gerhard richter: gerçeğin kaydırıldığı tuzak görüntüler

GÜLAY YAŞAYANLAR

Gerhard Richter resimleriyle aramızda gerçekleşen diyalog günümüz toplum yapısında bireyin oluşumuna dair bizi düşünmeye iten kendi’liğin sarsılmaz boyutunu kavrama, oluşturma ve bozmaya yönelik yeni manevraları temel alan paradoksal bir diyalogdur. Sanki üst üste bindirilmiş gibi duran imgeler, durma-sabitlenme noktasını zorlarken akan video görüntüsünde olduğu gibi birbirlerine yabancılaşan yapıların soluklaştırdığı yeni modern bir tahayyül gerçeğinin karşısındayızdır.


Gerhard Richter, “Panorama” Tate Modern, Londra. (https://www.tate.org.uk/art/artists/gerhard-richter-1841/gerhard-richter-panorama)

Gerhard Richter’in hareketli fotoğraf estetiğinde oluşturduğu portre-resimleri, gerçekle olan ilişkimizi sorgularken, görüntüye sinen anarşizme dair katmanlı ve güçlü bir etki yaratır. “Panorama” temalı dizi resimlerinde fotoğrafı kullanarak elde ettiği efektler, sanatçının dünya ile olan pürüzlü ilişkisini sürekli dönüştüren bir görsel öznellik üretimi gibidir. Richter’de düşünmenin kipi haline gelen resim, Bataille’ın içsel deneyime verdiği özel konuma benzer bir durum arz eder: Şöyle ki; görsel imge üretiminde bir kavram inşaasına benzeyen ve görüntünün ulaştığı uç noktada karşımıza çıkan gerçeklik algısını indirgenmiş, bulanık resimler üzerinden anlamak mümkündür. Ayrıca; Richter’de medya-görüntü ikileminden kaynağını alan imge dizilimi, görüntünün dağılmış bilinç hallerini çağrıştıran estetiğiyle tam bir uyum içindedir. Resimlerdeki anlık görüntünün akışkanlığına dair yapısal olarak devreye giren hareketli kadraj; müdahale edilmiş “video yüzeyi” tadında görüntüler, sanatçının sınırsız gerçeklik algılamalarının bir manifestosu gibidir.

Politik işlerinde iktidara yönelen kaygı ve güvensizlik ise, Richter’in resmine dair hissettirmek istediği kışkırtıcı jest olarak görülebilir. Tıpkı resimle özdeşleşme anını yakalarken birden onu reddedip ardındaki görüntünün bulanıklığına kendimizi kaptırmak gibi…

Richter resimleriyle aramızda gerçekleşen diyalog günümüz toplum yapısında bireyin oluşumuna dair bizi düşünmeye iten kendi’liğin sarsılmaz boyutunu kavrama, oluşturma ve bozmaya yönelik yeni manevraları temel alan paradoksal bir diyalogdur. Sanki üst üste bindirilmiş gibi duran imgeler, durma-sabitlenme noktasını zorlarken akan video görüntüsünde olduğu gibi birbirlerine yabancılaşan yapıların soluklaştırdığı yeni modern bir tahayyül gerçeğinin karşısındayızdır. Ekran estetiğinin merkezde tutulduğu ve gerçeğin ustaca kaydırıldığı bu tuzak görüntülerde, Richter dokusu ve ışığıyla zihnimiz iğdiş edilmekte, bakışımız da yeniden şekillenerek yön değiştirmektedir. Böylece ortaya çıkan yeni temsili görsel yüzeyler, bizi Richter büyüsüne biraz daha bulaştırmaktadır.


rh+ sanart, Sayı: 37, Nisan 2008