gülay yaşayanlar: temsilin çekici belirsizliği üzerine

MÜMTAZ SAGLAM

Gülay Yaşayanlar’ın içinde bulunduğu yaratıcı süreç ise; arındırılmış biçim ile doğrudan anlatımın ilişkisini yansıtan öncü nitelikler üzerinde yapılanıyor. Enerjisini içinde tutarak, gergin ve yoğun, aynı zamanda hacminin dışına taşan boş biçime dönüşmüş kütleler üretiyor. İçerdiği gerilimi yaratıcı bir eyleme dönüştürerek saplantılı bir çoğalma arzusu içinde görünüyor. Sanki, öteki haline getirilen ve yabansı görünen şeyler, eşzamanlı bir varoluşa göre simgesel karşılıklarını arıyor.


Gülay Yaşayanlar, “Belirsiz Şeyler”, #1, 2015, Kağıt Üzerine Mürekkep, 28×38 cm. https://saglamartspace.com/gulay


Son dönemde plastik sanatlar alanında alışılmış ifade anlayışlarının yerine; dil ile ilgili farklı yapılandırma arayışları ve yeni söylem biçimleri öne çıkmış durumda. Nihayetinde görsel alanı dönüştüren bu deneyimlerin bir çoğu, alıştığımız çözümleme ve yorumlama pratiklerini anımsatmakla beraber; henüz sistematiğini oluşturamamış üretim biçimlerine özgü bir karmaşa içinde.

Gülay Yaşayanlar’ın içinde bulunduğu yaratıcı süreç ise; arındırılmış biçim ile doğrudan anlatımın ilişkisini yansıtan öncü nitelikler üzerinde yapılanıyor. Enerjisini içinde tutarak, gergin ve yoğun, aynı zamanda hacminin dışına taşan boş biçime dönüşmüş kütleler üretiyor. İçerdiği gerilimi yaratıcı bir eyleme dönüştürerek saplantılı bir çoğalma arzusu içinde görünüyor. Sanki, öteki haline getirilen ve yabansı görünen şeyler, eşzamanlı bir varoluşa göre simgesel karşılıklarını arıyor. Bu noktada, netameli bir belirsizliğe doğru ilerleyerek, sadece bir başkalaşım deneyimine, yerleşik algının ihlâline öncelik veriyor. Dahası, henüz nesne ya da figür olamamış organsız bedenlerle yeni ilişki biçimlerini öneriyor. Üstelik bunu en basit ve doğrudan bir görselleştirme ile olanaklı hale getiriyor. Anlamsız görünen boşluğunda bizi konumlayarak, mutlak biçim ile mutlak başkalık ilişkisinin ya da tartışmasının tanığı haline getirerek bunu yapıyor.

Bu yüzden eldeki birikim ve üretim üzerine gerçekleştirdiğimiz bu eleştirel yaklaşım, öngörülen temsil ile gerçekleşen deneyimin ilişkilerini kavramsal boyutta değerlendiren bir çalışma olarak nitelenebilir. Esas itibariyle Gülay Yaşayanlar’ın bir gösterge olarak kavradığı imge bütünlüğünden hareketle, oluşan temsilin çekici belirsizliği öne çıkarılmakta, ima ettiği anlam ve durumlar üzerinde durulmaktadır. Yazar açısından bu lekesel düzen üzerine odaklanarak, sergilenen dil/mantık ilişkisini söküp çıkarmak kolay olmadığı gibi yeterli de değildir. Herşey, sadece bir bakış açısı yakalamak, yapı ve dil sorunlarına karşı üretilen özgün çözümleri yakından gözlemlemekle ilgilidir. Genelde kavramların, kimi kez de görselleşen düşüncelerin peşinde bağımsızlaşarak imge’den ötede biçimlenmiş ve istiflenmiş çok sayıda tanımı içeren bu çaba, kendi  iç bütünlüğünü kurmaya çalışan bir yazma deneyimidir sonuçta…

Dolayısıyla burada, söz konusu imge-nesne üretiminin içerdiği görsellik fikrinin dönüştürücü niteliği sorun edilmekte, ifade unsuru olarak beliren dil ve anlatım kalıpları üzerinden oluşan kurmacanın niteliğine ve mantığına ilişilmektedir. Hemen belirtelim ki bu üretim, yeni çözümlere olanak verecek şekilde kendini geliştirmeye devam etmektedir. Tam da bu yüzden, bir ara dönemin ürünlerine odaklanan bu bakış deneyimi, bir yandan dile getirilemez görünen bir yapı-biçim inşasını irdelemekte; diğer yandan da benzer bir üretimi sözcükleri kullanarak gerçekleştirmeye çalışmaktadır.


Mümtaz Sağlam, İzmir-İstanbul, Haziran 2015.

Bkz.Mümtaz Sağlam, Gülay Yaşayanlar / Tahayyül ve Mesafe, Mas Matbaası, Eylül 2015, İstanbul.

ayrıca bakınız: https://saglamart.com/gulay-yasayanlar-temporal-indefiniteness-defined-by-space