ARTIST
MÜMTAZ SAĞLAM
Basitçe soyutlanmış şematik bir tasavvur halinde yapılanmasına rağmen, marijinal bir konuma sürüklenmiş bulunan Etel Adnan’ın resimleri, duygusal aşırılıktan gücünü alan bir ayrıcalığa sahiptir. Söz konusu duygu fazlalığını yalın ve sade bir düzen fikriyle buluşturarak ifade eden sanatçı, salt biçimci bir iradenin ulaştığı çağrışım zenginliği ile kendine elverişli bir ifade alanı yaratmış durumdadır.
kimlik ve kültür çatışmasının sürekliliği
Resme ileri yaşlarında başlayan Etel Adnan; geç de olsa, sürekliliği olan yeni bir duygusal aktarım imkânı yakalamanın heyecanını her zaman hissettirir. Aşina olduğu dağ, tepe tipolojisine yine kendi geçmişinin simgesel formlarından biri olan güneşi de ekleyen; böylece, bir doğa yorumunu sürekli çeşitleyen bu gösterimin, güçlü bir duygu aktarımını mümkün hale getirdiğini belirtmek gerekir.
Etel Adnan’ın resimleri; aslında bir düşünceyi ve bir meseleyi tercüme eden üretimler olarak nitelenebilir. Son derece basit bir kurulumla tezahür eden bu tepkisel dışavurumu, sanatçının edebî üretimlerinden menkul ağır bir içerik belirlemektedir. Çok kimlikli ve kültürlü, değişen coğrafyalarda kendini geliştiren bir bakışın ve itirazın biçimlediği bir muhayyilekarşımızdadır.Dramatik yoğunluğa, bir kopuk ilişkiler manzumesinin gerilimine dayanan bu yaklaşımın, aslında arkada bırakılan tarihsel bir yükten ve bu ağırlıktan sıyrılma çabasından gücünü aldığını fark etmek zor değildir.
Doğal olarak bu aşamada şu tespit anlamlı görünmektedir: Etel Adnan’ın basit bir kuruluma dayalı küçük alanlı sempatik tasvirleri ile kastedilen içerik yoğunluğu, paradoksal bir ilişki içindedir. Yani; radikal bir soyutlama deneyimine rağmen, anonim bir manzara kurgusuyla beliren bu duyarlı biçimleme, dış dünyanın maddi unsurlarıyla kurduğu ilişkide mesafeli görünmektedir. Bu durum; aşırılaşan soyut ve şematik bildirimin, Doğulu bilinç ve bakışın belirlediği bir zihinsel dönüşüm nedeniyle yaşanmasından ibaret olabilir. Ancak; politikleşen düşünce yapısı ve bilincin, bu soyutlama dizilimini, tarihsel ve coğrafî bir kodlama üzerinden içkin bir içerikle buluşturduğu her zaman söylenebilir. Biçimler ve onları bir arada tutan katmanlı boya tabakalarının ya da renklerin simgesel karşılıklarını bu kodlama ile tespit etmek zaten başlı başına ilginç bir okuma deneyimine dönüşmektedir. Bu yönde bir sorgulamanın aynı zamanda bizi, Etel Adnan’ın karmaşık iç dünyasına, zengin ve dramatik yönüyle etkili olan edebî anlatılarına, hümanist düşünceleriyle şekillenen inanç dünyasına yakınlaştıracağı da kesindir.
manzara: bir unutamama biçimi haline gelen simge yapılar
Etel Adnan’da gözlemlediğimiz; kültürlerarası geçişle alâkalı, çok dilli ve parçalı üretim ağındaki bağlantılar ya da kopukluklar, hiç kuşkusuz bütünü kapsayan kavramsal bir çerçeve oluşturmaktadır. En azından dil ve yer ile olan çatışmalı ilişki; görsel anlatıları belirleyen bir durumdur. Bu yüzden mevcut gösterim, bir yeri nitelemekten çok, anonim bir manzara düzenine ulaşmayı sağlayan soyutlamacı bir kavrayış üzerinden ilerlemektedir. Sanatçı açıkça; psikolojik gerekçelerle güdülenen ve bellekte şekillenen meçhul bir imge’nin peşindedir.
Dolasıyla; manzara burada, meçhul yer’in bilinmez olan yer ve yurdun tasviriyle özdeştir. Duygusal bir betimlemeden çok, soyut ve simgesel bir bildirimle dış dünyadan sıyrılmaktadır. Bu nedenle manzarayı bütünleyen dağ/tepe imgelemi, hem Tamalpais Dağı’na duyulan tutku dolu sevgi ilişkisinin, hem de ruha dokunan sürekli bir kaygının ve duygusal bir açmazın açıklamasıdır. Bu resimlerde dış gerçeklikten arınmış görülen şeyler, boyutsuz ve imkânsız bir dolayımın hayaleti gibidir. Dış dünyanın bu düzeyde gerçekleşen dolaysız temsili; aslında yarattığı mesafeli ilişkiye, simgesel karşılıklar aramaktadır. Nitekim her manzara, anonim tipolojiyi aşan bir referansla hiçbir yer olarak tanımlanan yerler Tapalpais Dağı, Beyrut ya da İzmir olabilmektedir.
