do ho suh’ta ev: itiraf odalarından oluşan düşsel bir yapı

GÜLAY YAŞAYANLAR

Ev, Do Ho Suh’ta karmaşaya ve tahribata izin vermeyen kusursuz bir psikolojik imgedir. Sürgünde olma haliyle neredeyse özdeşleşen kavramlarla özgün bir üretim dinamiğine yön veren ve anlatı akışını belirleyen mental gücün kaynağı ya da ironik bileşenidir… Yapımında, sanki bir dizi mimari unsurun işlevsizleştirilmesiyle alâkalı incelikli inşa yöntemleri-formları kullanılmakta ve böylece toplumsal ve bireysel hafızaya dair kültürel baskıları çağrıştıran bir özel alanın ikâmesi gerçekleştirilmektedir. Bu süreçte, özellikle birer psikolojik uzam hâlinde minör farklılıkları vurgulayan, imgesel bir zamanın fiziki karşılıkları olan bu steril, narin ve hafif evler ortaya çıkarılmaktadır.


Do Ho Suh

Do Ho Suh, Seoul Home/Seoul Home/Kanazawa Home/Beijing Home/Pohang Home/Gwangju Home, 2012-present silk and stainless steel tubes, 573.62 x 282.28 x 153.94 inches. © Do Ho Suh. Courtesy the artist and Lehmann Maupin, New York, Hong Kong, Seoul, and London. [https://www.lehmannmaupin.com/artists/do-ho-suh]


Do Ho Suh’un farklı kentlerde yaşadığı evlere ilişkin geliştirdiği bir dizi anlatı, farklı mimari kavrayışların peşinde biçimlenen, saydam ve ağırlığı olmayan bir görünüm içerisindedir. [i] Ev fikrinin öz nitelikleri üzerinde kurulan bu fantastik yapılanma; psikolojik, tarihsel, kültürel kodlar ve kamusal bağlantılar üzerinde konumlanır. Geleneksel Uzak Doğu mimarisini çağrıştıran hassas ve değişken yapı unsurlarıyla alâkalı, mevcut sınırları ve içerisi algısını soruşturan, geçirgen bir görünüm içindedir. Yani burada, kalın, sert ve kalıcı duvarlar yoktur. Aşırılıklarla biçimlenen şeyler, hayalet bir görüntünün tezahürüdür, kendi travmatik boşluğuna eklemlenen kırılgan ve geçici bir hâldedir.  

Suh’un baştan bu yana taşınabilir, tam ölçekli ve kimi zaman havada asılı duran bu ev/mekânları; aslında kültürel değişimin zihindeki izlerini ve düzenini her seferinde yeniden inşa eden bir anlayışının ürünüdür.


farklılığın tezahürü ve inşası

Do Ho Suh’un, birer hafıza mekânına dönüşen, hatıralarla dolu ikonik/anıtsal evleri; sonsuz sahnelemelerle kendini sunarken, kavramsallaşan bir görsel dilin eşliğinde biçimlenen etkili performanslara dönüşür. Üretilen yer ve mekânsal unsurlar; duyguları uyandıran, zamanı yutan ve psikolojik bir alan tartışmasını canlı tutan mental bir deneyime kapı aralar. Bu evler; gözenekli duvarların ard arda gelerek, güvenilir olmayan boşluklar yaratan itiraf odalarından oluşan düşsel bir yapıyı andırır. Dolayısıyla kendini bu tuhaf ve görkemli inşaya adamış, oyuncul bir tarzın göz alıcı bileşenlerini oluşturan Suh’un ev heykelleri, psikolojik bağlamda bu yaklaşıma eklemlenmiş taşınabilir, felsefi bir hafızadır aynı zamanda.

Ayrıca Do Ho Suh’un uzun yıllar boyunca deneyimlediği, kırılgan mimari unsurları bir araya getirdiği bu tasarımsal ve şiirsel düzlem; mekânsal boyutta odaklanılan sıradan şeylerle de kendini bütünler. Özellikle eşya düzenini oluşturan nesnelerin (radyatör, küvet, klozet, lavabo, duş kabini ve dolap gibi) gündelik yaşamla olan bağlarını ve tuhaf çelişkilerini yansıtır. [ii] Dahası; yapıbozumcu bir mantıkla şeyleri-nesneleri yerlerinden sıyırarak, fiziksel olarak kavranabilir, fetişleşen ama dokunulabilir nesneler üzerinden gerçekleşen tuhaf bir işbirliğine zorlar. Örneğin radyatörün, günlük yaşamda hiç de görmeye alışık olmadığımız düzeni, renkli naylon ipler aracılığıyla daha çekici bir hâle gelir. [iii] Radyatörün gizemli tülün ardına saklanan el değmemiş görüntüsü, yarattığı mesafe oyunuyla girift bir romantik nesneye dönüşür. Pembe renkli radyatör; fetişleşen bu görüntüsüyle, zarif bir şeffalık içinde kimliğe bürünmüş ve duygularını sergileyen yalnız bir yaşam formu gibidir. Sanki bu şekilde, sanatsal dile çevirilebilir olan her şey, sanatçı tarafından önce hassas tüllerin aralıklarından süzülmeli, anıların sıkıştığı ve zamanın hızlıca katmanlaştığı kendi hikâyesini kurmalıdır.

