baselitz: bir ruhsal manifesto alanı

GÜLAY YAŞAYANLAR 

Baselitz’in son işlerinde sezgisel bir şekilde beliren renk ve çizgi bileşenleriyle ölüm gerçekliğine çağrışım yapan, duygusal nitelemelerle doğrudan şiddet algısına yönelen üslûbu, doğal olarak oldukça gerilimlidir. Sanki dışlayıcı bir denetimin tahakkümü altındadır. Tuval yüzeyindeki deneyim koşullarını oluşturan ve kendine özgü mekân ile zamanı işgâl ederek, geçmiş bağlantılarını kaybeden figür-imgeler, burada zihinsel bir belirlenimle tüm yüzeyi kaplayan bir silüeti tamamlar. Aslında tuval yüzeyini kuşatan her şey; sanatçının yaratım kodlarının himayesinde netleşen duygularla birlikte, sert fırça dokunuşlarıyla betimlenen göstergeler etrafında gizlenmiş sırları da açığa çıkarmaktadır. Bir bakıma itirafların ifşa edildiği bu yüzeylerde olup biten şeyler, nihayetinde heyecanlı ve tutkulu bir karmaşıklığın ürünü olan bütünlük düşüncesiyle kendisini dışavurmaktadır.



Georg Baselitz, Beyond the Rattan Sofa in Wave Form Artaud’s Bedroom (Jenseits Peddigrohrsofa in Wellenform Artauds Schlafzimmer), 2023, Oil on canvas, 300×510 cm. [https://www.whitecube.com/artworks/jenseits-peddigrohrsofa-in-wellenform-artauds-schlafzimmer-beyond-the-rattan-sofa-in-wave-form]

Georg Baselitz’in son dönem işleri; şekil değiştirmiş biçimlerin ötesinde gerçekleşen bir üretimin ve irrasyonel estetik ilişkilere dayalı bir tanzimin ürünüdür. [1] Tutkulu bir biçimlemenin dilsel akışı belirlediği A Confession of My Sins / Günahlarımın İtirafı adlı son sergisinde yer alan ve kişisel tarihine yaslanan resimlerini de, esasen bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Bilinçdışından yüzeye sıçrayan gergin imajlarla dolu bu sergi; bütünü itibariyle, görünür olmayan şeyleri görme, onları biçime kavuşturma ve gösterme arzusunun yarattığı huzursuzluk hissi içinde, nevrotik algılamanın yarattığı bir dinamizme sahiptir. [2]


zihinsel portrelerden oluşan çizgisel bir ağ örüntüsü 

Baselitz’in kendini de yeniden sorguladığı bir süreçte, kolajlanan unsurlarla zenginleşen deneysel işleri, çizgisel anlatımla elde edilen yeni görüntü unsurlarıyla buluşmaktadır. Burada görüntünün tekrar edilerek veya kazınarak, görme ve dokunma duyularını aşan bir boyuta evrilmesiyle şekillenen metaforik bir söylem karşımıza çıkar. Sergide dikkatleri çeken ve Antonin Artaud’ya yönelik güçlü duyumların yüceltildiği görkemli bir görsel alana dönüşen Beyond the Rattan Sofa in Wave Form adlı çalışma, gizlenmiş figürleri çevreleyen renk, leke ve çizgi unsurlarının çatıştığı duygusal bir ortama dönüşür. [3] Özellikle çizgiler, aynı zamanda yaşamanın ve soluk almanın sanat yapıtındaki bir nevi göstereni hâline getirilmiş gibidir. Hayal gücünün de desteğiyle boşlukta salınarak, psişik silüetler hâlini almakta ve ortaya çıkan soyut, dinamik ve yoğun bir ağın keskin gücünü bakışın merkezine taşımaktadır. 

Bir bakıma, yaşamı da hapsolduğu yerden kurtaran, heterojen bir inşaya odaklı bu monokrom kompozisyon, aslında yeni mekân ve zaman olasılıklarıyla resmin dil yapısından bağımsızlaşan ya da başkalaşan pek çok duraktan oluşur. Farklı ikonografik düzeniyle, hiç şüphesiz brutal estetiği doruğa ulaştıran bir göstergeler labirenti gibidir. Burada ısrarla inşa edilen çizgisel örüntü, bir yandan anlamı devreden çıkaran estetize olmuş niyetlerin ve bellek kalıntılarının zihinsel bir dizilimidir. Dolayısıyla bu resim, birbirine bağlanan ya da iç içe geçen ve çekiştirilerek bir hesaplaşma alanına dönüşen çizgi ve leke düzeniyle, aritmik bir şekilde Baselitz’in zihninde yaşanan kesişmelerin yeni mekânıdır. Öte yandan; Beyond the Rattan Sofa in Wave Form, kaotik siyah çizgileriyle, bir sonraki bağlantı ve açılım olasılıkları üzerine kurulmuş büyük bir anlatıdır. Ve sanatçının ustalıklı tarzıyla nesneleşen bu resimde, kimi zaman planlı kesintiler ve kopukluklar yaratılarak, dile ilişkin alışkanlığa dönüşen dengeleri bir bakıma dışlayan istisnaî bir temsil ve tertibat düzeni oluşturulur. Ayrıca yüzey üzerinde akışkan boya ve mürekkeple resmedilen bu ruhsal manifesto, sanatçının kendisiyle olan temasına atıflı bir şekilde, kıvrımlı ve sürekli çizgilerle hayata geçirilmektedir. 