Söz konusu dağ/tepe tipolojisi; ilk bakışta doğaya atıflı renk alanlarının buluşma-birleşme hikâyelerini barındırır. Bir indirgemeyle kurulan bu temsilinin, anonim yer/manzara kavramına atıflı bir soyut düzenekten, basit bir biçimlemeden ibaret olduğu açıktır. Yer yer çocuk resmini çağrıştıran naif duyarlıktan, aykırı bir kavrayışa özgü biçimlemeden, kararlı görünen bir resim yapma iradesi ve isteğinden bahsedilebilir burada…
O yüzden, bir lirik soyutlama organizasyonuna dönüşen meçhul manzaraların gücü, içerdiği dönüşüm yeterliliğinden gelmektedir. Böylece; “İsimsiz” bırakılan her resimde, bir değişim hikâyesini kendi içinde barındıran, değişken temsil olasılıklarını belirsiz bırakan ve okunur gerilim kodlarına mesafeli kalarak sadece bu yoruma odaklanan bir tercih karşımızdadır. Saf renklerin lirizmiyle yükselen bu düzlemde, her türlü perspektif ıskalanmış gibidir. Dahası, bilişsel düzeyde dağ/tepe ve güneşle özdeşleşen tüm leke ve diğer birim alanlar, benzer referansları reddetmeye hazırdır. O yüzden, dört köşeli güneş tasavvurunun, bir naivite sorunu olarak değil de, bir duygu kırılmasını veya hayal kırıklığını manzaranın masumiyeti üzerinden sorgulatan yaratıcı bir tercih olarak yorumlanması gerekir. Çünkü burada; sert ve uyarıcı bir itirazla; bir anda acı ve hüzünle yoğrulmuş manzara ötesi bir anlatının yüzeyiyle karşı karşıya olduğumuz kesindir.
duygusal tepkiyle ifade edilen mesafeli bir arayış
Etel Adnan’ın resmi, esas itibariyle bir olanaksızlığı ya da bir mahrumiyeti çağrıştıran, yoksunluk içinde kurulan bir dil/söylem tartışmasının alanıdır. Mevcut bağlantı ve otobiyografik katkılarla şekillenen bu dil, soyutlandıkça indirgendikçe sanki en hakiki görünüşüne ulaşır. Dahası basitleştikçe ikonikleşen bir etkiye sahiptir. Özsel olanın bu içtenlikli, doğrudan ve akış halinde biçimlenen soyut karşılıkları, çoğu kez bir manzara resmi kavramsallığıyla, güncel olana temas eder. Tek seansta tamamlanan kararlı ve tereddütsüz biçimlemeyle güçlü kütlesel bloklar üretir, ortaya çıkan renk alanlarıyla kişilik kazanır. Epik bir duyarlığa sırtını dayayan bu yaklaşımın, sadece söz konusu renk alanlarının ilişkisiyle kurduğu simgesel ve soyut düzenleme gücüne, dönüştürücü estetik potansiyeline ayrıca dikkat edilmesi gerekir.
Özetle; dış-dünya bağlantılı bir görüntü şematizmine odaklanan Etel Adnan, her yüzleşme anında yaşadığı duygusal durumu kayıt altına almaktadır. Dış-dünya referanslarının kışkırtıcı dinamizmini arkasına alan sanatçı, belirsiz bir yarı-soyut ikon tasarımına yönelmiştir. Bu şekilde; imgelem, bellek ve özgeçmiş dolayımında kurduğu ilişkiler üzerinde yapılanan görsel dille, yakıcı gerçeklerle dolu bir anlam yoğunluğu ifade ettiğinin fazlasıyla farkındadır.
Aslında gelişme imkânları sınırlı olan bu aktarım, kendini tasvirin bilinen koşullarına yakınlaştırma çabası içinde bile değildir. Aksine, sıradan bir soyutlama halinin yerini, salt soyuta evrilen bir yörüngede sürdürülebilir form geliştirme arayışının; tuhaf, grostek ve naif bir imgelemin aldığı görülür. Bu tam olarak aranan biçimsel bir karşılıktır. Tutuktur ve aksayan bir görüntü içindedir ama içtenlikli ve doğrudan akışın bir sonucudur; aslında idealize edilen ve aranan nihaî durumdur.
