesne tercihi göz önüne alınınca, Ömer Uluç resminde ifade/üslûp sorununun iyice farklılaştığı görülür. Soyutlama eğilimli bu resim yaklaşımında nesne, hem kendi için, hem kendi başına ve hem de resim için, görsel bir metafor olarak tüm cisimsel haliyle ortadadır. Bu evrede Uluç'un betimleme düzeyindeki "gerçekçi" boyutu öne çekmek, tekil yapılarla resmi kuşatan bu minimal kompozisyon anlayışının nesne yorumunu; yapısal bütünlük açısından değerlendirmek yerinde olur. Aslında, Ömer Uluç'un 1990'lı yılların sonunda resme resmin dışını katma girişimi, tuval dışına itilen figürün (yapıntının) fiziksel gerçekliğini resme katarak oluşturduğu ve (gerçek olduğu için) gerçekçi duran rölyefsi etki, bu gelişmenin ara evresidir hiç şüphesiz. Özellikle kare formatlı tuvallerin köşelerinden aşan bu yapıntılar, resmi niceliksel açısından da bir olasılıklar tartışması alanına çekmektedir.

Ömer Uluç, Gelenler/Those Who Come, Ayrıntı/Detail, 1999, Karışık teknik/Mixed technique, 220×40 cm.

ÖMER ULUÇ

TAVANARASI RESSAMLARI

1950 yılında, Nuri İyem, Ferruh Başağa ve Fethi Karakaş, Beyoğlu; Asmalımescit Sokağı'ndaki, S. Önay apartmanının çatı katını atölye olarak kiralar. Resim kursları verilen bu mekânda, Tavanarası Ressamları adlı bir kümelenme oluştururlar. Erdoğan Behnasavi, Baha Çalt, Atıfet Hançerlioğlu, Ömer Uluç, Haluk Muradoğlu, Ümit Mildon, Vildan Tatlıgil, Atıf Yılmaz gibi değişik alanlarda öğrenimlerini sürdüren ve resmi bu atölyede öğrenen Tavanarası Ressamları, ilk sergilerini 1951 yılı Mayıs ayında Fransız Konsolosluğu’nda açar.

HALAT, HORTUM VE METAL BORULAR

Ömer Uluç, 1990'lı yılların sonunda başlayan resme resmin dışını katma girişimiyle, aslında tuval dışına itilen figürün fiziksel gerçekliğini resme katmaktadır. Gerçek olduğu için, gerçekçi duran bu rölyefsi etki, aşırı bir biçimleme eylemidir hiç kuşkusuz. Özellikle kare formatlı tuvallerin köşelerinden taşan bu tasavvurun hemen ardından karşımıza çıkarılan halat, hortum ya da metal borular ile elde edilmiş heykelsi üretimlerin, Uluç'un sanat tavrını zenginleştiren önemli görsel katkılara dönüştüğü ortadadır.

aykırı göstergeler düzeni

Ömer Uluç'un baştan beri varlığını koruyan nesne/figür yorumundan, derinliksiz resim düşüncesine öncelik veren bir bakıştan söz etmek gerekir. Bu yaklaşımda; kısmen okunur imgeleri içeren resim yüzeyi; düzlemsî karakterinde sonuna dek ısrar etmektedir. Dış dünyayla ilişkisi sınırlı görünen nesne/figür yapılanmasında, konusuz bir resmi öneren ironik uyarılar da gizlidir. Neredeyse konu açılımının önüne set çeken bir aykırı göstergeler düzeni özenle seçilmektedir

ÖMER ULUÇ RETROSPEKTİFİ

UFUK ÇİZGİSİNDEN ÖTEYE / 2025

Ömer Uluç nesne- heykeller

Ömer Uluç, Kedi ve NişanlısıCat and Fiancee, 1998 (Ayrıntı / Detail), Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu / Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Foundation Collection, İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun Süreli Ödünç / Istanbul Museum of Modern Art / Long Term Loan.

MUSEUM EXHIBITION

ömer uluç: ufuk çizgisinden öteye / beyond the horizon

Sergi, Küratörler: Öykü Özsoy Sağnak, Nilay Dursun, Asistan Küratör: Naz Uğurlu Benek, 21 Mart – 12 Aralık 2025 İstanbul Modern, İstanbul. 

Ömer Uluç’un sanat pratiğinde öne çıkan farklı ifade biçimlerini çeşitli temalar altında bir araya getiren sergi, üretim tarihi 1960’lardan 2010’a kadar yayılan kapsamlı bir seçkiye yer veriyor. Kâğıt üzerine desen ve çizimden tuval üzerine akriliğe, kolajdan heykele birçok disiplinden örnekler barındıran sergide, Uluç’un kauçuk, keçe, alüminyum, akrilik levha, PVC ve polyester gibi malzemelerle ürettiği çalışmalar da izleyiciyle buluşuyor. Ömer Uluç: Ufuk Çizgisinden Öteye, insanlık ve evren arasındaki karmaşık ilişkiyi irdeleyerek, döneminin geleneksel sınırlarını aşan sanatçının 300’ün üzerinde yapıtını sunuyor, zaman ve mekân ötesi bir deneyimle, Uluç’un yaratıcı dünyasını keşfe çağırıyor.  