Baselitz’in bir tür zihinsel portreler de diyebileceğimiz bu siyah ağ örgüsü başta olmak üzere, aynı sergide yer alan kırmızı ve siyah renklerle kağıt üzerine üretilmiş desenleri de bu bağlamda son derece önemlidir. Fırçanın çizgilerle siyaha bulandığı her hareketi, bir nedensellik tartışmasına dayanmakta, toplamda ölüme karşı direnen bir imge yapılanması içinde, yaşamsal bir duyumsama çabasının belirginleşmesine aracılık etmektedir. 


yabancılaşan bir içselleştirmenin itiraf sahası 

Baselitz’in son işlerinde sezgisel bir şekilde beliren renk ve çizgi bileşenleriyle ölüm gerçekliğine çağrışım yapan, duygusal nitelemelerle doğrudan şiddet algısına yönelen üslûbu, doğal olarak oldukça gerilimlidir. Sanki dışlayıcı bir denetimin tahakkümü altındadır. Tuval yüzeyindeki deneyim koşullarını oluşturan ve kendine özgü mekân ile zamanı işgâl ederek, geçmiş bağlantılarını kaybeden figür-imgeler, burada zihinsel bir belirlenimle tüm yüzeyi kaplayan bir silüeti tamamlar. Aslında tuval yüzeyini kuşatan her şey; sanatçının yaratım kodlarının himayesinde netleşen duygularla birlikte, sert fırça dokunuşlarıyla betimlenen göstergeler etrafında gizlenmiş sırları da açığa çıkarmaktadır. Bir bakıma itirafların ifşa edildiği bu yüzeylerde olup biten şeyler, nihayetinde heyecanlı ve tutkulu bir karmaşıklığın ürünü olan bütünlük düşüncesiyle kendisini dışavurmaktadır. Tıpkı Darkness Goldness adlı resim dizisinde olduğu gibi, irrasyonel bir kopukluğun ya da yabancılaştırıcı unsurların canlı tutulduğu bu yaratım dili, kendi ilişkisel paradokslarını yücelten bir imge yapılanması içindedir. [4]  

Baselitz’in burada sürekli ilişki kurduğu şeylerin temsili; çizginin baskın bir biçimleme unsuru olarak kullanıldığı figür ve imge krizleriyle yüklü, tuval boşluğunda yaşanan bir mücadelenin zaman katmanlarına yönelen bir sondaj hâli gibidir. Bu kapsamda karmaşık bir enerji-zamanın iç patlamasına dönüşen bu ikonik resimler; bir kişisel tarih sorgulamasının nasıl yoğunlaştığını, yerçekimsiz bir ortamda figürlerin uğradığı mutasyonu ve/veya bir sonsuzluk düzeninde duyarlı ama o ölçüde grotesk bir bakışın görsel dile nasıl yansıdığını açıkça ortaya koymaktadır.  

Hiç kuşku yoktur ki; derinliksiz bir yüzeyde kalan kırılgan imgelerle, eleştirel bir iyimserlik içinde kültür ve tarih ile sürekli temas hâlinde olan Georg Baselitz; yenilenen dil yapısıyla imgelerin ruhunu söküp almakta ve geriye kalan şeylerle giriştiği temsiliyet arayışını ise kendi çekim alanına taşıyarak, yabancılaşan bir içselleştirmeye ilişkin yeni itiraf sahaları  yaratmaktadır. 


Gülay Yaşayanlar, Copyright © 2024 / All Rights Reserved.

Ayrıca Bakınız: https://saglamart.com/baselitz

[1] Georg Baselitz, 1938’de Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde Saksonya Bölgesinde kırsal bir yerleşim olan Deutschbaselitz’de doğdu. 1957’de, Doğu Berlin Güzel Sanatlar ve Uygulamalı Sanatlar Akademisi’nde resim eğitimi aldı. Aynı yıl, Batı Berlin Sanat Akademisi’ne geçti ve çalışmalarını 1962’de orada tamamladı. Kariyerinin başlangıcında resme egemen olan iki akıma, Doğu Bloku Sosyalist Realizmi ve Batı soyutlamasına alternatifler arayan Baselitz, bu ana akımların dışındaki sanatla ilgilenmeye başladı. Art Brut, Dada ve Sürrealizm’in yanı sıra Varoluşçu edebiyattan esinlendi. 1969’da eserlerini baş aşağı oluşturmaya ve sergilemeye başladı. Bu yenilik, figüratif konularının psikolojik yükünü korurken kompozisyonlarının soyut niteliklerini vurgulamasını sağladı. 1980’li yıllardan bu yana uluslararası sanat dünyasında derin bir etkiye sahip olmuş olan Baselitz, 20. yüzyılın ikinci yarısında Alman sanatını şekillendiren, II. Dünya Savaşı’nın neden olduğu travma ve trajedilere tepki olarak, benzersiz ve tamamen bireysel kalan sanatsal bir üslûp geliştirdi. Bknz. https://www.whitecube.com/artists/georg-baselitz

[2] Georg Baselitz, A Confession of My Sins, Kişisel Sergi, 10 Nisan- 16 Haziran 2024, White Cube (Bermondsey), London. [https://www.whitecube.com/gallery-exhibitions/georg-baselitz-bermondsey-2024]

[3] Georg Baselitz, Beyond the Rattan Sofa in Wave Form, 2023, Tuval Üzerine Yağlıboya, 300×510 cm. [https://www.whitecube.com/artworks/jenseits-peddigrohrsofa-in-wellenform-artauds-schlafzimmer-beyond-the-rattan-sofa-in-wave-form]

[4] Bkz. Georg Baselitz, Darkness Goldness, 2020, Kişisel Sergi, White Cube (Mason’s Yard), 4 Eylül-14 Kasım 2020, Londra. [https://www.whitecube.com/gallery-exhibitions/darkness-goldness]