Gölgesiz, derinliksiz ve dolayısıyla boyutsuz bu görsel dil; Etel Adnan’ın özellikle çoğu sürgünde geçen hayatını niteleyen kavramlarla, değerlerle, aidiyet ve kimlik tartışmalarıyla derinden ilişkili olup; arafta olma haline karşılık gelecek bir farklılık bildirimine, basitliğiyle gücünü ve etkisini katlayan özgün bir anlatı dizisine dönüşmektedir.
Mümtaz Sağlam Copyright © 2024, All Rights Reserved
TAGS Etel Adnan İmkânsız Eve Dönüş
Etel Adnan Arap-Amerikan kültürünün önde gelen isimlerinden biri olan Etel Adnan (1925-2021), çalkantılı yaşam deneyimini küçük, içtenlikli ve/fakat yoğun duygu yüklü resimlere dönüştürdü. Altmış yıl boyunca, büyüleyici berraklıktaki bir iç dünyayı ifade etmek için daire, kare gibi temel formlara odaklandı. Öncelik verdiği tür olan manzara pratiğini kozmik bir olay olarak niteleyen sanatçı, resmin gerçek boyutlarının ve derinliğinin de aslında hafızanın mekânında biçimlendiğini ileri sürmektedir.
mümtaz sağlam Artist, art writer and curator. She has numerous publications on current issues, theoretical debates and prominent artist attitudes in the field of plastic arts. She lives and works in Izmir and London.
RELATED CONTENT – LAST EXHIBITIONS
Etel Adnan’ın resimleri, duygusal aşırılıktan gücünü alan bir ayrıcalığa sahiptir. Söz konusu duygu fazlalığını yalın ve sade bir düzen fikriyle buluşturarak ifade eden sanatçı, salt biçimci bir iradenin ulaştığı çağrışım zenginliği ile kendine elverişli bir ifade alanı yaratmış durumdadır.
Solo Exhibition, Küratör: Serhan Ada, 6 Nisan – 8 Ağustos 2021, Pera Müzesi, İstanbul. İmkânsız Eve Dönüş, Etel Adnan’ın yüz yıla yaklaşan yaşamının tüm üretim dönemlerini kapsayan retrospektif niteliğinde bir sergidir.
Solo Exhibition, 20 May – 4 October 2023, Van Gogh Museum, Amsterdam.
Etel Adnan retrospektif sergisi, sanatçının pratiğini Van Gogh’un çeşitli tablolarıyla diyaloğa sokuyor. Dil Olarak Renk başlıklı sergide, Adnan’ın resimleri ve duvar halılarının yanı sıra, Mahmud Derviş ve Yusuf el-Hal gibi yazarların Arap şiirlerinin transkripsiyonlarını ve Adnan’ın kendi yazılarını renk alanı manzaralarıyla birleştiren leporelloları da yer alıyor.
Solo Exhibition, 22 Jenuary – 1 march 2025, White Cube New York, 1002 Madison Avenue, New York, NY 10075
This Beatiful Light, doğumunun yüzüncü yılında Arap-Amerikan kültürünün önde gelen sanatsal ve edebi isimlerinden Etel Adnan’a adanmıştır. Adnan’ın çok yönlü çalışmalarını kutlayan bu kapsamlı sergi, sanatçının altmış yıl boyunca geliştirdiği ve pratiğini tanımlayan birbiriyle ilişkili motifleri, araçları ve kaygıları araştırıyor.
SELECTED PUBLICATIONS
Colour as Language: Etel Adnan – Vincent Van Gogh, Texts: Sara Tas and Simone Fattal, Dutch-English, Hardback, 144 pages, August 2022.
Kaalen Wilson-Goldie, Etel Adnan, English, Hardcover, 144 pages, Lund Humphries Publishers Ltd. September 2018.
Etel Adnan, Hazırlayan: Serhan Ada, Türkçe, Ciltli, Sert kapak, 400 sayfa, Everest Yayınları, İstanbul, Temmuz 2021.
Etel Adnan, 100 Notes, 100 Thoughts: Documenta Series 006, By Ete Adnan, English, Paperback, 32 pages, Published by Hatje Cantz, July 2011.
Etel Adnan & Laure Adler, The Beauty of Light, English, Paperback, 144 pages, Nightboat Books, March 2024.
Hans Ulrich Obrist, Etel Adnan,(Conversation) French, Paperback, 128 pages, Manuella Publishing, July 2012.
saglamart; dinamik bir anlayış ile hareket eden, kültür-sanat ortamındaki olay ve olgulara, sanatçı tavırlarına, yapıtlara ve yayınlara odaklanan bağımsız bir yayın etkinliğidir. Tüm hakları saklıdır. All rights reserved. Görüntü ve yazılar izinsiz kullanılamaz. Images and texts cannot be used without permission.