KİTAP – KATALOG YAYINLARI ve AFİŞLER

Ömer Uluç

Ömer Uluç, Galeri Artist Yayını, 235 sayfa, Türkçe, Editörler: Mukadder Şimşek ve Zeki Umay, Tasarım: Ömer Uluç, Karton Kapak, İstanbul, Nisan 2002.  

Ömer Uluç

Ömer Uluç, Söyleşi Afişi,  Organizasyon: Mümtaz Sağlam ve Zeki Umay, Tasarım: Hakan Kırdar, DEU GSF Resim Bölümü, 14-15 Mayıs 2002 İzmir.

Ömer Uluç

Ömer Uluç, 1993-1994-1995, Metin: John Berger, Görüşme: Carole Boulbés, Galeri Nev Yayını, Türkçe-İngilizce, Çeviri: V. Kanetti ve Gönül Çapan, Karton Kapak, 65 Sayfa, İstanbul, 2010.  

Ömer Uluç, Heves Kuşu Durmaz Döner, Bird of Desire Circles Without End, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Türkçe-İngilizce, 336 sayfa, Ciltli, Hardcover, İstanbul, Haziran 2005.  

Ömer Uluç

Ömer Uluç, Painting+Sculpture, Editör: Veysel Uğurlu, Metin: Robert C. Morgan ve Turgut Cansever, Çeviri: Robert Bragner, Tasarım: 2 Tasarım, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İngilizce, Karton Kapak, İstanbul, Ekim 1999.  

ömer uluç kitabı

Ömer Uluç / Umut Burnundan Dolaşarak, Söyleşiler, Alef Yayınları, Genişletilmiş 2. Basım, Türkçe, 412 sayfa, Karton Kapak, İstanbul, Ekim 2019.  

Ömer Uluç, Aralıkta Gidip- Gelmeler / To and Fro in the Space in Between, Metin: Mine Haydaroğlu, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Türkçe-İngilizce, Karton Kapak, İstanbul, Ocak 2006.  

Ömer Uluç, 1995-1996-1997, Metinler: John Ash ve Ahmet Soysal, Çeviri: Yurdanur Salman, Tasarım Konsepti: Ali Taran Creative Workshop, Yapı Kredi Kültür Merkezi Yayını, Türkçe-İngilizce, Karton Kapak, İstanbul, Nisan 1997.  

Ömer Uluç, Armalar-BrassonGaleri Nev Yayını, Schoeller kağıda ipekbaskı tekniğiyle basılmış sanatçı imzalı 100 nüsha, ciltlenerek çoğaltılmıştır.  (Katkıda Bulunanlar: Ali Artun, Haldun Dostoğlu, Ali Gültekin) Ankara Kasım 1985. 

Ömer Uluç

Ömer Uluç, Parçalanmanın Kimyası / The Chemistriy of Fragmentation, Sağ El, Sol El Desenleri – Right Hand, left End Drawings, Metinler: R. Morgan, O. Koçak, M. Başaran, A. Sönmez ve diğerleri, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık,  Türkçe-İngilizce, Karton Kapak, İstanbul, Kasım 2009.  

ömer uluç

Ömer UluçDönemler Dönüşümler, 1969-2006, Metin: Ayşegül Sönmez, Mac Art Gallery Yayını, 65 sayfa, Modern Yayını, İstanbul Aralık 2006.    

Ömer Uluç, Ufuk Çizgisinden Öteye / Beyond the Horizon,  İstanbul Modern Yayını, İstanbul 2025.    

ÖMER ULUÇ

Ömer Uluç (1931 - 2010) 1953’te Robert Kolej'den mezun olduktan sonra ABD’de önce mühendislik, ardından resim eğitimi alır. 1951’de Nuri İyem öncülüğünde kurulan Tavanarası Ressamları olarak adlandırılan grupta yer alan sanatçı, 1965’te Paris ve Londra’da, 1972–1973’te ABD ve Meksika’da, 1974–1977 arasında Nijerya’da ve 1982’ten 2010 yılındaki vefatına kadar ise Paris ve İstanbul arasında yaşamını sürdürür. Çeşitli coğrafyalarda yaşaması ve seyahatlerinin de etkisiyle, keskin bir ironi ve mizâh anlayışıyla insanlar, hayvanlar ve doğadışı varlıklardan oluşan bir canlılar albümü yaratan Uluç, modern sanatın keşif ve araştırma ruhunu sürekli taze tutan bir sanatçıdır.

İZMİR - LONDON

saglamart; dinamik bir anlayış ile hareket eden, kültür-sanat ortamındaki olay ve olgulara, sanatçı tavırlarına, yapıtlara ve yayınlara odaklanan bağımsız bir yayın etkinliğidir. Tüm hakları saklıdır. All rights reserved. Görüntü ve yazılar izinsiz kullanılamaz. Images and texts cannot be used without permission.

Copyright ©
Can Sağlam - Gülay Yaşayanlar Mümtaz Sağlam, 2025.