süleyman seyyid bey: gerçek ötesi bir doğa tasavvuru

MÜMTAZ SAĞLAM

“İzlenimci palete ulaşma ve açık hava resminin tipik konseptini yakalama yolunda önemli bir atılım olarak görebileceğimiz peyzaj ve natürmortlarında olağandışı bir ustalıklı yorumla karşılaşırız. Doğadan gözlem yoluyla elde ettiği ışıklı peyzajlar renk perspektifini bilgiyle uygulayan yetkin çözümler olarak netleşir. Ve fakat ince katmanlar şeklinde oluşturduğu saydam yüzeyler, naturalist bir duyarlığı, gerçekçi bir aşkın doğa yorumunu bütünlemektedir.”


Süleyman Seyyid Bey, “Ormanda Yol”, Tuval Üzerine Yağlıboya, Ankara Resim ve Heykel Müzesi. https://arhm.ktb.gov.tr/

Dönemindeki diğer ressamlara göre daha entelektüel bir tavır içinde olan Süleyman Seyyid Bey, eleştirel tavırlı ve sorgulayıcı kişilik yapısına sahip olması nedeniyle pekçok mağduriyet yaşamıştır, bu da sanatına yansımıştır. Seyyid Bey’in sanat yaklaşımı İzlenimci etkiler ile Gerçekçi figür yorumu arasında kalan ve  birbirini desteklemeyen iki tercih üzerinde yapılanır. İzlenimci palete ulaşma ve açık hava resminin tipik konseptini yakalama yolunda önemli bir atılım olarak görebileceğimiz peyzaj ve natürmortlarında olağandışı bir ustalıklı yorumla karşılaşırız. Doğadan gözlem yoluyla elde ettiği ışıklı peyzajlar renk perspektifini bilgiyle uygulayan yetkin çözümler olarak netleşir. Ve fakat ince katmanlar şeklinde oluşturduğu saydam yüzeyler, naturalist bir duyarlığı, gerçekçi bir aşkın doğa yorumunu bütünlemektedir. Renk tonlarındaki temizlik ve saydamlık oluşturduğu dünya tasavvurunu gerçek ötesi bir boyuta sürükler. Dönemi ressamlarına hakim olan tevekkül, doğayla duygusal bütünleşme Seyyid Bey’de biraz farklı olarak ortaya çıkar.

Doğayı bütünleyen ilişkileri görsel dilin imkanlarıyla çözmeye atıflı bir arayışın, çabanın izleri burada görülür. Bu farklılığı onu izlenimci algı ve düşünceye daha çok yaklaştırır. Kasvet ve melankoli yerini ışığa, dünyasal olan imgelerin yarattığı coşkulu ve yaşayan bir duyguya bırakır. Oğur Arsal, onun maddi dünyaya yakınlığını Osman Hamdi’ninkinden farklı bulur. Seyyid’de fotoğrafik etkilerin mekanikleştiği bir üsluptan söz edilemez. Fotoğrafik etkiler; filtrelenerek, ayrıntılı ve aşırı gerçekçi, yaşayan bir üsluba dönüştürülmüştür burada.

Ancak Seyyid’in figür resimlerinde değişen yorum tercihinin nedeni pek anlaşılamamıştır. Figür içeren düzenlemelerde Seyyid’in doğa karşısında geliştirdiği kontrol ve yorum serbestisi birden yok olur. Daha kontrollü, durgun ve iddiasını yitirmiş bir figür algısını önermesi, çelişkili bir tutum olarak değerlendirilebilir. Seyyid Bey’i, özellikle Osman Nuri Paşa, Osman Asaf, Hoca Ali Rıza ve Nazmi Ziya ile Türk peyzajında izlenimci duyarlığı renk ve titreşim değerleriyle Batılı formasyona yakın bir biçimde kavrayan ve uygulayan geleneğin öncüsü olarak görmek ve konumlandırmak yanlış olmayacaktır.


Seyyid’in perspektif bilimi ve uygulamaları üzerine bir kitap resimlediğine dair notlara rastlamak mümkündür. Bkz. Selim Pertev Boyar, sf.42 ve Sami Yetik, Ressamlarımız, sf.70

Oğur Arsal, Modern Osmanlı Resminin Sosyolojisi (1839-1924), Çeviren: Tuncay Birkan, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1999. sf. 66-67.

Kıymet Giray, “ Türk Resminin Natürmort Ustası Süleyman Seyyid Bey”, Antikdekor, Sayı:114, Eylül-Ekim 2009, sf.92-101.


süleyman seyyid bey / Mekteb-i Harbiye’de ilk resim derslerini alan Süleyman Seyyid Bey (1842-1913), 1862 yılında sanat öğrenimini pekiştirmesi için Paris’e gönderilir. Bir süre Mekteb-i Osmânî’de öğrenim gören Seyyid Bey’in Cabanel ve Boulanger’in atölyelerinde altı yıl süreyle çalıştığına dair bilgiler mevcuttur. 1875 yılında İstanbul’da Mekteb-i Harbiyye’ de öğretmen olarak çalışmaya başlar, Kuleli Askeri Lisesi, Tıbbıye-i Şahane gibi askeri eğitim kurumlarında 1910 yılına kadar görevini sürdürür.