el anatsui: behind the red moon / kızıl ayın ardında

MÜMTAZ SAĞLAM

Behind the Red Moon, esasen egemenlik ve özgürlük arayışlarına, göç ve yerinden edilme meselelerine adanmış bir heykel ve dokuma topluluğudur. Girişte izleyiciyi karşılayan The Red Moon adı verilen ilk perde, rüzgârda yol alan ve göçmenleri taşıyan bir geminin dalgalanan yelkenini andırmakta ve parlayan kumaş dokularıyla güzel bir gece kıyafeti gibi durmaktadır. The World adlı ikinci düzenleme, bütünleşik dairesel bir formu bütünleyen insan bedenlerinden oluşur. Kitlesel huzursuzluğu ve gerilimi yansıtır. The Red Wall adlı üçüncü düzenleme ise, tavana dikine asılan karanlık etkisiyle ruhanî bir boyuta evrilen dev bir dokumadan ibarettir. Çalkantılı kıvrımlar hâlinde yere kadar uzanır. Siyah metal bağlantılar ve nesnelerden oluşan bu heybetli ve kaba, fakat aynı zamanda duygusal düzenleme, kültürlerarası bir zeminde melez kimliklerin üzerinde çarpıştığı ve yıprandığı arızalı bir alan/yüzey hâlinde tasarlanmıştır. 



Turbine Hall, Tate Modern’in girişinde bulunan heybetli, önemli ve ayrıcalıklı bir sanat mekânıdır. 2000 yılından bu yana, bu dev endüstriyel alanla yüzleşen sanatçıların geliştirdiği çözümler hâlâ tartışılıyor. Louise Bourgeous, Tacita Dean, Kara Walker, Miroslaw Balka, Olafur Ellison, Rachel Whiteread, Carsten Höller, Ai Weiwei ve Anish Kapoor gibi sanatçıların düzenlediği unutulmaz uygulamalara sahne olan bu ayrıcalıklı mekân, son olarak Hyundai Commission tarafından takdim edilen ünlü Afrikalı sanatçı El Anatsui’yi ağırlıyor. [1] Anatsui’nin, binlerce metal şişe kapağı ile dokunmuş Behind the Red Moon / Kızıl Ayın Ardında adlı enstalasyonu, Afrika’nın talan edilen kültürüne ve sömürü siyasetiyle örselenmiş tarihine ilişkin atıflarla biçimlenen tavandan sarkıtılmış üç parçalı dev bir düzenlemeden oluşuyor. [2]


behind the red moon: şiirsel bir anlatı

Behind the Red Moon, esasen egemenlik ve özgürlük arayışlarına, göç ve yerinden edilme meselelerine adanmış bir heykel ve dokuma topluluğudur. Girişte izleyiciyi karşılayan The Red Moon / Kızıl Ay adı verilen ilk perde, rüzgârda yol alan ve göçmenleri taşıyan bir geminin dalgalanan yelkenini andırmakta ve parlayan kumaş dokularıyla güzel bir gece kıyafeti gibi durmaktadır. [3] The World / Dünya adlı ikinci düzenleme, bütünleşik dairesel bir formu bütünleyen insan bedenlerinden oluşur. Kitlesel huzursuzluğu ve gerilimi yansıtır. The Red Wall / Kızıl Duvar adlı üçüncü düzenleme ise, tavana dikine asılan karanlık etkisiyle ruhanî bir boyuta evrilen dev bir dokumadan ibarettir. Çalkantılı kıvrımlar hâlinde yere kadar uzanır. Siyah metal bağlantılar ve nesnelerden oluşan bu heybetli ve kaba, fakat aynı zamanda duygusal düzenleme, kültürlerarası bir zeminde melez kimliklerin üzerinde çarpıştığı ve yıprandığı arızalı bir alan/yüzey hâlinde tasarlanmıştır. [4]

El Anatsui burada, metal unsurlarla zenginleştirilmiş, ışıkta yüzen ve dönen formlarla, sömürge ticaretinde önemli bir yeri olan alkollü içecek endüstrisine yaptığı göndermelerle, bir tarihin, bir coğrafyanın ve kültürün tahribatına yönelik gerçekçi atıflarda bulunmaktadır. Hayatta kalma ve göç mücadeleleriyle endüstriyel bir sömürü sürecinin simge aparatı olan metal şişe kapaklarını, tarihsel bir metafor olarak kullanmaktadır. Biçim ile düşünce arasındaki bağlantıları, bakır tellerle sabitler; düzleştirilmiş şişe kapaklarını keserek, kıvırır ve birbirine iliştirir. Göz kamaştırıcı bir şekilde yeniden yapılandırılan bu büyüleyici formlarla, şiirsel ve soyut bir manzarayı betimleyerek sömürgeci politikaların neden olduğu kayıplara ve karanlığa ya da duygusal tahribata ilişkin gerilimli bir görselliğe dikkatimizi çeker. Bu yüzden söz konusu bu destansı eylem ve üretim biçimi, kültür ve tarih eleştirisi için güçlü bir direnç hattı gibi durmaktadır. Anatsui, hayal gücünü sunan bu dramatik sahnelemeyle, bir yandan küresel güçlerin Afrika kültürleri üzerindeki etkisi üzerine meditatif etki yaratan bir yorumu hedeflerken; diğer yandan eşzamanlı, esnek ve kırılgan dokusuyla, geçici ve değişken bir deneysel yorumla soyut heykel kavrayışına da ikonik bir görünüm kazandırmaktadır.


