el anatsui: dünyanın tenine dönüşen yüzeyler 

MÜMTAZ SAĞLAM

El Anatsui’nin atık malzemeyle ifade edilmiş bir kültür çatışmasına yönelik göndermeleri, duygusal ve ruhsal bir temsille ilgi çekici bir görsel bütünlüğe ulaşmaktadır. Dolayısıyla burada netleşen soyut ve topografik yüzey, alegorik temsil geleneğinin bir ürünü ya da örneğidir. Tuhaf yapısal unsurlarla kurulan bu simgesel tahayyül, evrensel bir dramın renkleriyle Afrika’nın kültür hafızasına eklenmiş kayıtlardan oluşmaktadır. 



Buluntu malzemeleri kullanarak oluşturduğu dev boyutlu düzenlemeleriyle tanınan El Anatsui, heykel pratiğini aşan karma bir teknikle dev dokumalar üretmektedir.[1] Zengin desenler ve dokularla bezenmiş bu çalışmalarda; Afrika’nın tarihiyle ve talan edilen kültürüyle bağlantılı bir anlam dünyasını ustaca inşa etmektedir. Aynı zamanda, ışıltılı bir çöküş gerçekliğine, küresel sömürü düzeniyle ilgili olumsuzluklara atıfta bulunmaktadır. 

El Anatsui, sanat üretiminde özgür biçimlemenin önceliğine vurgu yapan akışkan kütlesel bir gücün peşindedir. Özellikle likör ve viski şişesi kapaklarıyla örülen metal dokumanın kıvrılabilir esnek hâliyle heykel pratiğine yeni açılımlar kazandırır.[2] Böylece, değişebilir formlar hâlinde tavana sarkıtılan ya da yere serilen; sıra dışı, esnek ve akışkan bir düzen fikrine ulaşılmaktadır. Post-kolonyal bir söylem dahilinde; Afrika tarihinin genel karakterini simgeleyen geçişli desenler, özgün bir temsil anlayışı uyarınca plastik dile dönüşmekte, metalik unsurlarla aritmik bir düzende örülen ışıltılı yüzeyler bir bir ortaya çıkarılmaktadır. Bu vesileyle kartografik yüzeyler hâlinde inşa edilen çarpıcı desenler; mekânsal algıyı ve sınırlamaları aşan ve derin duygusal izler bırakan bir şiddetin tarihini görselleştirmektedir. 

El Anatsui’nin geleneksel örme dokuma tekniklerine öykünen aşırı biçimleme eylemi, aslında retorikleşen tarihsel ve eleştirel bir söyleme iyice yakınlaşır. Bakır telle birleştirilen atık metal unsurlar, yerel ve geleneksel dokuma ve nakış görselliğini andırır. Ayrıntılarda ise ifşa edilen marka, logo ve sloganlarla kümeleşmiş bir deri ya da doku hâlinde, Afrika coğrafyasında yaşanan kültürel müdahale ve sömürü politikasına yönelik eleştirel atıflarla doludur. Zaten söz konusu dokumaların parıltılı, çok renkli ve dokulu yüzeyi, bir bakıma müdahale edilmiş bir psiko-coğrafyanın bellek deposu ya da bir hatırlama deneyiminin alanı gibidir.[3] 

O yüzden parçalı yüzeyler, bir araya getirilmiş şişe kapakları ve diğer metal materyaller, bu değişim-dönüşüm hikâyesine doğrudan işaret eder. Deyim yerindeyse tarihsel ve kültürel anlamda derinlikli ve büyük bir trajik manzara dizisini oluştururlar. Bu basit ve doğrudan aktarım tekniği aslında büyüdükçe etkisini katlayan, dramatik dışavurumcu bir anıt etkisine bürünmekte gecikmez. Kastedilen iç derinlik ise burada, yüzeyin ardına gizlenen tüm kusurların, ihmal ve hayal kırıklıklarının, işlenen suçların ve sergilenen duyarsızlığın tezahür ettiği bir bilinç sorunsalı olarak tanımlanmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla sanatçının yapıtları, yüzey ve doku ve malzeme itibariyle bu psiko-sosyal anlamları barındıran palimpsestik bir niteliğe bürünüp, saydamlaşan bir kurmacaya dönüşmektedir her şeyden önce.