Aslında, evi bütünleyen ve işlevlerinden soyutlanarak heykelsi bir görünüme kavuşturulan bu nesnelerin, dışavurulan ve bastırılan zamanın gizemli hafıza eklentileri ve mekânsal aidiyetin sembolleri olarak bu hikâyelere sağladığı katkı ortadadır.


bir psikolojik s/imge olarak ev

Ev, Do Ho Suh’ta karmaşaya ve tahribata izin vermeyen kusursuz bir psikolojik imgedir. Sürgünde olma haliyle neredeyse özdeşleşen kavramlarla özgün bir üretim dinamiğine yön veren ve anlatı akışını belirleyen mental gücün kaynağı ya da ironik bileşenidir… Yapımında, sanki bir dizi mimari unsurun işlevsizleştirilmesiyle alâkalı incelikli inşa yöntemleri-formları kullanılmakta ve böylece toplumsal ve bireysel hafızaya dair kültürel baskıları çağrıştıran bir özel alanın ikâmesi gerçekleştirilmektedir. Bu süreçte, özellikle birer psikolojik uzam hâlinde minör farklılıkları vurgulayan, imgesel bir zamanın fiziki karşılıkları olan bu steril, narin ve hafif evler ortaya çıkarılmaktadır. Ayrıca, titiz bir işçilikle örülen ve günümüzde yok olan iyimserlikle/umutla yüklü, eşitlik ve özgürlük arayışıyla alâkalı bu görüntü dizisi, aslında iç içe geçmiş saydam duvarlarıyla pek çok şeyi ifşa etmektedir…   

Dolayısıyla, psikolojik gerçeklikle, uysallaşmış bir kolektivitenin ilişkilerini de sorgulayan bu mekân düzenlemeleri; ayrıntılarda duyumsanan (kapı zilleri, prizler ve elektrik düğmeleri, kapı kolu gibi) aidiyet deneyimlerinin de bir sahnesi durumundadır. Do Ho Suh belki bu yüzden; ev denilen karmaşık kişisel alan olgusunu tüm bileşenleri bağlamında parçalara ayırmaktadır. Çelişkili koridorlar ve aşılamayan kapılarla alternatif bir içerisi ve dışarısı ayrımına dayalı yeni mekân olasılıkları yaratarak bir eşik atlama deneyimini bize sunmaktadır.

Bir sürekli sürgün olarak Doğu ile Batı kültürleri arasında kendine mutlak ve özgün bir mevcudiyet alanı yaratan Do Ho Suh, bir müzakere düzleminin metaforik karşılığı hâline gelen heybetli ev heykelleriyle geliştirdiği düşünce ve hayal formunun izinde iç-dünyasını açık etmektedir. Bu yüzden, Suh’un kişisel tarihine ve anılarına dokunan bu anıtsal mimari, güçlü olduğu kadar kırılgan yapılı bir düş yazımı pratiğidir…


Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2022, Tüm hakları saklıdır. / All Rights Reserved.

Ayrıca bakınız: https://saglamart.com/do-ho-suh-yapibozumcu-bir-kiskirtma-alani-olarak-ev

[i]      Do Ho Suh, 1962 yılında Güney Kore, Seul’de doğdu. 29 yaşında ABD’ye taşındı. Rhode Island Tasarım Okulu’nda resim eğitimi gördü ve daha sonra Yale Üniversitesi’nde heykel okudu. Farklı ülke ve kentlerde yaşayan Suh; bir göçmen olarak sınırlar, kimlik, aidiyet ve mekân gibi kavramlar eşliğinde ev’in anlamını saplantılı bir şekilde sorgulayan işler üretmektedir. Şu anda Londra’da yaşayan ve çalışan sanatçı, Lehmann Maupin Gallery (New York, Hong Kong, Seul) ile Victoria Miro Gallery (Londra / Venedik) tarafından temsil edilmektedir.

[ii]     Specimens serisinde Suh, yaşamındaki boşlukları ve boşlukların içinde tutulan unsurları sergiler. Bu parça heykel düzenekleri, insanların mekânlara bağladığı duyguları aktarmaya çalışır. Suh da, açık veya örtülü bir şekilde evine yapılan göndermelerle karakterize edilen kendi yerinden olma duygularını bu şekilde anlatır. Suh, ayrıca bu nesneleri izole ederek, izleyiciyi görünüşte sıradan olan eşyayla/nesneyle günlük etkileşimleri üzerinde yeniden düşünmeye davet eder. [https://publicdelivery.org/do-ho-suh-specimen/]

Do Ho Suh, “Toilet”, 2013, polyester fabric, 34 x 150.1 x 76.5 cm, from Specimen Series: 348 west 22nd Street, Apt. New York, NY 10011, USA/ 12 Ekim 2018 – 6 Ocak 2019 | Gordon Contemporary Artists Project Gallery. [https://fristartmuseum.org/exhibition/do-ho-suh-specimens/] – Do Ho Suh, Specimen Series: 348 West 22nd Street, APT. New York, NY 10011, USA Refrigerator, 2013, Polyester fabric, 166.9 x 72.6 x 73.9 cm. Lehmann Maupin Gallery, 14 Kasım 2013- 25 Ocak 2014 Hong Kong 2014. Hong Kong. [https://www.lehmannmaupin.com/exhibitions/do-ho-suh9]

[iii]    Do Ho Suh, Radiator, 2013, polyester fabric, 93.5 x 74.7 x 18.3 cm. from Specimen Series: 348 west 22nd street, apt. New York, NY 10011, USA. Do Ho Suh, Scaled Behaviour run On (radiator-10.7.1), 2021, Polyester thread, resin, 118.3 x 96.5 x 38.5 cm. Lehmann Maupin Gallery, New York, Hong Kong, Seoul, and London.