tarihin yükünü yansıtan soyut metalik yüzeyler

Çalışmalarında çöpü, kültürel bir mesele ve atık olarak değerlendiren, simgesel izler taşıyan tüketim malzemelerini kullanan El Anatsui, özellikle şişe kapaklarını düzleştirerek endüstriyel sermayenin görsel rozetlerine dönüştürür. Atık endüstriyel malzemeyi, Afrika sanatını sömürü tarihi üzerinde niteleyen, travmatik göç gerçekliğini somutlaştıran bir büyük yansıtma aracı olarak düşünür. Onu bu sonuca ve etkiye ulaştıracak bir yaklaşımla, küçük metal levhaları birbirine iliştirir, ısrarlı bir örme işlemiyle dev boyutlu dokumalar üretir. [5] Dahası bu yaklaşımıyla malzemenin kurgu ve ifade olanaklarını, süreklilik oluşturan plastik niteliğini geliştirmeye çalışır. Kolayca katlanan ve esneyebilen bakır tel, alüminyum levhalar; düzenli ve doğrusal olmayan serbest akışlı çizgilerin bir kombinasyonuyla kültürel ve endüstriyel içeriği geleneksel estetiği bir küresel tarih birleşimine ulaşan bir soyutlama kalitesiyle dokunmuş bir alana dönüştürür. Ve biçim, dil ve içerik bütünleşmesinin ürünü olan, aritmik düzene sahip bu dev enstalasyonlar, tıpkı Behind the Red Moon’da olduğu gibi ikonik duruşuyla güçlü birer görsel anlatı hâline gelir. [6]

El Anatsui’nin tarihsel anlamda yaşanan bir olumsuzluğa atıflı bir kültürel yansıma olarak kabul ettiğimiz bu işleri, kökensel estetik bağları, geleneksel duyarlılığı canlandıran, çağdaş sanat düşüncesi bağlamında değerlendirildiğinde aşırılaşan fetiş yerleştirmelere dönüşmektedir. Bazı gerekçelerin üstü kapalı ve belirsiz bir şekilde bırakıldığı bu soyut dokumalarda, mecazlarla bütünlenen arızalı manzaralar, dokular, desenler ve birleştirme ve buluşturma hâlleri ya da hikâyeleri izleyeni fazlasıyla meşgul eder. Bu bakımdan El Anatsui; tarihin yükünü taşıyan soyut metalik yüzeylerle, içe dönük düşünselliğini ve psiko-patolojik bir genel durumun manzarasını kavramsal bir duyuşla hisseden ve ifade eden bir sanatçıdır. Behind the Red Moon adlı düzenlemesini de bu bağlamda, kolektif bir hafızaya dair kayıtların derin izleri ya da duygusal bir hatırlamanın tedirgin edici sonuçları olarak görmek gerekir.  


Mümtaz Sağlam, Copyright © 2024 / All Rights Reserved.

Ayrıca Bakınız: https://saglamart.com/el-anatsui

[1] El Anatsui (1944-Gana) Nijerya’da yaşamakta ve çalışmaktadır. Usta bir yerel dokumacının oğludur. Basit malzemeleri titizlikle, ayırt edici görsel etki yaratan örgü teknikleriyle kurma ve karmaşık asamblajlara dönüştürme becerisiyle tanınır. Gana’da Kwame Nkrumah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden 1975 yılında mezun olduktan sonra, Nijerya Üniversitesi Güzel Sanatlar Yüksek Okulunda uzun yıllar öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Yerli kültüre ait sembolleri, motifleri ve ideografik ve sembolik unsurları çalışmalarında kullanır. Geri dönüşüm istasyonlarından temin ettiği binlerce katlanmış ve buruşturulmuş metal parçasını, şişe kapaklarını bakır telle birbirine bağlayarak büyük ölçekli heykeller üretmektedir. Titizlikle üretilmiş bu parlak ve ağır çalışmalar, her defasında yeniden şekillendirilebilir bir forma sahiptir. (kaynak: https://elanatsui.art/biography)

[2] Hyundai Commission: El Anatsui: Behind the Red Moon, Kişisel Sergi, Enstalasyon, 10 Ekim 2023 – 14 Nisan 2024, Turbine Hall, Tate Modern, Londra. [https://www.tate.org.uk/whats-on/tate-modern/el-anatsui

[3] Bknz. Laura Cumming, “El Anatsui: Behind the Red Moon”, Guardian, 15 Ekim 2023. [https://www.theguardian.com/artanddesign/2023/oct/15/nicole-eisenman-what-happened-resisters-el-anatsui-behind-the-red-moon-review]

[4] Bknz. Tate Modern Basın Bülteni, 9 Ekim 2023, Londra. https://www.tate.org.uk/press/press-releases/hyundai-commission-el-anatsui-behind-the-red-moon

[5] Ayrıca bakınız. Alistair Hick, Küresel Sanat Pusulası, 21. yüzyıl Sanatında Yeni Yönelimler / Güney-Afrika – Orta Doğu, Çevirenler: Dilek Şendil, Mine Haydaroğlu, Süreyyya. Evren, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, 2015 İstanbul. Sayfa 99-100.

[6] Bknz. Tate Modern Basın Bülteni, 9 Ekim 2023, Londra. https://www.tate.org.uk/press/press-releases/hyundai-commission-el-anatsui-behind-the-red-moon