Nitekim El Anatsui, hassas durumları ifade eden kaba-metalik çöp ilişkiselliği üzerinden bir örme konsepti geliştirmekte, algı ötesi bir ölçekte karşılık üreten bir plastik evreni kamusallaştırmaktadır. Sıradışı bu simgesel tasarım, mecazlarla yüklü bir görsel alan-heykel yaratma olanağı olarak değerlendirilmektedir. Burada binlerce içki şişesi kapağı birleştirilmekte, temsili bir görsel dili kurmak ve semantik işlevi üzerinden gelişen anlatıları tasarımsal bir aşkınlık içinde görünür kılmaktadır. Ancak bu durum estetik bağlamda pek çok sınırlamadan azade geliştiği ve bir psiko-coğrafyaya ilişkin tarihsel yükü omuzladığı için, sıra dışı bir görselliğin eşliğinde başkalaşmakta, post-romantik bir duyum üzerinde etki alanını genişletmektedir.


dünyanın tenine dönüşen pürüzlü yüzeyler

Hiç kuşku yoktur ki; El Anatsui’nin gündemde tuttuğu bu estetik deneyimin, metalik ve duygusal olan arasında gezinen gerilimi; tarihsel ve siyasal anlam çokluğuna ve bütüncül bir görsel birleşime işaret etmektedir. Taşıdığı özgün anlamı, her defasında buna itiraz eden bir yapılandırmayla biçimleyen bu değişken uygunluk; söz konusu ima gücünün açılımına olanak taşımaktadır. Ve giderek dev boyutlara ulaşan bu tasarım-dokuma konsepti; etkili görselliğiyle yakıcı gerçekliği açığa vuran güncel bir estetik hadisedir.[4] 

Özetle ve yeniden belirtmek gerekirse; El Anatsui’nin bütünsellik ve süreklilik ekseninde dokuduğu bu evren, tarihsel perspektifiyle birlikte siyasal gerekçelerle dolu düşünsel bir arka plan oluşturur kendine. Karmaşık ve çelişkilerle dolu arızalı yüzeyler; güncel göç hikâyeleri ile çeşitlenen ve devam eden psikolojik gerekçeleri yansıtır. Dahası; yerel, geleneksel ve etnografik bağlantıları endüstriyel atık malzemeyle biçimleyerek, pürüzlü yüzeyleriyle sanki dünyanın tenine dönüşmektedir.


Mümtaz Sağlam, Copyright © 2024 / All Rights Reserved.

Ayrıca Bakınız: https://saglamart.com/el-anatsui-behind-the-red-moon-kizil-ayin-ardinda

[1] El Anatsui (1944-Gana) Nijerya’da yaşamakta ve çalışmaktadır. Usta bir yerel dokumacının oğludur. Basit malzemeleri titizlikle, ayırt edici görsel etki yaratan örgü teknikleriyle kurma ve karmaşık asamblajlara dönüştürme becerisiyle tanınır. Gana’da Kwame Nkrumah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden 1975 yılında mezun olduktan sonra, Nijerya Üniversitesi Güzel Sanatlar Yüksek Okulunda uzun yıllar öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Yerli kültüre ait sembolleri, motifleri ve ideografik ve sembolik unsurları çalışmalarında kullanır. Geri dönüşüm istasyonlarından temin ettiği binlerce katlanmış ve buruşturulmuş metal parçasını, şişe kapaklarını bakır telle birbirine bağlayarak büyük ölçekli heykeller üretmektedir. Titizlikle üretilmiş bu parlak ve ağır çalışmalar, her defasında yeniden şekillendirilebilir bir forma sahiptir. (kaynak: https://elanatsui.art/biography

[2] Bakınız. Rachel Fuller, Ocula, https://ocula.com/magazine/features/el-anatsui-five-decades-at-carriageworks-sydney/

[3] Okwui Enwezor ve Chika Okeke-Agulu, Anatsui: The Reinvention of Sculpture, Damiani Publisher, 359 sayfa, 14 Haziran 2022, Bologna, İtalya. Okwui Enwezor ve Chika Okeke-Agulu tarafından yazılan bu kitap çalışması, El Anatsui’nin çalışmaları hakkında yayınlanan en kapsamlı yayındır. Sanatçıyla yakın işbirliğinin ürünü olup, ilk ahşap kabartmalarından ve pişmiş topraklarından başlayarak anıtsal etkili metal heykellerine uzanan sürecin, alternatif sanat üretimleri için nasıl yenilikçi bir eleştirel arayışı örneklediğini açıklıyor. Çalışmalarını daha geniş bir tarihsel bağlama, özellikle yirminci yüzyılın ortalarında sömürge sonrasının modernizmiyle ilişkilendirerek, Gana’nın kültürel değişimine ve 1970’lerin Afrika’nın entelektüel ortamına yerleştirerek değerlendiriyor.

 [4] El Anatsui’nin son kişisel sergisi için bakınız: El Anatsui, Timespace, 11 Ekim 2023- 13 Ocak 2024, October Gallery, Londra. [https://www.octobergallery.co.uk/]